Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için istirdat davası açabilir (İİK m. 72/VII). Borçlunun menfi tespit davası açmış olması hâlinde, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun ödenmesi üzerine de menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir (İİK m. 72/VI). İstirdat davası, esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenir. Yalnız, davanın şartı icra hukukuna dayanmaktadır: Borçlunun, borcu bulunmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması (Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder/Taşpınar Ayvaz, Sema/ Hanağası, Emel: İcra İflas Hukuku, Ankara 2018, 4. Baskı, s. 228)....
Maddesi uyarınca menfi tespit davası açtığı beyan edilmiştir. Daha sonra davacı tarafından sunulan 08/06/2022 tarihli dilekçe ile mahkememizde menfi tespit davası olarak açılan davanın cebri icra tehdidi altında .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına 60.000,00 TL ödeme yapıldığından bahisle ödeme tarihi olan 23/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte istirdatına, bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekir. Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusudur. Borcu ödemiş olan 3.kişi, yani davacı takip alacaklısına karşı istirdat davası da açamaz. Tüm bu bilgiler ışığında .... İcra Müdürlüğü'nün ......
Davacının istirdat davası açması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir....
Mahkemece davanın niteliğine göre 3. kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takip borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine" dair yerel mahkeme kararı yargıtay tarafında onanmıştır. Her ne kadar davacı ödeme yapmış ise de İİK md. 72 uyarınca davanın niteliğine göre; 3.kişi olan davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekir. Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacılar tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusudur. Bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece davanın niteliğine göre 3. kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takip borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine" dair yerel mahkeme kararı yargıtay tarafında onanmıştır. Her ne kadar davacı ödeme yapmış ise de İİK md. 72 uyarınca davanın niteliğine göre; 3.kişi olan davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekir. Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacılar tarafından ödenmiş olsa bile; davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusudur. Bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Davacının şikayeti üzerine, davacının çalışanları ve çeki elinde bulunduran ... hakkında açılan kamu davası veya davacının ... hakkında açtığı istirdat davası, TTK'nın 644. maddesine dayalı sebepsiz iktisap davası için zamanaşımını kesmez. Zira zamanaşımını durduran ve kesen sebeplerin sayıldığı 818 sayılı BK'nın 132 ve 133. maddelerinde anılan davalara yer verilmemiştir. Bu itibarla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Üçüncü kişi davacı vekilinin dava dilekçesinde, borçlusu olmadığı icra dosyasından iki ayrı adresine hacze gelinerek, haciz ve muhafaza tehdidi altında protokol ve senet imzaladıklarını, 450.000 TL bedelli senedin takibe konulduğunu, 540.000 TL ödeme yaptıklarını beyanla, ödedikleri paranın istirdadını talep ettiği anlaşılmakla, dava İİK'nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış istirdat davası niteliğinde olmayıp, üçüncü şahıs tarafından açılan istirdat davası olup, mahkemece davanın davacı sıfatı bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesi yerinde değildir. İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ......
Davacı vekili her nekadar haciz ihbarnamesindeki süreler kaçırıldığından , İ.İ.K. genel hükümleri çerçevesinde borçlu olmadıklarının değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiş ise de; mahkememizce açılan dava İ.İ.K. 89/3. maddesine göre açılmış menfi tespit/ istirdat davası olarak değerlendirilmiştir. Genel hükümler çerçevesinde borçlu olmadığının tespitinde davanın dosya borçluları ... ..... ve ..... ..... karşı derdest edilmesi gerekirken davalı alacaklıya yöneltilmesinde husumet ehliyetinin varlığı tartışılmalıdır. Ancak İİK'nın 89/5. maddesinde "herhalde üçüncü şahıs borçlu ile kötüniyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir. " hükmü düzenlenmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/16419 Esas 2017/759 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere İİK'nın 89/5. Maddesi uyarınca açılan istirdat davası için kanunda herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiş ise de, İİK'nın 89/5....
nin kaşesi ve imzasının bulunmakta olduğunu, kıymetli evrakın iradesi dışında elden çıkmadığı açıkça anlaşıldığı, müvekkil tarafından ciro silsilesi içinde bir önceki ciranta ... aranmış ve şahıs bizzat çekin İbrahim tarafından Ciro edildiğinin bildirilmiş olduğunu, müvekkilin mağduriyetinin önlenmesi için davacının bizzat kaşe ve imza ile ciro ettiği çek üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması ve açılan davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. Çekin ortaya çıkması nedeniyle, çekin kaybolmadığı anlaşıldığından, davacı vekiline istirdat davası açması ve dosya numarasının bildirilmesi yönünde kesin süre verilmiş ise de; verilen süreye rağmen davacı tarafça istirdat davası açılmamıştır. Mahkememizce davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen istirdat davası açılmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir....