Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

    Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

      Davalı alacaklı ... vekili, davacının 7 günlük sürede itiraz etmediğinden borcun zimmetinde sayıldığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının borcunun olmadığının ispatladığından bahisle davanın kabulüne karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,6183 sayılı yasanın 79.maddesinden kaynaklanan menfi tesbit davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.maddesinin 16.fıkrasında 'Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51, 102 ve 106, maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.."...

        Hukuk Dairesinin temel görevi 29.03.2017 tarih, 30022 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 1 Nisan 2017 tarihinden itibaren uygulamaya başlanılmasına karar verilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı Kararında belirtildiği üzere “Sosyal Güvenlik Hukuku’ndan kaynaklanan davalarla sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine göre menfi tespit istemine ilişkin olup, görevli mahkemenin bozma ilamı ile belirlenmiş olması ve verilen kararın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması nedenleri ile 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 17....

          Davanın yedi günlük süre içerisinde açılması halinde ise, somut olayda zamanaşımının geçip geçmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. 506 sayılı Kanunun 80.maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8.maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan menfi tespit istemine ilişkin olup uyuşmazlığın temyizen incelenmesi göre Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

              İcra Müdürlüğü'nün 2017/309 sayılı dosyası ile ilamsız takip hem de 6183 sayılı AATUHK gereğince takip başlatıldığını, takip konusu alacağın 2014, 2015 ve 2016 yılı "ulaştırma hizmetleri ücreti" 2016 yılı "çevre ve temizlik vergisi" ve 2016 yılı "ilan ve reklam vergisi" olduğunu, 6183 sayılı AATUHK gereğince yapılan takipte 06/06/2016 tarih ve 4201 nolu ödeme emri gönderilmesi üzerine Kayseri Vergi Mahkemesinin 2016/856 Esas sayılı dosyası ile "Çevre ve Temizlik Vergisi'nin ;2016/1250 esas sayıl dosyası ile de 2014, 2015 ve 2016 yılı "Ulaştırma Hizmetleri Ücreti'ne ilişkin gönderilen ödeme emirlerinin iptalini talep ettiklerini, davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu ödeme emirlerinin bir kısmının Kayseri Vergi Mahkemesince iptal edildiğini, yapılan icra takibinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davacının Nevşehir 2....

              uğrayacağı düzenlenmiş, aynı Yasa'nın 103 ve 104. maddelerinde ise zaman aşımını kesen sebepler gösterilmiştir. 506 sayılı Yasa'nın bazı maddelerinin değiştirilmesine yönelik olan 08.12.1993 yürürlük tarihli 3917 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanacağı düzenlenmiş; 29.07.2003 tarih 4958 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle 506 sayılı Yasa'nın 80/5. maddesinde, süresi içinde ödenmeyen prim alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın 51. maddesi hariç diğer maddelerinin uygulanacağı düzenlenerek 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesinin Kurum alacaklarının tahsilinde uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 506 sayılı Yasa'nın 80/5. maddesi 24.06.2004 tarihli 5198 sayılı Yasa'nın 11. maddesi ile değiştirilerek, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın 51 ve 102. maddeleri hariç diğer maddelerinin uygulanacağı düzenlemesi getirilmiş, anılan değişiklik 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu