Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; davanın kısmen kabulü ile 26.431,13 TL'nin 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir....

    Davanın 5510 sayılı Yasa'nın 4/I-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu, geçiş hükümlerini içeren aynı Yasa'nın Geçici 7. maddesi hükmünde "bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun'un geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler" hükmü gözetildiğinde, eldeki somut uyuşmazlığın dayandığı mevzuat hükümleri 506 sayılı Yasa'nın 80. maddesidir. 506 sayılı Yasa'nın 80. maddesi, primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yöneliktir....

      İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70’inci maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Eldeki uyuşmazlığın 6183 sayılı Yasanın 79 maddesinin 4. fıkrasında dayanağını bulan ve bir yıllık süre içerisinde genel mahkemede açılması gereken menfi tespit davası niteliğinde olduğu, sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesinin görevli olmadığı belirgin ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/05/2018 tarih 2015/18148- 5099 Esas-Karar sayılı ilamına uyularak Karabük 1....

      Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı bankanın borcu bulunmadığının bilirkişi incelemesi sonucu saptandığı gerekçesiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesinde 5479 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile değişiklik yapılarak kamu idaresine borçlu olan kişinin üçüncü kişilerdeki mal ve alacağının haczi için yapılan tebligat üzerine üçüncü kişiye menfi tespit davası açma imkanı getirilmiştir. Hükme göre, haciz bildirisini alan üçüncü kişi 7 gün içinde itirazda bulunmamışsa, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir. Bu davada davacı üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle takip borçlusuna borcu bulunmadığını veya malın elinde olmadığını ispat etmelidir....

        (X) KARŞI OY : … Radyo Televizyon Yayımcılık Anonim Şirketi'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın kabulüne dair Vergi Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiasıyla itirazda bulunabileceği, 62. maddesinin 1. fıkrasında, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı, Kanunun "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi" başlıklı 79. maddesinin 1. fıkrasında, hamiline yazılı olmayan veya...

          (X) KARŞI OY : … Radyo Televizyon Yayımcılık Anonim Şirketi'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın kabulüne dair Vergi Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiasıyla itirazda bulunabileceği, 62. maddesinin 1. fıkrasında, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı, Kanunun "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi" başlıklı 79. maddesinin 1. fıkrasında, hamiline yazılı olmayan veya...

            Hukuk Dairesinin temel görevi, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı Kararında belirtildiği üzere “Sosyal Güvenlik Hukuku’ndan kaynaklanan davalarla sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine göre menfi tespit istemine ilişkin olup, görevli mahkemenin bozma ilamı ile belirlenmiş olması ve verilen kararın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması nedenleri ile 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 05.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesinin temel görevi, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararında belirtildiği üzere Sosyal Güvenlik Hukuku'ndan kaynaklanan davalarla sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesine göre menfi tespit istemine ilişkin olup, görevli mahkemenin bozma ilamı ile belirlenmiş olması ve verilen kararın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması nedenleri ile 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....

                  Nevarki taraflar arasında düzenlenen 8.4.1982 tarihli abone sözleşmesinde, 6183 sayılı yasa gereğince geçikme zammı istenebileceğine dair bir kararlaştırma bulunmamaktadır. Öyleyse davacı, gecikme zammı isteyemez. Ancak çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, yasal faiz isteyebilir. Bilirkişiden bu yönde ek rapor alınak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanana nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 18.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu