Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki, davacı tarafın dava dilekçesinde; delilleri arasında “bilirkişi, keşif, yemin, tanık v.s" demek suretiyle keşif ve bilirkişi incelemesine dayandığı anlaşılmakta olup, mahkemece ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmesine rağmen usulünce ön inceleme yapılarak tahkikata geçilmeden, HMK 140/5 maddesi hükmü gereğince iki haftalık kesin süre verilerek taraf delillerinin ibrazı sağlanmadan tahkikata geçildiği ve taraf delilleri toplanmaksızın tahkikatın sonunda, başta dava dilekçesi ile dayanılan delillere rağmen, bu deliller toplanmadan, özellikle davacının iş sahibi konumunda olup davalı yüklenici ile akdettiği sözleşme sebebiyle, davalının güç artırımı yoluna gidilmesini teklif etmesi üzerine önerdiği kadar güç artırımı talebinde bulunulduğunu ve dava dışı ... tarafından güç artırımı taleplerinin kabul edildiğini ancak güç artırımı sonucu 352,074 kw güç elde edilmesi gerekirken davacı şirketin yararlanabildiği güç kaynağının 325 kw gücünde olduğu, davalının özen ve sadakat...

    Somut olayda; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların sosyal- ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, yaşı küçük çocuğun ihtiyaçları, önceki iştirak nafakasının üzerinden geçen süreç, bu süreçteki TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince aylık 250 TL iştirak nafakasının aylık 750 TL artırımı ile aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasının miktar itibariyle fazla olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakasının artırımı talebinin tam kabulü yönünden tüm sonuçları ile kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m. sine göre bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden, iştirak nafakası artırımı talebinin kısmen kabulü ile, ortak çocuk Yağmur İlke yararına daha önce hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 350 TL artırımı ile aylık 600 TL'ye çıkartılmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...

    Somut olayda; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların sosyal- ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, yaşı küçük çocuğun ihtiyaçları, önceki iştirak nafakasının üzerinden geçen süreç, bu süreçteki TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince aylık 250 TL iştirak nafakasının aylık 750 TL artırımı ile aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasının miktar itibariyle fazla olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakasının artırımı talebinin tam kabulü yönünden tüm sonuçları ile kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m. sine göre bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden, iştirak nafakası artırımı talebinin kısmen kabulü ile, ortak çocuk Yağmur İlke yararına daha önce hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 350 TL artırımı ile aylık 600 TL'ye çıkartılmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...

    Dosya içeriğinden; davacının ilk hesap raporu ve ek raporda belirlenen bakiye süre ücretine itiraz ederek ve bu tespite itibar etmeyerek tarafınca hesaplanan 31.696,00 TL.’lik miktar üzerinden bedel artırımı talebinde bulunduğu, ayrıca daha sonra alınan bilirkişi raporunda tespit edilen 78.704,29.-TL.’lik bakiye süre ücretinden ise davacının kayda dayalı olarak elde ettiği kazançlar mahsup edilerek nihai olarak bu miktarın 44.044,96 TL. olarak tespit edildiği ve bu miktara da davacının itiraz etmediği anlaşılmıştır....

      Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, Yakuplu Mahallesi 778 ada 3 parsel ve 776 ada 1 parsel sayılı taşınmazların idarece Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali sahasında kalması nedeniyle kamulaştırmaya tabi tutulduğu, kök 216 parselle ilgili kamulaştırma bedelinin muris tarafından alındığı, kök 234 parsel yönünden murisin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/679 esas sayılı dosyası ile bedel artırımı davası açtığı, hükmedilen bedelin tahsil edildiği, ilk derece mahkemesince asıl dava yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar kaldırılarak birleştirilen davanın davacısı ... nedeniyle de hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Öte yandan dosyada mevcut olan kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin ilamdan anlaşıldığı gibi tapu kaydının, bedel artırımı davasını açan davalı ... adına olduğu da gözetildiğinde, davalının sözleşmenin tarafı olduğunun ve kendisine karşı husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahallesi, ... ada, ... parselde kayıtlı taşınmazın, 496 m2'lik kısmının imar planında "park, yol ve konut alanı" olarak fonksiyonlandırılması suretiyle, taşınmaza müdahale edildiğinden ve mülkiyet hakkının sınırlandırıldığından bahisle, kamulaştırmasız el atma hükümleri çerçevesinde sonradan bedel artırımı yapılmak kaydıyla şimdilik 200.000,00-TL'nin davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davanın görev yönünden reddi yolundaki .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurularının reddine dair ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....

            Uyuşmazlık hakem heyeti doğru bir değerlendirme ile ilk raporda belirlenen alacakla ilgili davacı işlemini bedel artırımı, 2.rapor ile ortaya çıkan fark yönünden oluşan alacak için yapılan bedel artırımı işlemini ise ıslah kabul ederek 86.756,25 TL'nin davalıdan tahsiline karar vermiştir. Bu karar aleyhine davalı tarafından sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetine başvurulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Kemik kırığına neden olacak yaralama suçundan verilen hükümde kem,k kırığı nedeni ile ceza artırımı yapılırken 5237 sayılı TCK'nin 87/3.maddesine göre ceza artırımı yapılması yerine ''kemik kırığı nedeni ile TCK'nin 87/1-d maddesinden bir kat artırılarak'' denilmesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olarak kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun ONANMASINA 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ltd.Şti. vekili, şirketin borca batık durumda olduğunu, hakediş alacağı ve sermaye artırımı ile mali durumunu iyileştirebileceğini ileri sürerek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle iflasa karar verilmiş, bu karar Dairemizce incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yaptırılan bilirkişi incelemesinde şirketin sermaye artırımı sonucu borca batık olmaktan kurtulduğu, ancak talep tarihi itibariyle borca batık olduğu, iyileştirme ümidinin bulunduğu gerekçesiyle iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm erteleme talebinde bulunan şirket tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için erteleme talebinde bulunan sermaye şirketinin borca batık durumda olması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu