İcra Müdürlüğü'nün 2010/5504 sayılı dosyasıyla davalı borçlu aleyhine giriştiği ilâmsız icra takibinde 11.032,84 TL asıl alacak, 1.887,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.920,82 TL'nin tahsilini talep etmiş, alacağın dayanağının ... ilçesi, ... köyü 194 parselde yapılan binaya ait masraflar olduğunu belirtmiştir. Davacı, daha önce 05.08.2008 tarihinde TMK'nın 724. maddesine dayanarak açtığı tapu iptâli ve tescil davasında, 194 parselde davalının hissesine düşen 420 m2'lik kısma iyiniyetle hareket ederek bina yaptığını iddia etmiş, yapılan yargılama sonucu davacının açtığı dava koşulları oluşmadığından reddedilmiş ve red kararı Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nce onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Davacı, iş bu davada inşaata yapmış olduğu masrafları talep etmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre 194 parsel 4.985,50 metrekare olup, üzerinde zemin ve 1. kattan oluşan yapı mevcuttur....
Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen toprak tevzi pafta örneği ile kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle ... tarafından düzenlenen paftada 129 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün 192 numaralı toprak tevzi parselinin, 101 ada 131 parsel sayılı taşınmazın ise kısmen 193 numaralı, kısmen de 194 ve 195 numaralı tevzi parsellerinin haritaları kapsamında kaldığı görüldüğü halde fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda 194 numaralı tevzi parselinin dava konusu taşınmaz ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığı belirtilerek rapor ekindeki krokide taşınmazın kısmen 193 numaralı tevzi parseli kapsamında kaldığının gösterildiği açıklanarak, çelişki giderilmeden fen bilirkişisinin raporuna değer verilerek hüküm kurulmasının isabetsizliğine ve 194 ile 195 numaralı tevzi parsellerine ait tapu kayıtlarının sınırlarında mera okunduğu halde yöntemine uygun mera araştırması yapılması" gereğine değinilmiştir....
Aile konutuyla ilgili hak sahibi eşin, konutun kaybı sonucunu doğuran tasarrufları diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK.md.194/1). Açık rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi rızası gereken eş için bağlayıcı değildir. Bu eş, işlemin açık rızası alınmadan yapıldığını, evlilik birliği süresince konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir. Evlilik, boşanma veya iptal yahut da ölümle sona ermişse Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin aile konutuna sağladığı koruma da nihayet bulur. Başka bir ifade ile Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, evlilik birliği devam ettiği sürece uygulanabilir Birliğin sona ermesinden sonra bu hüküm etkinliğini yitirir. Davacı ile eşi (davalı) ... ’ın ... 3. Aile Mahkemesinde 02.07.2014 tarihinde boşanmalarına karar verildiği, 2013/217 esas, 2014/458 karar sayılı boşanma kararının, 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği, evlilik birliğinin bu tarihte sona erdiği anlaşılmaktadır....
A.Ş’nin 03.06.2010 günü itibariyle iflasına karar verilmiş, adı geçen şirketin vekilince 17.06.2010 tarihli dilekçede, İİK’nın 194. maddesi gereğince davaların durmasına karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece 06.06.2011 günlü celsede ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığı anlaşıldığından yapılmasının beklenmesine karar verildiği halde aynı celsede karşı davanın takip edilmediği, 3 aylık sürenin geçmiş olduğundan bahisle karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İİK’nın 194. maddesinde “acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından 10 gün sonra devam olunabilir.” denilmekte ise de; iflas kararının Yargıtay tarafından bozulduğu ve halen davanın derdest olduğu dosyaya giren belgelerden anlaşılmaktadır....
Mahkemece, kısa kararda “mahkememizin (İstanbul 51 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/548 E. - 2013/194 K. sayılı ve 09/07/2013 günlü kararında ısrar edilmesine, davalının tahkim itirazının kabulü ile dava dilekçesinin görev nedeniyle REDDİNE karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda, “mahkememizin (İstanbul 51 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/548 E. - 2013/194 K. sayılı ve 09/07/2013 günlü kararında ısrar edilmesine” denilmek suretiyle direnilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 294/3 maddesi uyarınca kararın tefhimi her halde HMK 297/2 maddesinde belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur”. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak Yargıtay yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir....
Bu nedenle 6, 15, 117, 141, 161, 171, 179, 181, 183, 194, 199, 200, 224, 236, 246 ve 247 parsel sayılı taşınmazların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının getirtilerek dosyasına konulması, geri çevirme kararı gereğinin bir daha geri çevirmeye meydan vermeyecek şekilde yerine getirilmesi, bundan sonra inceleme yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında Süleymanlar Köyü çalışma alanında bulunan 194 ada 11 parsel sayılı 2.762,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın tamamının miras bırakanları ... adına tespit edilen dava dışı 194 ada 10 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu öne sürerek dava açmışlar, yargılama sırasında ise çekişmeli taşınmazın bir bölümünde hak iddia etmişlerdir. Mahkemece davalı ...'...
Çekişme konusu 194 sayılı parseldeki 1305/ 2305 pay ile 340 sayılı parselin tümü mirasbırakan ...'ye ait iken diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik edildiği saptanarak davanın kabulünde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Anacak, 194 sayılı parseldeki muristen temlik edilen pay üzerinden davacıların miraşçılık belgesindeki payları üzerinden iptal tescile karar verilmesi gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde m2 üzerinden iptal tescile karar verilmesi doğru değildir. Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü ( 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Köyü çalışma alanında bulunan 194 ada 3 ve 4 parsel sayılı 616,04 ve 5.891,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 194 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına olan tespitinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....
Köyü çalışma alanında bulunan 194 ada 13 parsel sayılı, 1917.47 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hizmet mallarından olması ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı ... oğlu ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında ... oğlu ... ve ... ve ... oğlu ... irsen intikal taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 194 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... oğlu ... ve katılan... ... oğlu ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....