Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir....

    Davacılar yargılama aşamasında taleplerini tazminat davası olarak ıslah etmiş iseler de davacıların tazminat talepleri de yerinde değildir. Zira davacıların murisi adına davaya konu 47 ada 1 ve 2 nolu zabıt kaydına dayalı olarak1969 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucu oluşan herhangi bir güncel tapu kaydı bulunmamaktadır. Arazi kadastro çalışmaları sırasında orman niteliğinde olması nedeniyle revizyon görmeyen ve işleme tabi kayıt niteliği kalmayan eski tapu kaydı hukuki değerini yitirmiş olup 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince hukukî değerini yitiren tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki tapunun hukuki değerini yitirdiği 1969 yılından davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş bulunmaktadır....

    Somut olayda, davacının davasını terditli taleple açtığı ve Mahkemece davacının ilk talebi olan işe iade ve parasal hakların ödenmesine dair talebi kabul edilerek, davacının işe iadesi ile 4 aylık brüt ücreti tutarında işe başlatmama tazminatı ve kararın kesinleşmesine kadar 4 aylık ücreti ve diğer hakların ödenmesi gerektiğine dair 04.12.2012 tarihinde hüküm kurulmuş, aynı hükümle birlikte davacının kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı yönündeki talebinin bu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Mahkemece terditli taleplerden işe iadeye karar verildiğinde dava sonuçlandığı ve alacak talebi yönünden usulüne uygun açılmış ayrı bir dava bulunmadığı halde Mahkemece tefrik kararı verilerek terditli taleplerden ikincisinin hüküm altına alınması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

      Hukuk Dairesince “...çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı 26.10.1990 tarihinde kesinleştiğine ve davanın 01.11.2010 tarihinde açılmış olmasına göre davacının tapu iptali ve tescil talebi hakkında hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle ret kararı vermesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; dava terditli olarak açılmış olup, davacının tapu iptali ve tescil talebi reddedildiğine göre tazminat isteminin değerlendirilmesi gerekir. Mahkeme gerekçesinde, davacının tazminat istemine ilişkin değerlendirme yapılmadan hüküm kurulması isabetsiz olup...” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda senedin düzenleme tarihinden itibaren 10 senelik zaman aşımı süresi dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, terditli olarak açılmış olup, ilk talep 6292 sayılı yasaya dayanılarak dava konusu edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde ise 6292 sayılı yasanın 7/4 maddesi ve TMK'nun 1007 maddesi uyarınca bedellerinin tazminat olarak davalı idareden tahsili talebine ilişkindir. Yapılan incelemeye göre, İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi, Ulucak Beldesi, 3565- 3566 nolu parsellerin T1 ve Cumali Kılıç tarafından 1996 yılında satın alındığı, bu tarihte tapu kütüğünde herhangi bir şerh ve takyidatın bulunmadığı, daha sonra davaya konu 3565 ve 3566 parseller için, tapu siciline 25.05.2000 tarih ve 2199 yevmiye no ile ''bu taşınmazın 4023 m2 si orman tahdit sınırları içerisinde kalmaktadır” şerhinin işlendiği, akabinde, İzmir Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 3565 ve 3566 nolu parsellerde Orman tahdit Alanında kalan kısımlar için Kemalpaşa 2....

        İcra Müdürlüğü’nün 2008/16853 esas sayılı dosyasında dava dışı ...’in borcundan dolayı isim benzerliğine bağlı olarak dava dışı dosya alacaklısına ihale edildiğini ve akabinde tapu memurlarının kusuruna dayalı adına haksız şekilde tescil edildiğini beyan ederek, İİK 5. maddesine ve TMK 1007. maddesine dayalı olarak şimdilik 30.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah ile maddi tazminat talebini 133.074,00 TL’ye yükseltmiştir Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          nin maliki olduğu 1697 ada 9 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, 392 m2'lik kısmının ise kayden mevcut olmasına rağmen, fiili olarak bulunmadığını, bu miktarın 276 m2'sinin diğer ada olarak işlenmesine karşın hangi adalar olduğunun tespit edilemediğini, 116 m2'sinin de çocuk bahçesi olarak hisselendirilmesi gerekirken bunun da yapılmadığını, mevcut durum itibariyle TMK'nın 1007. maddesi uyarınca devletin kusursuz sorumluluğunun söz konusu olduğunu ileri sürerek tazminat talep etmiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur....

            Hal böyle olunca ana dosyadaki tapu iptal ve tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece taşınmazın iki kez orman vasfı ile tesciline yönelik hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan davalı ormana yönelik orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verildiğine, Orman idaresinin 1007 tazminat talebi yönünde taraf sıfatı bulunmadığına göre yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı Orman lehine AAÜT'e göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken Orman İdaresinin yargılama giderlerinden sorumlu tutularak lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir. Ayrıca TMK'nun 1007....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2022 NUMARASI : 2015/152 2022/100 DAVA KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat) KARAR : Taraflar arasında görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) istemine ilişkin açılan dava hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi başvurucu davalı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Çığlık mahallesi, 482 parsel İfraz edilirken Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir kısım yer de dâhil edilerek, 3194 sayılı imar kanunun 18. uygulaması ile parselasyon işlemi sonucu, 1911 ada 1 ve 2 nolu parseller ile 1912 ada 1 nolu parseli oluşturarak, 27.01.1999 tarih ve 458 yevmiye nolu işlem ile tescil ettiğini, 1912 ada, 1 nolu parseli ise daha sonra ifraz işlemine tabi tutarak 264 ile 268 adaları oluşturulduğunu, bu işlemler yapılır iken, Antalya 4.Asliye Hukuk Hâkimliğinin 1998/458 Esas, 1999/509 karar sayılı ilamı gereğince 11.508 metrekare...

            Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, terditli olarak dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinden çıkarılması, olmadığında 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince kıyı kenar çizgisi içerisinden çıkarılmaya ve tazminata ilişkin davaların reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3....

              UYAP Entegrasyonu