Hal böyle olunca; davanın terditli olarak açılmasına ve mülkiyete yönelik davanın reddine karar verilmesine rağmen, davacının tazminat istemi değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Davanın terditli dava olarak açıldığı, mahkemece davacının birinci talebi olan tapu iptal ve tescil isteğinin ara kararla reddine karar verildikten sonra terditli ikinci talebi olan taşınmaz bedeli talebinin de reddine karar verildiği ve terditli ikinci talebin 30.000,00 TL olduğu kabul edilerek davalı lehine 30.000,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedildiği, davalının, tapu iptali ve tescil talebi ilgili dava değeri üzerinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek bu konuda istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 111. maddesinde düzenlenen biçimde terditli dava açılabilir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Dava, tapu iptali ile tescil ve tazminat istemlerine ilişkin olmak üzere terditli olarak açılmış olan davada; uyuşmazlık, ihtiyati tedbir kararının yerinde olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece, 21/05/2018 tarihli tensip tutanağının 4. bendinde; 50.000,00 TL nakti teminat karşılığında, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olması halinde 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir....
Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....
Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; 4721 sayılı Kanun'un sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumlu olduğu belirtilerek Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” hükmü yer aldığından , 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılacak davalarda, zarardan Hazinenin sorumlu olduğu gözetilerek orman yönetimi yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi doğru ise de tazminat davasında Orman Yönetimi ve Hazine arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığına ve Hazinenin sonradan davaya dahil edilmiş olmasının ona taraf sıfatı kazandırmayacağına göre hakkında usulünce açılmış bir dava bulunmayan Hazine aleyhine tazminata hükmolunması doğru görülmediği gibi davacının çekişmeli taşınmazın orman şerhi konulan 3872 m²lik kısmına yönelik tazminat talebi bulunduğu yine Orman Yönetimince de çekişmeli taşınmazın tahdit içinde kalan kısmının tapusun iptali ile orman niteliğiyle...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/06/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av....geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Dosyadaki bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Giresun İli, Merkez İlçesi, Aksu Mahallesi, 1001 ada, 319 parsel (eski 93 parsel) sayılı taşınmazın 1952 yılında yapılan ilk tesis kadastrosu ile dava dışı Hasan oğlu Mustafa Sütlaş mirasçıları adına tescil edildiği, davacı murisi ...tarafından 20.03.2000 tarihinde satın alındıktan sonra 2011 yılında yapılan yenileme kadastrosu sonucunda 5.446,10 m2 yüzölçümü ile fındık bahçesi ve tarla niteliğinde kayıt gördüğü ve Orman Yönetimi tarafından dava konusu taşınmazda yapılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/A uygulamasına itiraz davası sonucunda Giresun 1....
Davacı davasını bu şekilde terditli olarak açmış olup, davacının isteminden ikinci talebi tamamen kabul edilmiştir. Bu durumda davacının terditli talebinden ikinci talebi kabul edildiği için davacının dava dilekçesindeki ikinci talebinden reddedilen kısım bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının bir kısım talebi reddedilmiş kabul edilerek davacı aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesi olanaksızdır. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK.nın 370. maddesi gereğince hükmün davacı lehine düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Yargılama sonucunda tapu iptal ve tescil talebinin reddine, arsa makillerine karşı açılan davanın reddine, rayiç bedel yönünden yüklenici ...'a karşı açılan davanın ıslahla birlikte kabulüne karar verilmiştir. Sonuç olarak arsa malikleri hakkında gerek tapu iptali ve tescil ve gerekse rayiç bedel talebi reddedildiğine göre mahkemece, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı arsa maliki ... mirasçısı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle sayın çoğunluğun davanın terditli olarak açıldığı gerekçesiyle davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunduğundan hükmün düzeltilerek onanması gerektiği yönündeki görüşüne katılmıyor ve mahkeme kararının Onanması gerektiği görüşünde olduğumdan karara muhalifim....
Dosya kapsamından dava konusu 599 parsel sayılı taşınmazın 5760 m² olarak davacılar adına toplam 2/20 pay ile 2009 yılında intikalen tapuya tescil edildiği, taşınmazın 4660 m2'lik kısmı imar uygulamasına alınarak 1862m2 düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra 2798 m2'si 106 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara şuyuulandırıldığı, imar uygulamasına alınmayan 1143,50 m2'lik kısmının yenileme sonucu 106 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olarak davacılar ve diğer paydaşlar adına tapuya kayıt edildiği, 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 480 m2'lik kısmının Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 02/12/1986 tarihinde onanarak kesinleşen kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından Medeni Kanunun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiştir....