Somut olayda, şikayete konu 89/3 haciz ihbarnamesinin davacı 3. kişiye 10/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde, 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 27/09/2022 olarak düzeltilmesini talep ettiği, takip dosyasının UYAP sistemi üzerinde yapılan incelemesinde de, davacı 3. kişi vekilinin 30/09/2022 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğu görülmektedir. Ancak, dava dilekçesinde açıkça haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 27/09/2022 olarak düzeltilmesi talep edildiğinden, bu tarihten itibaren haberdar olunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacı tarafın 89/3 haciz ihbarnamesinden beyan ettiği tarihte haberdar olduğu sabit olduğundan, bu tarihe göre 06/10/2022 tarihinde yapılan usulsüz tebligat şikayeti süresinden sonradır....
gönderilen yazının 89/1 haciz ihbarnamesi olmayıp, İİK'nun 78. maddesine göre düzenlenmiş haciz müzekkeresi olduğu ve iptalinde de şikayetçinin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece, şikayete konu yazının 89/1 haciz ihbarnamesi olduğundan bahisle, Dairemizin bozma kararına karşı direnildiği görülmektedir....
Haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine 2.haciz ihbarnamesi yine aynı usulle davacı şirket vekilinin UETS adresine gönderildiğini ve herhangi bir itiraz edilmediğini, 2....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/28249 Esas sayılı dosyasından müvekkiline 89/2 haciz ihbarnamesi ve aynı tarihli tekitler gönderildiğini, müvekkili dernekle aynı binada bulunan başka bir şirket çalışanına tebliğ edildiğini belirterek, 89/2 haciz ihbarnamesi ve tekitlerinin tebliğinin Tebligat Kanununa aykırı olması nedeniyle tebliğ tarihinin 16.01.2021 kabulünü talep etmiştir. Davacı vekili 18.02.2021 tarihli beyan dilekçesinde, İcra Müdürlüğü eliyle çıkarılmış tebligat bulunmadığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ile gelen tebligatın müdürlük eliyle gönderilip gönderilmediğini anlayamayacağından dava açılmasında kusuru bulunmadığı iddiası ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; İcra Müdürlüğünce tebligat çıkarıldığı, tebligatı alan... 'in davacı çalışanı olduğu, tebligatın usule uygun olduğu iddiası ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
DAVA Alacaklı şikayet dilekçesinde; davalı borçlu ...Uluslararası ...A.Ş. hakkında vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak hükmüne dayalı olarak başlattığı ilamlı takipte, davalı borçlunun 3. kişilerdeki mal ve haklarının haczi için borçlu şirketin ortaklarına İİK'nın 89. maddesine göre 1. haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ihbarnamenin 27.08.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı 3. kişilerce itirazda bulunulmaması üzerine 2. haciz ihbarnamesi düzenlenerek 17.09.2020 tarihinde 3. kişilere tebliğ edildiğini, 3. kişiler tarafından normal posta yoluyla gönderilen itiraz dilekçesinin 28.09.2020 tarihinde İcra Müdürlüğüne ulaştığı ve sisteme kaydedildiğini, 01.10.2020 tarihli İcra Müdürlüğü kararı ile “adi posta yoluyla gönderilen itiraz dilekçesinin kabul edilemeyeceği, ayrıca dilekçenin müdürlüğe 28.09.2020 tarihinde, yasal süresi geçtikten sonra ulaştığı" gerekçesiyle itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiğini, bu nedenle talebi üzerine 3. kişilere 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini...
İcra Müdürlüğünün 2019-3786 Esas sayılı dosyasında davacı adına gönderilen 21.05.2019 tarihli 89/2 haciz ihbarnamesinde alacak tutarının belirtilmediğini bu hususun süresiz şikayete tabi olduğunu, ikinci haciz ihbarnamesinde alacak tutarının yazmadığını, yasal şartlara aykırı olarak haciz ihbarnamesi düzenlendiğinden şikayetlerinin kabulü ile 21.05.2019 tarihli 89/2 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetinin süresiz şikayet kapsamında olmadığını ve şikayetin süresinde yapılmadığını, davacının mühürlü imzalı haciz ihbarnamesi sunmadığı gerektiğini, ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu 21.05.2019 tarihli 89/2 haciz ihbarnamesi incelendiğinde (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan usule aykırı tebliğin hükmü ise, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlenmiş; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtildiğinde, 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 7201 sayılı Yasanın 32.maddesi uyarınca muhatabın öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarih olarak düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılırsa bile hükümsüz sayılacaklarından dolayı anılan haciz ihbarnamelerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece salt davalı yanın iddialarının esas alarak hüküm kurulduğunu, ilgili iddiaların doğruluğunun denetlenmemiş olup gerçekliği net şekilde ortaya konulmadığını, taraflarınca ismine yer verilmişse de ıslak imzanın veya e-imzalarının bulunmadığını, protokolün kim tarafından hazırlandığının belirsiz olduğunu, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilmesi hasebiyle usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğunun dikkate alındığında 7 günlük şikayet sürelerinin içerisinde davanın açıldığını, Kayseri Genel İcra Dairesi 2022/1260 Esas sayılı icra dosyasında müvekkiline sıralı haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin akademik eğitimi ve dil öğrenimi için geçici olarak Ağustos 2021 döneminde yurt dışına çıktığını, tebligatların müvekkiline değil muhtara bırakılarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligattan komşusunun yaptığı bilgilendirme sayesinde haberinin olduğunu...
Asıl dosyada şikayet olunan ..., borçlunun SGK Başkanlığı'ndan olan alacakları üzerine 28.10.2011 tarihinde İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesi ile haciz koydurduğunu, ihbarnamenin SGK'ya 31.10.2011 tarihinde ulaştığını, şikayetçinin ise borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alarak icra takibi başlattığını, takibin 30.10.2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine 31.10.2011 tarihinde haciz müzekkeresi ile haciz koydurduğunu, fiilen şikayetçinin haczinin kendi haczinin önüne geçmesinin mümkün olmadığını, her nasılsa şikayetçinin haciz numarasının kendisinin numarasından önce gözüktüğünü, haczi 28.10.2011 tarihli haciz ihbarnamesi ile gerçekleştiğinden hangi numaranın önde olduğunun önemi olmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Asıl dosyada şikayet olunan ... vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Somut olayda; üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, Yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olup; bu şikayet, "bir hakkın yerine getirilmemesi" ile ilgili olduğundan, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. 28/10/2016 tarihli 03/11/2016 tebliğ tarihli birinci haciz ihbarnamesindeki haciz miktarının 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç), 13/12/2016 tebliğ tarihli tarihli ikinci haciz ihbarnamesindeki miktarın 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç) ve 07/02/2017 tebliğ tarihli üçüncü haciz ihbarnamesindeki miktarın ise 104.347,40 TL (faiz ve masraf hariç) olduğu anlaşılmaktadır....