WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun konulan yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, takip dosyasının incelenmesinde borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.08.2012 tarihinde ilk haczin konulduğu, bu tarihten sonra 11.06.2014 tarihinde ikinci bir haciz işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de her haciz yeni bir şikayet hakkı doğurur....

    HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 2 ] 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 4 ] 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 93 ] 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 1 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra 04.04.2007 tarihinde Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak borçlunun emekli maaşının 1/4'ü haczedilmiştir....

      Kararın temyizi üzerine, Dairemiz, 14.04.2015 tarih 2014/34887 E., 2015/9647 K. sayılı ilamında, özetle; şikayet dosyası ile şikayete konu edilen Sivas 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/100 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesi neticesinde şikayete konu taşınmaza 29.01.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ancak, bu haczin öğrenildiğine dair kayıt olmadığından şikayetin yedi günlük yasal sürede olduğu belirtilerek, kararın bozulmasına hükmetmiştir. Mahkeme, bozma ilamına uyarak yapmış olduğu yargılamada şikayetin kısmen kabulüne karar vermiştir. Haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....

        İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 03.12.2007 tarihinde konduğu, hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin 23.01.2008 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında 10.05.2010 tarihinde konulan haczin de düşmesi üzerine 10.07.2014 tarihinde son haczin taşınmazın tapu kaydına işlendiği görülmüştür....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, İİK'nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı kanunun 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyalarından 01/03/2022 ve 02/03/2022 tarihlerinde haciz konulmuş, davacıya 103 davetiyesi 10/03/2022- 15/03/2022 tarihlerinde tebliğ edilmiştir. Davacının, dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti de mevcut değildir....

          Madde ve ilgili mevzuat gereğince haciz tatbik edilen Sarıyer Mal Müdürlüğü ve Beşiktaş Mal Müdürlüğündeki hesaplarına konulan hacizlerin caiz olmadığını, bu nedenlerle haczedilmezlik şikayetlerinin kabulüne, müvekkili şirketin Sarıyer ve Beşiktaş Mal Müdürlükleri nezdindeki alacaklarına konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Tüm dosya kapsamından; 28/08/2020 tarihinde Tk.nun 35. Maddesine göre ödeme emrinin davacı/borçluya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, davacının dava dilekçesinde açıkça bir usulsüz tebliğ işlemi şikayetinin de olmadığı, davacının usulsüz tebliğ işlemini şikayeti ile açmış olduğu davanın İstanbul Anadolu 3....

          Maddesinden kaynaklı haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. Davacıya, 103 davetiyesi 02/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup dava süresi içinde (08/06/2017 tarihinde) açılmıştır. Borçlu ve ailesinin geçinmeleri için zorunlu olan ziraat arazisi haczedilemez. Ne miktar arazinin zorunlu olduğunu tespit için mutlaka keşif yapılması ve bilirkişiye başvurulması gerekir. Bunun için, bilirkişiye haciz konulan arazinin yılda ne kadar gelir getirebileceği ve bunun borçlunun ve ailesinin ihtiyaçlarını yetip yetmeyeceği hususunun tespit ettirilmesi ve eğer bu gelir borçlunun ve ailesinin ancak ihtiyaçlarını karşılıyorsa, haczedilmezlik şikayetinin kabul edilmesi, gelirin ihtiyaçtan fazla olduğunun saptanması halinde, borçlunun geçimi için ihtiyacı olan geliri sağlayabileceği tarlayı kaç liraya satın alabileceği tesbit edilip, satış bedelinden bu miktarın kendisine ayrılarak, artanın borca ödenme üzere tarlanın satılmasına karar verilmesi gerekir....

          Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....

          Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alaşehir İcra Müdürlüğü'nün dosyasında dava konusu taşınmazın satışa esas olmak üzere kıymet takdirinin yapılması için Buldan İcra Müdürlüğü'ne talimat yazıldığını, taşınmazın kıymet takdir raporunun müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin süresi içerisinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, bu hususlar göz önüne alındığında İİK'un 106. maddesi gereği 1 yıllık süre içinde satış talep edildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12. maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayeti davasıdır....

          Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayeti dışında talep edilen faizin fahiş olduğuna ilişkin talebinin mahkemece değerlendirilmediği görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nun "Hükmün Kapsamı" başlığını taşıyan 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Bu durumda, mahkemece, öne sürülen tüm iddialar ayrı ayrı değerlendirilerek gerekçe oluşturulması gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek HMK'nun 297/2. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu