Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleri ile İİK'nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....

    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleri ile İİK'nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....

      A.Ş. adına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun' un 79' uncu maddesi uyarınca düzenlenen ve 21.11.2017 tarihinde tebliğ edilen 15/11/2017 tarih ve 125671 sayılı haciz bildirisi üzerine davacı tarafından işbu menfi tespit davası açıldığını, davacının Dairemizin 692 005 3202 vergi kimlik numaralı mükellefi Levent ÖZGÜÇLÜ'den 2016 takvim yılı içinde katma değer vergisi hariç 12.850,00 TL tutarında mal ve hizmet satın aldığı Bs, Ba formlarından tespit edildiğini, yapılan bu tespit üzerine davacıya söz konusu alacağın haczedildiğine ilişkin 15.11.2017 tarih ve 125671 sayılı istihkak haczi yazımız 21/11/2017 tarihinde elekronik ortamda tebliğ edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından tevdii edilen 22.01.2018 tarih ve 17160 sayılı dilekçeyle her ne kadar haciz bildirisine itiraz edilse de davacının bu itirazı 6183 Sayılı Yasanın 79'ncu maddesinde belirtilen süreden sonra olduğunu, davacının süresinde itiraz etmemesi üzerine bu sefer davacı adına 09.01.2018 tarih ve 2018010966VUO...

      Davanın KABULÜ ile davalı tarafından davacı hakkında 6183 Sayılı Kanunun 79. maddesi gereğince başlatılan 2019090314BeE0000001 takip dosya numaralı takipte davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, söz konusu takibin İPTALİNE, Davacının tazminat talebinin reddine" şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır....

      bildirilmiştir. 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır. 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir....

      Maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK'nın 362/1- a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde taleplerinin 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olduğunu beyan etmiştir....

        Yukarda belirtilen görev ile ilgili düzenlemelerde açıkça kurumun taraf olduğu ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan ve açıkça primin 6183 sayılı kanun uyarınca tahsili üzerine bu kanunun da uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda iş mahkemesinin görevli olacağı belirtilmiştir. Burada Kurumun taraf olması ve uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanundan doğması yeterlidir. Karşı tarafın sigortalı veya üçüncü kişi olmasının önemi bulunmamaktadır. 10. Somut uyuşmazlıkta kurum 5521 sayılı Kanundan kaynaklanan prim alacağının tahsili için, anılan kanunun 88. maddesi uyarınca 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca prim borçlusu şirket aracına haciz uygulanmış ve davacı üçüncü kişi aracı satın aldığını belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı haczin 6183 sayılı kanunun 79. maddesi uyarınca talep etmektedir. Dava tarihi itibari ile İş Mahkemesinin görevli olduğu açıktır. Zira 88....

          Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

            Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava dışı tasfiye halinde ... Konut Yapı Kooperatifinde 3 kişilik tasfiye kurulu üyesinden biri ve kooperatif temsilcisi olan davacı hakkında 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, 2012/43809, 2012/43808 ve 2012/43810 sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrlerinin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, davacının tasfiye memuru olarak atandığı döneme ilişkin olarak 6183 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca tasfiye memurunun sorumluluğu irdelenmeksizin, davacının kuruluşundan beri dava dışı ......

              UYAP Entegrasyonu