DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, İİK'nun 89. maddesi gereğince kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. kişi tarafından açılan haciz ihbarnamelerinin tebliğ usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve dairemizce benimsenen gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde sadece müvekkiline birinci haciz ihbarnamesi tebliği işleminin usulsüz olduğunun iddia edildiği, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği, davacıya ikinci haciz ihbarnamesinin 11/11/2019 tarihinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 06/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre en geç ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olduğuna muttali olunduğunun kabulünün gerektiği, davacının iş bu şikayet yoluna 11/11/2019 tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde başvurması gerektiği halde, 7 günlük süre geçtikten sonra 23/11/2022 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2015/2381 esas sayılı takip dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacı 3.kişiye 09/10/2015 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesi, 27/02/2018 tarihinde 89/2 haciz ihbarnamesi gönderildiği, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi üzerine, 22/03/2018 tarihinde 89/3 haciz ihbarnamesinin bizzat davacıya tebliğ edilmek suretiyle gönderildiği, davacı borçlunun 3.haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren İİK'nun 89/3 maddesi uyarınca 15 gün içerisinde menfi tespit davası açması gerektiği, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olup mahkemece süresinde açılıp açılmadığının re'sen araştırılmasının gerektiği, davacı borçlu tarafından Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 04/04/2018 tarihinde 2018/2017 esas sayılı dosyasıyla Ahmet Demir'e borçlu olmadığına ilişkin tespit davası açtığı, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı borçlu haciz ihbarnamelerinin usulsüzlüğü nedeniyle...
İcra Hukuk Mahkemesi 04.05.2012 tarih 2012/20-49 esas karar sayılı karar ile istihkak iddiasının reddine karar verildiğini, bu kararın istihkak iddia eden bankaya 12.06.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, İcra Müdürlüğü'nün borçlunun bankadaki bulunan mevduatının haczi için doğrudan gönderdiği haciz yazısının İİK'nun 88. maddesi gereği kapsamında olup İİK'nun 89, kapsamında haciz ihbarnamesi olmadığını, haciz yazısı icra dairesinde yazıldığı tarihte haciz tamamlanmış olacağından 3. kişi durumundaki bankanın haciz yazısına karşı banka nezdindeki mevduat üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmesinin istihkak iddiası olduğunu, bu durumda İcra Müdürlüğü tarafından istihkak prosedürünün başlatılmış olması işleminde Usul ve Yasaya aykırı bir durum olmadığından şikayet isteminin reddine, istihkak davası açılabilmesi için merci kararının tebliğinden itibaren 7 gün içinde dava açılması gerektiğinden 12.06.2012 tarihinde tebliğ edilen istihkak iddiasının reddine ilişkin istihkak davasını 19.06.2012...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: "....Eldeki davada davalı tarafın kabul beyanı doğrultusunda davanın kabul verilmiş olup taraflar arasında yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden ihtilaf devam ettiğinden bu hususta yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, dava konusu icra dosyasında davacı şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilmesinden davalının sorumlu olmadığı, davalının haciz ihbarnamesi tebliği talebi sonrasında tebliğ işlemlerinin icra memurunca yapıldığı bu nedenle birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun denetiminin icra memuruna ait olduğu, icra memurunca birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmiş ise üçüncü haciz ihbarnamesinin düzenlenmesi gerektiği açık olup İstanbul 10....
üçüncü kişilere ikinci haciz ihbarnamesi tebliğe gönderildiğini, 22.02.2022 tarihinde tebliğ edildiğini ve iş bu üçüncü kişiler tarafından 25.02.2022 tarihinde ''İkinci haciz ihbarnamesinde tarafıma 36.309,54 TL borç çıkarılmış isede benim alacaklı tarafı tanımam alacaklı tarafla ilgim ve alakam yoktur....
Maddesi gereğince davacı tarafından tebligatın öğrenildiği beyan edilen ve davalı tarafından aksi ispat edilemeyen 24.08.2020 tarihinin davacıya 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerektiği, 89/2 haciz ihbarnamesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği gözetilerek 89/3 haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermek gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile davacıya gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 24.08.2020 olarak düzeltilmesine, davacıya gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermiştir....
İcra Dairesi'nin 2018/12055 E. sayılı icra dosyasında T1 Strateji Geliştirme Başkanlığı Döner Sermaye İşletme Birimine haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve 25.11.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, T1 Strateji Geliştirme Başkanlığı Döner Sermaye İşletme Biriminin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığını, T1nın muhatap olarak gösterilmesi gerekirken birinci haciz ihbarnamesinin T1 Strateji Geliştirme Başkanlığı Döner Sermaye İşletme Birimine (aleyhine husumet yöneltilemeyecek yani taraf sıfatı bulunmayan) gönderilmesinin usulsüz olduğunu, haciz ihbarnamesinin yanlış hasım gösterilerek tebliğ edildiğini belirterek haciz ihbarnamesinin iptali ile şikayet tarihinin ıttıla tarihi olarak kabul edilerek gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ikinci haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarihli, 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı vekilinin, tebligattan 28/04/2021 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiği, bu tarihten önce öğrenildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığından, şikayet süresindedir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır....
Somut olayda, borçlu adına çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edilmesi üzerine adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 30.12.2014 tarihinde tebligat yapıldığı, borçlunun maaşına 20.01.2015 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun şikayeti ise takip kesinleşmeden maaşına konulan haczin kaldırılması istemi ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne de yönelik olduğundan öncelikle örnek 7 ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin karara bağlanmasından sonra oluşacak sonuç çerçevesinde hacze yönelik şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....