Birinci veya ikinci haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun şekilde gönderilmemesi halinde üçüncü haciz ihbarnamesi herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Davacıya usulüne uygun olarak birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi çıkarılmamış olması halinde üçüncü haciz ihbarnamesi hüküm ifade etmeyecek olup, menfi tespit davası için gerekli olan hukuki yarar bulunmamaktadır (Yargıtay 4.HD 2016/12318 E, 2018/7493 K)....
nun 89.maddesine göre gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan ''13.01.2015'' olarak düzeltilmesi isteğiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile şikayetçiye çıkarılan haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, tebligatın usulsüzlüğünü, şikayet yolu ile icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
Somut olayda, alacaklının haciz ihbarnamesi gönderilmesi yönündeki talebi üzerine icra müdürlüğünün şikayetçinin (borçlu/üçüncü kişi) dosyada mevcut T.C. kimlik numarasından faydalanmak sureti ile doğrudan mernis adresine birinci haciz ihbarnamesi çıkarttığı, bila dönmesi üzerine 103 davet kağıdı dahil tüm tebligatların TK’nun 21/2 maddesi uyarınca yapıldığı, şikayetçinin borçlu olduğu ve haciz konulan ayrıca şikayetçinin T.C. kimlik numarasının bildirildiği diğer takip dosyası olan Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2108 E. sayılı dosyasında ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz ihbarnamelerinin gönderildiği adres olmadığı, dolayısıyla öncelikle bilinen adrese çıkmayan tebligat usulsüz olup 103 davet kağıdının tebliğinin TK 21/2’ye göre yapılması usulsüzdür. Netice itibari ile 103 davet kağıdının tebliği usulsüz olduğu gözetilerek şikayet süresinin buradan başlatılması yerinde olmayıp haciz ihbarnamelerine ilişkin şikayetin süreden reddi yerinde değildir....
Ltd.Şti. aleyhine başlatılan icra takibi sırasında davacı ... adına 7.186.237,68-TL alacak için İİK 89 maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi gönderildiği anlaşılmıştır. ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/... Esas, 2023/... Karar sayılı dosyasının uyap suretinin incelenmesinde; davacı ... tarafından davalılar ... Tic. A.Ş. ve ... Ltd. Şti. aleyhine dava konusu ... İcra Dairesi’nin 2020/... esas sayılı icra dosyasında davacı şirkete İİK 89 maddesi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle iptaline yönelik icra memur muamelesini şikayete ilişkin dava sonucunda davanın kabulü ile, davacı adına gönderilen İ.İ.K. 89/1 haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüzlüğüne, İ.İ.K. 89/1 haciz ihbarnamesinin 10/05/2022 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulüne, davacıya gönderilen İ.İ.K. 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği ve kararın 26/06/2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Uyuşmazlığın; İİK'nun 89. maddesi gereğince çıkarılan haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet niteliğinde olduğu görüldü. Takip dosyasının yapılan incelemesinde, Nevşehir İcra Müdürlüğünün 2019/9029 Esas (Nevşehir 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6994 Esas) sayılı dosyası ile davalı alacaklı T3 tarafından dava dışı borçlular Yusuf Turgut ile Erdoğan Turgut Mobilya San. Ve Tic. Ltd. Şti aleyhine toplam 75.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takibe geçildiği, takibin kesinleşmesi üzerine davacı 3. kişi T1 İİK'nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/4377 sayılı icra dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun düzenlenmediğini, ihtiva etmeleri gereken hususları içermediklerini, 11/11/2015 tarihli cevabın itiraz olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek haciz ihbarnamelerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 89. maddesi ile İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 42. ve 43. maddelerinde birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin ihtiva etmesi gereken hususlar açıkça belirtilmiştir.....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,davalı tarafından başlatılan icra takibinde davacıya haciz ihbarnameleri gönderildiği davacı vekili tarafından haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile davacıya gönderilen İİK.nun 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerinin tebliği tarihinin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olan 23/10/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiği , davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm...
Somut olayda şikayetçi vekilince 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra icra dosyasına 11/08/2021 tarihinde UYAP üzerinden gönderilen dilekçe ile gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edildiği, en geç bu tarih itibarı ile usulsüz tebliğ edildiği iddia edilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin tebliğinden haberdar olunmasına rağmen usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü süreden sonra 20/09/2021 tarihinde yapıldığı, kaldı ki davacı vekilince 20/09/2021 tarihli şikayet dilekçesi ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11/08/2021 tarihi olarak düzeltilmesi talep edildiği anlaşılmakla davacının usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine dair ilk derece mahkeme kararı yerindedir....
Somut olayda, davacı vekili 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiği şikayetinde bulunduğu, icra dosyasının yapılan incelemesinde şikayetçiye 16.09.2019 tarihinde 103 davetiyesinin yurtdışı adresine tebliğ edildiği, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediğinden haciz ihbarnamelerinden en geç borçlunun 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğu, bu durumda 20.02.2020 dava tarihi itibari ile borçlunun şikayeti yasal (7) günlük sürede olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
yönelik hükmün incelenmesinde, Şikayet dilekçesinde icra takibi borçlusuna 483.245,16 TL, 14/08/2012 tarihinde 296.517,86 TL, 17/08/2012 tarihinde 36.270,58 TL ödeme yapıldığının belirtilmesine nazaran, 2004 sayılı İİK’nın 338. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için İİK’ya göre istenen beyanın hakikate aykırı olarak yapılmasının gerekmesi, İİK’nın 89/4 maddesine göre alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını isteyebileceğinin düzenlenmiş olması, üçüncü kişilere gönderilen haciz ihbarnameleriyle henüz doğmamış veya muaccel olmamış alacaklara haciz konulamayacak olması, İİK’nın 347. maddesinde belirtilen fiilin öğrenilmesi hususunun sadece haciz ihbarnamesine itirazın öğrenilmesi olmayıp aynı zamanda bunun gerçeğe aykırı bir itiraz olduğunun öğrenilmesini de kapsaması karşısında, haciz ihbarnamelerinin tebliği tarihi itibariyle takip borçlusuna...