DAVA: Orman şerhi nedeniyle TMK ' nın 1007. Maddesi uyarınca tazminat , tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
Kişinin ve davacının ağır kusurundan Devletin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığının açık olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece davanın ilgili memurlara ihbarı taleplerinin dikkate alınmadığını, hükme esas alınan raporda belirlenen miktar fahiş olduğunu, bilimsel verilere dayanmadığını, soyut gerekçelerle sadece takdire dayanan bilimsel kıyaslama ve denetlemeden uzak m2 değerinin çıplak değerinin gerçek değerin çok çok üzerinde tespit edilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, faiz miktarına itiraz ettiklerini, belirtilen nedenlerle yerel mahkeme karının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DAVA: TMK'nın 1007. Maddesi uyarınca tazminat talebine ilişkindir....
Kadastro Mahkemesine 06.12.1982 tarihinde açılıp, 2004/1 esas sayılı dosya üzerinden karara bağlanan davada, söz konusu taşınmazın tapu kaydının dayanağını oluşturan izale-i şuyu davasında yüzölçümünün 1.838.000 m²'den 22.201.202 m²'ye çıkarılarak tescilin dayanağının yolsuz olması ve taşınmazların bulunduğu sahanın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olmakla beraber, öncesinin Devlet ormanı olması nedeniyle, tespite itiraz davasının reddi ile yüzölçümü düzeltilerek taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği ve söz konusu kararın 01.07.2008 tarihinde kesinleşmesinden sonra TMK'nun 1007. maddesine dayalı olarak tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. TMK'nın 1007. maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumlu ise de; somut olayda ......
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ncı maddesi. (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesi). 4....
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından yapılan incelemede, dava konusu taşınmazların kaydına rastlanılmadığını, Akyurt ilçesinde kadastro işleminin 1950- 1960 yılları arasında yapıldığını, dava tarihine kadar 50- 60 yıllık bir zaman geçtiğini, bu haliyle ilgili kadastro hükümlerinde öngörülen hak düşürücü itiraz ve dava açma süreleri geçtiğini, bu nedenle öncelikle davanın süresinde açılmaması nedeniyle tescil talebi yönünden davanın reddi gerektiğini, ilgili kadastro hükümleri gereğince, kadastro işleminin kesinleşmesinden sonra kadastrodan önceki tapu kayıtları ve diğer belgelerin geçerliliklerini yitirdiğini, tapu kayıtlarının aleni olduğu da dikkate alındığında davacı tarafın veya murisinin doğmuş olan zararı bildiği kabul edilmesi gerektiğini, kadastro işleminin üzerinden 50- 60 yıl geçtiği düşünüldüğünde davacı tarafın tazminat talep etme hakkının yasada öngörülen 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın TMK 1007 kapsamında tazminat talebi...
Terditli davalarda görevi düzenleyen açık bir kanun hükmü yoktur. Fakat buradaki durum seçimlik davalara çok benzediğinden seçimlik dava ile ilgili hükümlerin, terditli davalar hakkında da kıyasen uygulanması gerekir. Buna göre terditli olarak ileri sürülen taleplerden hangisinin değeri daha fazla ise görevli mahkeme buna göre belirlenecektir. Davada terditli taleplerden biri olarak taşınmazın tapusunun iptali ve tescili istendiğine ve taşınmazın dava tarihindeki değerinin 19.507,54 TL olduğunun anlaşılmasına göre uyuşmazlı- ğın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Söz konusu bu sözleşme davalı ... ve dava dışı araç maliki... tarafından imzalanmıştır. Dava halefiyete dayalı olarak TTK 1472. maddesine göre açılmış rücu davasıdır....
Dava konusu olayda, Hazine adına itiraz etmekle yükümlü olan görevliler üzerlerine düşen görevlerini yapmamışlardır. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan Devlet, Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki aykırı kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür....
Dava konusu olayda, Hazine adına itiraz etmekle yükümlü olan görevliler üzerlerine düşen görevlerini yapmamışlardır. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hatalardan Devlet, Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki aykırı kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukuksal duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, TMK.nun 1007. maddesi kapsamında açılmış tazminat davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf kanun yoluna taşınmıştır. TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....