Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Giresun İli, Merkez İlçesi, Aksu Mahallesi, 1001 ada, 319 parsel (eski 93 parsel) sayılı taşınmazın 1952 yılında yapılan ilk tesis kadastrosu ile dava dışı Hasan oğlu Mustafa Sütlaş mirasçıları adına tescil edildiği, davacı murisi ...tarafından 20.03.2000 tarihinde satın alındıktan sonra 2011 yılında yapılan yenileme kadastrosu sonucunda 5.446,10 m2 yüzölçümü ile fındık bahçesi ve tarla niteliğinde kayıt gördüğü ve Orman Yönetimi tarafından dava konusu taşınmazda yapılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/A uygulamasına itiraz davası sonucunda Giresun 1....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/06/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av....geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, TMK.nun 1007. maddesi kapsamında açılmış tazminat davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf kanun yoluna taşınmıştır. TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....

      Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından yapılan incelemede, dava konusu taşınmazların kaydına rastlanılmadığını, Akyurt ilçesinde kadastro işleminin 1950- 1960 yılları arasında yapıldığını, dava tarihine kadar 50- 60 yıllık bir zaman geçtiğini, bu haliyle ilgili kadastro hükümlerinde öngörülen hak düşürücü itiraz ve dava açma süreleri geçtiğini, bu nedenle öncelikle davanın süresinde açılmaması nedeniyle tescil talebi yönünden davanın reddi gerektiğini, ilgili kadastro hükümleri gereğince, kadastro işleminin kesinleşmesinden sonra kadastrodan önceki tapu kayıtları ve diğer belgelerin geçerliliklerini yitirdiğini, tapu kayıtlarının aleni olduğu da dikkate alındığında davacı tarafın veya murisinin doğmuş olan zararı bildiği kabul edilmesi gerektiğini, kadastro işleminin üzerinden 50- 60 yıl geçtiği düşünüldüğünde davacı tarafın tazminat talep etme hakkının yasada öngörülen 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın TMK 1007 kapsamında tazminat talebi...

      Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ...Mahallesi, 406 parsel sayılı, 2300 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 1976 yılında kadastro komisyonu kararı ile ... ve ...validesi adına paylı olarak tescil edildiği, 15/07/2013 yılında yapılan satış sonucu aynı yüzölçümle davacı adına tescil edildiği, davacının talebi üzerine kadastro komisyonunca taşınmazın zemindeki kullanım durumu ile haritasındaki sınırlarında eylemli bir değişikliğin olmadığı, gerçek yüzölçümünün 1156,05 m2 olduğu, yapılan düzenlemenin komşu parsel malikleri ile diğer hak sahiplerini etkilemediği, düzeltmenin tapu kayıt ve belgelerine aykırı bir durum yaratmadığı açıklanmak sureti ile taşınmazın gerçek yüzölçümü olan 1156,05 m2 olarak 17/12/2013 tarih ve 9404 yevmiye nolu işlemle tescil edildiği, davacının 23/01/2014 tarihinde temyize konu tazminat davasını açtığı anlaşılmaktadır....

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Dava, tapu iptali ile tescil ve tazminat istemlerine ilişkin olmak üzere terditli olarak açılmış olan davada; uyuşmazlık, ihtiyati tedbir kararının yerinde olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece, 21/05/2018 tarihli tensip tutanağının 4. bendinde; 50.000,00 TL nakti teminat karşılığında, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olması halinde 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan zararın tahsili istemi ile açılmış tazminat isteğine ilişkin olduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine, 09.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Temyiz Sebepleri Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptaline ilişkin karar kesinleşmekle birlikte zarar oluştuğunu, tapudan terkin edilmesi kurucu bir işlem değil izhari işlem niteliğinde olduğunu, zamanaşımı yönünden terkin tarihinin esas alınması talebi yerinde olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olması hukuken imkansız ve yok hükmünde olduğunu, tapu iptal kararının kesinleşme tarihi itibarıyla değerinin belirlenmesi gerektiğini, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun çelişkili olarak düzenlendiğini belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2....

              Davacı davasını bu şekilde terditli olarak açmış olup, davacının isteminden ikinci talebi tamamen kabul edilmiştir. Bu durumda davacının terditli talebinden ikinci talebi kabul edildiği için davacının dava dilekçesindeki ikinci talebinden reddedilen kısım bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının bir kısım talebi reddedilmiş kabul edilerek davacı aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesi olanaksızdır. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK.nın 370. maddesi gereğince hükmün davacı lehine düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                Yargılama sonucunda tapu iptal ve tescil talebinin reddine, arsa makillerine karşı açılan davanın reddine, rayiç bedel yönünden yüklenici ...'a karşı açılan davanın ıslahla birlikte kabulüne karar verilmiştir. Sonuç olarak arsa malikleri hakkında gerek tapu iptali ve tescil ve gerekse rayiç bedel talebi reddedildiğine göre mahkemece, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı arsa maliki ... mirasçısı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle sayın çoğunluğun davanın terditli olarak açıldığı gerekçesiyle davalı ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde isabetsizlik bulunduğundan hükmün düzeltilerek onanması gerektiği yönündeki görüşüne katılmıyor ve mahkeme kararının Onanması gerektiği görüşünde olduğumdan karara muhalifim....

                  UYAP Entegrasyonu