Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar ve 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır. Buna göre; davacının, ilk talebi olan tapu iptal ve tescil talebi bakımından dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın tapu iptal ve tescil talebi hiç yokmuş gibi tazminat talebi ile ilgili karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    İdaresi çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil, davalı-karşı davacılar ... ve arkadaşları ise TMK'nin 1007 maddesine dayalı tazminat davası açılmış olup, Mahkemece taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, davalı-karşı davacılar lehine 1007. maddesi gereğince tazminata hükmedildiğine, hüküm, davalı Hazine tarafından TMK'nin 1007. maddesi gereğince verilen tazminata yönelik olarak temyiz edildiğine göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Mahallesi, 1774 ada 3, 4, 5 parsel, 1733 ada 1 parsel, 1736 ada 18 parsel sayılı taşınmazların orman olduğu gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptal edilmesi nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurulmuştur. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak tazminata hükmolunmasında yöntem itibarı ile bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Davacılar vekilinin talepleri incelendiğinde; öncelikle muhacir komisyonu tarafından verilen tapunun zeminde yerinin tespiti, bu talebin karşılanmaması halinde Devletin tapu sicilinin tutulmasından ötürü sorumluluğu (TMK 1007 md.) nedeniyle tazminat talepleri olduğu tespit edilecektir. Bu husus 6100 sayılı HMK'da 111. Maddede düzenlenen terditli dava hallerindendir. Davacının asli talebi olan tapu senedinin zeminde tespiti, tapusuna karşılık yer verilmediği takdirde artık Devletin tapu sicilinin tutulmasından ötürü sorumluluğu gereği (TMK 1007 md.) tazminat talebidir. HMK 297/2 maddesinde açıkça taleplerden her biri hakkında hüküm verileceği düzenlenmiştir. Oysa mahkeme kararı incelendiğinde sadece tapu senedine ilişkin yer gösterilmesi ile ilgili karar olup, tazminat istemi ile ilgili hiçbir gerekçe olmadığı gibi hüküm de yoktur. Ayrıca kabule göre de daha önce verilen ve kesinleşen Yalova 1....

        İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 13/10/2021 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin asıl talebin tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değeri üzerinden tazminat, bu da mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin iadesine yönelik olduğu, tapu iptal ve tescil talebi ile rayiç değer üzerinden tazminat talebi yönünden eksik harcın ikmal edildiği, terditli diğer talep olan ödenen bedelin iadesi yönünden müddeabihin 10.000,00 TL olduğu, rayiç değer üzerinden ihtiyati haciz talep şartlarına ilişkin yaklaşık ispat koşullarının sağlanmadığı, taşınmazın rayiç değeri üzerinden ihtiyati haciz verilemeyeceği, ödenen bedelin iadesi talebi yönünden 10.000,00 TL üzerinden yaklaşık ispat şartları sağlandığından ihtiyati haciz kararı verildiği, davalının ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddi gerektiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 259. maddesi "İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden...

        Dava terditli olarak açılmış olup; iki ayrı dava değil, tek dava vardır. O halde davacının kademeli talebi kabul edildiğinden davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdiri ve yapmış olduğu yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentle gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.02.2016 (Pzt.)...

          ile Hazine taşınmazının 8.874,00 metrekare olarak korunarak tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir....

          el atma tarihi olarak alındığında bu tarihten itibaren kullanılamayan arsanın dava tarihine kadar tespit edilecek kira bedellerinin taraflarına ödenmesine, bu bedellere el koyma tarihinden itibaren bankaların uyguladıkları en yüksek faiz oranında faiz uygulamasına karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          bulunduğunu, 2020 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 461 nolu parselin 175/1 parsel olarak, 462 nolu parselin 175/17 parsel olarak, 465 nolu parselin 175/15 parsel olarak yeniden adlandırıldığını ve yüzölçüm miktarlarının değiştiğini, niteliklerinin 2017 yılındaki kadastro tespitinden farklı olarak tarım arazisi olarak tespit edildiğini, taşınmazların yeni tespit kapsamında T6 verildiğini, bu nedenle dava konusu taşınmazların orman vasfında olmadığının tespiti ile 6292 sayılı Kanun hükümleri gereğince müvekkilleri adına tesciline, bu talebin reddi halinde dava konusu parsellerin TMK 1007 maddesi uyarınca güncel piyasa değeri hesaplanarak tazminat olarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          itiraz davasının açılmadığı anlaşılmakta olup, arazi kadastro çalışmaları sırasında revizyon görmeyen ve işleme tabi kayıt niteliği kalmayan hukukî değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilmesi mümkün olmadığından tazminat koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerindedir. 3....

            UYAP Entegrasyonu