WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : 22a Uygulamasına İtiraz İle Tapu İptali Ve Tescil İstemine İlişkindir Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Uygulama kadastrosu sırasında, ... İli Mezitli İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski ada 160 parsel 56 sayılı 614,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 160 ada 56 parsel numarasıyla ve 566,84 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... İdaresi uygulama kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazın kısmen orman sınırları içerisinde kaldığı iddiasıyla kadastro tespitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir....

    Kadastro Müdürlüğünde çalıştığını, raporun hükme esas alınmayacağını, keşifte bilirkişi tarafından inceleme ve ölçü yapılmadığı için TMK 713/2.maddesine göre tapu iptali ve tescili istenen kısmın raporda krokide gösterilmediğini, yüzölçümü hesaplanmadığını, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tüm zararlardan TMK 1007.madde uyarınca Devletin sorumlu olduğunu açıklayarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1.Asıl davanın, tapu iptali ve tescil ile taşınmaz sınırlarının düzeltilerek tersimi istemi ve terditli olarak TMK 1007. Maddesine dayalı tazminatı istemine: birleşen davanın ise davacıların 3402 ......

      Üyeye konut tahsis edilemiyorsa, üyenin kooperatiften tazminat isteme hakkı doğacağı kuşkusuzdur. Eğer üyeye tahsis edilecek konut yoksa Dairemizin yerleşik uygulamasına uygun şekilde hesap edilen yöntemle bulunan tazminat miktarına hükmedilmelidir. Somut olayda davaya konu edilen konutun tapusu dava tarihi itibariyle davalı kooperatif adına kayıtlı olup, davacı vekili son celsede tapu iptal tescil ile terditli taleplerinden konutun rayiç değerinin ödenmesini istemiş olduklarını belirtmiştir. Davacının kooperatif üyesi olduğu, kendisine tahsis edilen davaya konu konutun teslim edilerek halen oturmakta olduğu, üyelikten istifasının veya çıkarılmasının söz konusu olmadığı tartışmasızdır. Davacı tarafça terditli taleplerinden olan tazminat talebi tercih edildiğine göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır....

        İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava, 22/a uygulamasından kaynaklanan TMK 1007 maddesi gereği tazminat istemine ilişkin olup mahkemece de belirtildiği üzere 22/a uygulama kadastrosunun 30.03.2011 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin ise 11.06.2021 olduğu buna göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin tazminat yükümlülüğü açısından dolduğu ancak davacının 22/a uygulama kadastrosuna her zaman dava açabileceği tazminat zamanaşımı süresinin dolmasının 22/a’ya itiraz davasına engel olmadığı anlaşıldığından yerinden görülmeyen istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- )Başvurucu davacı vekilinin Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/12/2021 gün 2021/198 E. - 2021/452 K....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı baba, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı-davacı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin kurulmasını istemiştir. Davacı-davalı babanın velayetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin kurulmasına karar verilmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddelerine dayalı olarak açılmış tazminat isteğine ilişkindir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar, Van İli Gevaş ilçesinde bulunan kendilerine ait dava konusu taşınmazların tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesi tazminat talebinde bulunmuşlar, mahkemece dava konusu taşınmazların kıyı kenar sınırı içerisinde kaldığı kabul edilip tapu kayıtlarının terkinine ve ayrıca tazminata hükmedilmiştir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından, aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR : Açılmamış sayılmasına/Kabul Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil davasının atiye terk edilmesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, terditli tazminat davası yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir....

            Şöyle ki, davacı, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın önceki malik adına tescil edilmesi sürecini anlatarak davalının yaptığı işlem ile sebepsiz zenginleştiğini belirtip terditli taleplerde bulunmuş, dava dilekçesinde TMK’nın 1007. maddesine dayanmamıştır. Davacı, yine istinaf ve temyiz dilekçelerinde davalı belediyenin zarara sebep olan işlemin tarafı olduğunu, kendi kusuruna dayanarak çıkar elde ettiğini ve yaptığı işlem ile sebepsiz zenginleştiğini belirtmiştir. Anlatılan durum karşısında davacının davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırdığı, TMK’nın 1007. maddesine göre bir talebinin olmadığı açıktır....

              SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacılar vekili tarafından davalı Hazine aleyhine açılan kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil; olmadığı takdirde TMK.nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat istemli davanın yapılan yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazların yörede 1950 yılında yapılıp, 14/06/1956 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşen kadastro çalışması sonuçlarına göre, davalı Hazine adına tescil edildiği; eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra, 22/12/2020 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil talebi yönünden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; davalı Hazine vekilinin yasal süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile, tazminat talebi yönünden zamanaşımı def'inde bulunmasının ve Yargıtay 3....

              Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/4- 383 E., 2009/517 K. ve 2010/4- 349 E., 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nun 1007. maddesi anlamında devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, davacının taşınmazı satın aldığı sırada tapu kaydının beyanlar hanesinde “3402 sayılı kanunun 22/2- a bendi uygulamasına tabidir” beyanı bulunduğu için tazminat taleplerinin yerinde olmadığına dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 3- TMK'nun 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunulabilmesi için öncelikle davacının zararının varlığının kesin olarak ortaya çıkması ve alacağın başka türlü elde etme olasılığı ve imkanının bulunmaması gerekir....

              UYAP Entegrasyonu