Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MADDE 94- (2) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 27/03/2018 hükmü yer almaktadır. Somut olayda, kanun değişikliğinden önce 2886 sayılı kanun kapsamında sadece Hazine, Vakıflar Genel müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler yer aldığı için davacı kurumun bu kanuna göre tahliye sağlaması mümkün olmayıp ancak Borçlar Kanununda sayılan tahliye sebeplerinden birisi ile tahliye sağlaması mümkündü. Ancak yukarıda belirtilen kanun değişikliği ile Üniversitelerde bu kanun kapsamına alınmıştır. Yürürlük maddesine göre de tarih itibariyle bu dava için de kanunun uygulanması gerekmektedir. 2886 sayılı kanun kapsamında kira sözleşme süresinin bittiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi ancak kanun değişikliğinin önceden öngörülmesi mümkün olmadığından davalının kusuru bulunmadığından yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılması uygun görülmüştür....

Davacı dava dilekçesinde, 250.000 USD cezai şart alacağı ve 104.061 USD kar mahrumiyeti alacağı olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 USD cezai şart ve 1.000 USD kar mahrumiyeti alacağının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davacının kar mahrumiyeti bakımından 61.883,49 USD, cezai şart bakımından 124.999,99 USD talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.000 USD kar mahrumiyeti, 1.000 USD cezai şartın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili cezai şartın değerlendirme şekli ve hesaplanma usulü bakımından hata yapıldığı iddiasıyla bu istem için gerekçe yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    Davalı vekili kiralananın 2886 sayılı Kanuna göre ihale ile kiraya verildiğini, 14.09.2009 tarihinde tebliğ edilen ihtar ile 30.03.2010 tarihinden sonra sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacıya bildirildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil Ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır....

      İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2020 NUMARASI : 2018/433 E-2020/560 K DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Alacak, Cezai Şart (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 13/10/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022 Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart talepli davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili özetle; taraflar arasında ......

          Anılan İdare Mahkemesinin, dava konusu olayı bu yönde irdeleyip bir karar vermesi gerekirken 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davacıdan ecrimisil alınacağı yolunda verdiği kararda hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 7.12.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak, 6098 sayılı Kanun'un zaman bakımından uygulanmasına ilişkin 6101 sayılı Kanun'un 1. maddesinde yer verilen “geçmişe etkili olmama” ilkesi çerçevesinde, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde yer verilen rekabet yasağının ve bu yasağın ihlali halinde cezai şart öngörülmüş olmasının “hukuken geçerli olup olmadığı” 818 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmelidir. 818 sayılı Kanun'un 348 vd. maddelerinde hizmet sözleşmelerinde rekabet yasağının öngörülebileceği ve koşulları düzenlenmiş, özellikle 351/2. maddesinde ise, açıkça, rekabet yasağının ihlali halinde cezai şart kararlaştırılabileceği düzenlenmiştir. 818 sayılı Kanunda, sözleşmede düzenlenen rekabet yasağının ihlali halinde öngörülen cezai şartın geçersizliği sonucunu doğurabilecek nitelikte hükümlere yer verilmediği, özellikle 6098 sayılı Kanun'un genel işlem koşullarına ilişkin 20. maddesi ile hizmet sözleşmelerinde işçi aleyhine tek taraflı cezai şart öngörülmesinin geçersizliğine ilişkin 420. maddesine benzer hükümlerin...

              ait olmaması hem de tahsis eden ve tahsis edilen kurumların 2886 Sayılı Kamu İhale Yasasının l....

              nın bilinen en son adresine tebliğ edilmediğinden dava tarihine kadar tarafların davaya konu yeri kullanmalarının kötü niyetli olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle ecrimisil talebinin reddi gerektiği, davacı ile davalı ... arasındaki sözleşmede, sözleşmenin feshi halinde istenecek aylık 830 TL bedelin ifaye ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu bedelden hakkaniyet indirimi yapılması uygun olduğundan bilirkişi raporunda ilk ay 300 TL olmak üzere ÜFE oranında artırım yapılarak kira tazminatı olarak belirlenen 11.080 TL cezai şart alacağının sözleşmenin tarafı olan ...'...

                TMK'nın 995. maddesine göre kötüniyetli zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız olarak alıkoymuş olmasından doğan tazminatı karşılamak zorundadır. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar....

                UYAP Entegrasyonu