WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda, şikayete konu 31.05.2019 tarihli haczin incelenmesinde; haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklının, 1 yıllık sürede satış talep etmediği, böylece İİK'nın 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 18.12.2020 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır....

    - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet olunan tarafın alacaklı olduğu icra takibi sırasında ... İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunan haczinin 1. sırada yer aldığını, müvekkilinin alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/572 Esas sayılı takip dosyasındaki 22.01.2007 tarihli haciz dikkate alınmaksızın cetvel düzenlendiğini, ilk haczin kendi dosyalarına ait olduğunu, kendi dosyalarından konulan ihtiyati haczin İİK'nın 268. maddesi uyarınca şikayet olunan haczine iştirak ettiğini, İİK'nın 107. maddesi uyarınca aynı dereceden bir alacaklının satış istemesi halinde diğer alacaklıların satış istemelerine gerek olmadığını ileri sürerek, 11.08.2014 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir....

      Müdürlüğü'nün 1998/2934 E. sayılı dosyasından konan haczin ilk haciz olduğu, sıra cetvelinde .... sırada bulunan birleşen dosya şikayetçisinin alacaklı olduğu ... .... ... Müdürlüğü'nün 2000/20123 E. sayılı dosyasındaki haczin de düştüğü, bu nedenle bu takip dosyasının sıra cetvelinde .... sırada diğer dosyadan sonra yer alması gerektiği gerekçesiyle, anılan sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan Tasfiye Halinde... ... A.Ş. vekili ile asıl dosyada şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir. ...-Asıl dosyada şikayetçi ... ...'nın alacaklı olduğu ... .... ... Müdürlüğü'nün 1998/2934 E. sayılı dosyasında alacaklı banka tarafından uygulanan ....06.1998 tarihli ihtiyati haczin, takibe vaki itiraz üzerine açılan ... .......

        -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkili şirketin alacağından ötürü yapılan haciz sonucu muhafaza altına alınan menkul mallar üzerine şikayet olunanın da haciz koyduğu ve ilk haczin şikayet olunana ait olduğu gerekçesiyle sıra cetveli düzenlendiğini, fakat haciz konusu malların aynı olmadığını, ilk haczin müvekkiline ait olduğunu, sıra cetvelinin şikayet olunanın dosyasından düzenlenmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin haciz tarihinin daha önce olduğunu, haczedilen mallardan değerli olanının her iki tarafça da haczedildiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayet eden vekili, sıra cetvelinin 2. sırasında yer alan 2008/18056 sayılı dosyadaki haczin düştüğünü, Kayseri 4. İcra Müdürlüğü' nün 2006/10963, 5261, 5262, 5263, 5264, 5265 ve 5266 sayılı dosyalarında haczin kendilerinden sonra olması nedeniyle bu dosyalara para isabet etmeyeceğini, sıra cetvelinin 3. sırasında vekil olarak ismi bulunmasına rağmen tebligatın asile yapıldığını ileri sürerek, şikayetin kabulü ile 13.08.2010 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            Davalı 3.kişi vekili, haczin müvekkilinine ait işyerinde yapıldığının borçlu şirkedin adresten taşındığını haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, İİK.nin 99.maddesinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunduğu haczin yapıldığı işyerinin borçlu ve 3.kişi şirketler tarafından ortak kullanıldığı haczin İİK.nin 96., 97 maddeleri uyarınca yapılması gerekirken İİK.nin 99.maddesine yapıldığı gerekçesiyle şikayet kabulü ile haczin İİK.nin 96., 97 maddeleri uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....

              Makemece, taşınmaz üzerindeki haczin kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı alacaklı aleyhine 12.350 TL nispi vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmiştir. Hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nin 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar menkul mallar için uygulanmaktadır. Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan, şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK’nun 24.09.1997 tarihli ve 1997/15-461 E. 1997/729 K.; HGK’nun 13.06.2001 tarihli ve 2001/12-461 E. 2001/516 K.; HGK’nun 31.03.2004 tarihli ve 2004/12-198 E. 2004/183 K.). HMK'nun 33. maddesi gereğince, bir davada ileri sürülen olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek ve yasa maddelerini doğru olarak uygulamak hakimin görevidir. Yani hukuki tavsif hakime aittir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2010/5891 sayılı dosyasından konulan 24.05.2010 tarihli ihtiyati haczin takibe itiraz süresinin sona erdiği 21.06.2010 tarihinde icrai hacze dönüştüğü, davacıya ait Konya 14. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6333 sayılı dosyasında haczin, 22.06.2010 tarihinde konulduğu, sıra cetvelinin doğru düzenlendiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dava, hacizde sıra cetvelindeki sıraya itiraz istemine ilişkindir. Kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün,ödeme süresi 10 gündür (İİK m.168,II,III,IV). Bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından (İİK m. 78/I), henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğurur....

                  İcra Müdürlüğü'nün 2008/1348 E. sayılı dosyasından söz konusu menkul malların satışa çıkarıldığı ve alıcı çıkmamasından dolayı geri alınması nedeniyle 04.08.2010 tarihinde satışın düşürülmesine karar verildiği, bu sebeple 05.03.2010 tarihli haczin de 05.03.2011 tarihinde düştüğü, her ne kadar haczin düşmesinden bir gün önce yeniden haciz ve kıymet takdiri talep edilmiş ise de, bu işlemin ayrıca satış istenmediğinden 05.03.2010 tarihli haczin düşmesine engel olmadığı, satışın geri alınmış olması ve ayrıca satış avansı yatırılarak ve tekrar satış talep edilmemesi nedeniyle 05.03.2010 tarihli haczin düşmüş olup 04.03.2011 tarihli takibin ise yeni bir haciz talebi olması ve bu itibarla da sıra cetveli düzenlenirken şikayet olunan alacaklılarının haciz tarihinin, düşen 24.04.2008 ve 05.03.2010 haciz tarihleri olarak değil, 04.03.2011 tarihi olarak alınması gerektiği gerekçesyile, asıl ve birleşen davalarda şikayetlerin kabulüne karar verilmiştir....

                    İcra memurunun yapması gereken bir işlemi yapmaması veya ihmal etmesi, sürüncemede bırakması durumunda da bu olumsuz davranışı şikayet konusu olabilir. Bir muamelenin şikayet konusu olabilmesi için, şikayet edenin mutlaka zarar görmesi gerekmediği gibi, icra organının kusurlu olması da gerekmez. Şikayet konusu işlem, icra veya iflas dairesince yapılmış olmalıdır. Ancak, icra ve iflas dairesi işlemlerine karşı icra mahkemesine başvurulabilir. Kanunda açıkça öngörülen hallerde, icra ve iflas dairesi dışındaki bazı organların da işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurulabilir. İcra ve iflas dairelerinin işlemleri dışında, iflas idaresi (İİK. m. 227), alacaklılar toplanması (İİK. m. 225), iflas bürosu (İİK. m. 221, IV), konkordato komiseri (İİK. m. 287, III), malvarlığının terki suretiyle konkordatoda alacaklılar kurulu kararlarına karşı (İİK. m. 309/ç, I) şikayet yoluna başvurulabilir. Şikayet, icra mahkemesince incelenir ve karara bağlanır(İİK. m.16)....

                      UYAP Entegrasyonu