Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayetçi vekili, şikayet konusu taşınmazlar için haciz isteme süresinin hacizden itibaren iki yıl olduğunu, şikayet olunanın borçlu... aleyhine başlattığı icra takibinde söz konusu taşınmaz üzerine 21.12.2009 tarihinde haciz konulduğunu ve şikayet olunan tarafından taşınmaz için aldığı yetki üzerine açtığı ortaklığın giderilmesi davasının açılma tarihinin 06.08.2012 olduğunu, süresi içerisinde satış istenilmediğinden haczin düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayet konusu taşınmazın hisseli olması sebebiyle icra dosyasından alınan yetki çerçevesinde süresi içerisinde ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, süresi içerisinde satış için gerekli olan işlemlerin yapıldığını, İcra İflas Kanunu'nun ilgili hükmü gereğince çekişmenin giderilmesi açısından hakkında dava açılan hacizli mal üzerindeki haczin dava sonuna kadar devam edeceğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....

    Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu 19/02/2013 tarihli haczin incelenmesinde; haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 17/10/2014 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde mahkemece, belirtilen nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet edilen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayet eden vekili, müvekkilinin alacağı nedeniyle dava dışı borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı alarak icra takibi başlattığını, ilk haczi 27.02.2009 tarihinde konulmasına rağmen, müvekkilinin icra takibi başlattığı icra dairesi dışında şikayet edilenin icra takibi başlattığı icra dairesince sıra cetveli düzenlendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Şikayet edilen vekili, istemin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ilk haczin şikayet edenin başlattığı icra dairesince konulduğu gerekçesiyle, istemin kabulüne karar verilmiştir....

        nin alacaklı olduğu icra takip dosyasında, haczin 06.06.2006 tarihinde kesinleştiği ve 05.06.2007 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, İcra Müdürlüğü'nün aynı tarihli kararıyla şartları oluşmadığından satış talebinin reddine karar verildiği, şikayet olunan tarafından İcra Müdürlüğü'nün bu işlemine karşı şikayet yoluna başvurulmadığı ve 29.07.2008 tarihinde satış avansı geri alındığından, şikayet olunanın süresi içerisinde satış talebinde bulunduğundan söz edilemeyeceği ve haczinin düştüğü, bu durumda mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, intifa hakkının satışı konusunda İİK'nın 121. maddesi uyarınca 28.01.2008 tarihinde alınan kararın bedeli paylaşıma konu taşınmaza ait olmadığı hususu da gözardı edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş olup uyma kararı verilen mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; bozma ilamı doğrultusunda şikayetin kabulü ile şikayet olunan haczi düştüğünden şikayet olunana ait sıranın iptaline...

          Değerlendirme Şikayete konu haczin, icra müdürlüğünün 07.3.2019 tarihli haciz talebini kabul kararı üzerine taşınmazın tapu kaydına 14.3.2019 tarihinde şerh edilen haciz olduğu görülmekle birlikte, İİK'nın 106-110. maddeleri gereğince alacaklı tarafından süresi içerisinde satış istenmediğinden şikayet tarihi itibariyle haczin düşmüş olduğunun ve borçlunun haczin kaldırılmasına dair şikayette hukuki yararının bulunmadığının, her ne kadar şikayet tarihinden sonra taşınmazın tapu kaydına konulan 09.7.2020 tarihli hacze ilişkin olarak süresinde satış talebinde bulunulmuş ise de, bu haczin şikayet konusu olmadığının anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

            İcra Müdürlüğünün 2010/2405 talimat) esas sayılı dosyasında hacizli olduğu yazmasına rağmen satışı yapılan menkule ilişkin haczin devam edip etmediği bildirilmediğinden bahisle şikayetçinin sıra cetveline alınmaması ve kaldı ki sıra cetvelinin ilk haczin uygulandığı dosyada düzenlenmesi gerekirken tarih itibariyle daha eski olan İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2010/30101 esas sayılı dosyasında düzenlenmeden ... İcra Müdürlüğünün 2011/82 esas sayılı dosyasında düzenlemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

              Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 97. ve 99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet talebi ile haczin ve muhafaza işleminin kaldırılmasına yönelik şikayet talebine ilişkindir. İcra dosyasında taraf olmayan 3. kişi dosyadaki haczin kaldırılmasını şikayet yoluyla isteyemez, bu konuda aktif dava ehliyeti yoktur ancak 3. kişi istihkak iddiası ve prosedürüne göre haczin kaldırılmasını isteyebilir. Bununla birlikte, 3.kişinin İİK'nun 96, 97. maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet başvurusunda bulunma hakkı vardır. Ne var ki; dava dosyası ekinde gönderilen ... 1.İcra Müdürlüğü'nün 2013/7511 sayılı takip dosyasının incelenmesinden, alacaklı vekilinin iş bu dava açılmadan önce 7.1.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü'ne vermiş olduğu dilekçeyle takipten feragat ettiği, dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettiği, İcra Müdürlüğü'nce aynı gün talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahcuzlar üzerindeki haciz kendiliğinden kalkmıştır....

                ŞİKAYET Şikayetçi 3. kişi icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; icra takip dosyasında haciz konulan tapunun 19 parselinde kayıtlı taşınmazın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava gereğince, haciz tarihinden önce şikayetçi adına tesciline karar verildiğini, ancak bu karara istinaden taşınmazın tapu kaydında şikayetçi adına şerh işlemi yapılmadan önce, borçlunun borcu nedeniyle taşınmaza haciz konulduğunu, şikayetçi tarafından İcra Müdürlüğüne yapılan taleple taşınmazdaki haczin kaldırılmasının istendiği, müdürlüğün 24.01.2020 tarihli kararı ile talebin reddedildiğini, İİK'nın 106-110.maddeleri gereğince süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin düşmüş olması ile beraber, tapu iptal ve tescile ilişkin ilam gereğince haczin usule uygun olmadığını ileri sürerek, İcra Müdürlüğünün 24.01.2020 tarihli kararının iptali ile tapunun 19 parselinde kayıtlı taşınmazdaki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklılar herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır....

                  Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davacının takibin tarafı olmadığını, bu nedenle haczin kaldırılmasını talep edemeyeceğini, nitekim icra dosyasından 3.kişilerin haczin kaldırılması taleplerinin kabulüne dair verilen icra müdürlüğü kararlarının, şikayet üzerine Mahkemece kaldırıldığını ve Mahkeme kararının onandığını, davacının tapu kaydındaki haczi görerek taşınmazı satın aldığını, dava dışı borçlu ile şikayet eden arasındaki icra takibi dışındaki sebeplerden doğan uyuşmazlıkların bu şikayette değerlendirilemeyeceğini beyanla şikayetin reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; borçlu Uğur İthalat İhracat İnş San. ve Tic....

                  Bu durumda mahkemece, aynı sıra cetvellerinin iptaline yönelik şikayet dosyalarının HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile, her iki şikayetin önce esas kaydı yapılan şikayet dosyası üzerinde HMK’nın 166/1. maddesi uyarınca birleştirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. 2- Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen dosyada şikayetçi vekilinin tüm, birleşen dosyada şikayet olunan Tasfiye Halinde T. Emlak A.Ş. vekili ile asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan ... Varlık Yönetim A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu