Mahkemesine davalılara ait 1795 parselin kamulaştırılmasından dolayı bedel artırımı davası açıldığını, yargılama sonucunda ... ....Asliye ... Mahkemesinin ....05.2005 tarih, 2005/46 E. - 2005/128 K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile 87.141 TL kamulaştırma bedel farkının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, sözkonusu ilamın davalılar tarafından .......... İcra Müdürlüğünün 2066/... Esas sayılı dosyası ile icra takibine konduğunu, bu icra takibi sonucunda ....02.2008 tarihinde müvekkili davacı kurum tarafından 197.105 TL ödeme yapıldığını, ancak sonradan Sayıştay denetçileri tarafından yapılan incelemede davalıya icrada yanlış faiz hesaplanması sonucunda ....456 TL fazla ödeme yapıldığının tesbit edildiği ileri sürülerek icra takibi sonucunda fazla ödenen ....456 TL'nin davalılardan istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Belediyenizin yaptığı uygulama sonucu çıkan bedel alacağımı istiyorum. Metrekare birim fiyatı 300- TL'den bedel alacağımı aldığım takdirde mahkeme aracılığıyla bedel artırımı ve uygulamanın iptali ile ilgili herhangi bir talepte bulunmayacağımı taahhüt ederim. Gereğinin yapılmasını arz ederim" şeklinde yazılı beyanı bulunduğu görülmüştür. Davacı tarafça ödeme sırasında yapılan yazılı beyanın açılan dava yönünden bağlayıcı olmadığından, 07/09/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yasanın 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen gecici 12.maddesi ile yapılan değişiklikler ve davacıya yapılan ödemeler de dikkate alınarak birlikte değerlendirilip, ödenen bedel dışında artırılacak bedel olup olmadığı bilirkişi incelemesiyle tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmediğinden, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davacıların maliki olduğu ...köyü 29 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalılarca davacıların vekili sıfatıyla ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/683 esas sayılı dosyasında bedel artırımı davası açıldığı, bu davada alınan 7.8.2000 tarihli bilirkişi raporu ile bedel farkının 21.916,73 TL olarak tespit edildiği, mahkemece istekle bağlı kalınarak dava değeri 3.500. TL’ye hükmedildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek 1.4.2002 tarihinde kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece, tarafların eşit oranda kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, aynı taşınmazın belli bir kısmının daha önce kamulaştırılması üzerine aynı şekilde davalılarca benzer şekilde dava 2010/16917-2011/6048 açıldığı, yine benzer şekilde aynı yörede komşu taşınmazlara ilişkin olarak da davalar açıldığı anlaşılmaktadır....
artırımı yapıldığı anlaşılmıştır....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, 116 ada 17 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olan bir kısım davalılar tarafından kamulaştırmasız elatma nedeniyle bedel davası açıldığını, 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.10.2002 tarih, 2002/443 esas, 2002/1084 karar sayılı kararı ile 2.000.000.000 TL bedelin tahsiline ve 116 ada 17 parselin 1.059,00 m2.lik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verildiğini, daha sonra davalıların ek davalar açmak suretiyle kamulaştırmasız elatma bedellerini tahsil ettiklerini, tescile dair mahkeme kararı henüz infaz edilmeden aynı bölgede......
Bilirkişi incelemesinde davaya konu edilen altın setin 8.611 TL olduğu belirlenmiş ise de, davacı kadının bedel artırımı yönünden ıslah talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının altın set ile ilgili talebi 8.000 TL olduğu halde, talep aşılarak 8.611 TL ye hükmedilmesi yanlış olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 1- Davanın KABULÜNE, dava konusu İstanbul ili Kartal ilçesi Soğanlık mahallesi 2373 ada 212 parsel sayılı taşınmazın bedele dönüştürülen kısmı için 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile hesaplanan 77.105,87 TL şüyulandırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Kartal Belediye Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki bedelin idarenin kıymet takdir raporundaki bedelini iki katı olduğunu, davacının talep ettiği farka ilişkin bedelin kendisine daha önce bildirildiği ve kabul edildiği için davanın haksız olarak açıldığını ve davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Temyiz başvurusu, 5.12.1990 tarih ve 29040 sayılı ve 31.7.1992 tarih ve … sayılı teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilen sermaye artırımı işleminin belgelerde öngörülen miktarlar aşılarak gerçekleştirildiği, böylece miktar koşuluna uyulmadığından bahisle, söz konusu sermaye artırımı için kusur cezalı olarak salınan damga vergisinin asla dönüşen gecikme zamlarıyla birlikte tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin damga vergisi ve kusur cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada; ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir....
Bilirkişi raporu ve -----incelenmesinde, sermaye artırımı yoluyla yeni hisseler oluşturulmamış olup, her ortağın sermaye artırımı ile şirketteki sermayesinin çoğaltılmasına gidilmiştir. Sermaye artırımıyla oluşan bu durum her ortağa payı oranında yansımış olup, üçüncü bir şahsa yönelik pay devri söz konusu olmadığından davacının sermaye artışıyla oluşan hisseler yönünden de rüçhan hakkını kullanması mümkün değildir. Bu sebeple de her iki davadaki rüçhan haklarının kullanılmasına ilişkin talepleri yönünden de hüküm oluşturulamamış, davaların reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı asıl davasında eser sözleşmesi uyarınca davalıya gönderilen 100.000,00 TL karşılığında freze imâl edip teslim edeceğini taahhüt etmesine karşın kendisine kısmi malzeme teslim edildiğini, kalan malların teslim edilmediğini ileri sürerek, teslim edilen malların bedelinin mahsubuyla bakiye bedel üzerinden takip başlattığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bu davada dayanak olarak gösterilen dekont örneğinde "elmas freze sipariş bedeli" yazmakta olup, davalı vekili gerek cevap dilekçesinde gerekse aşamalardaki beyanlarında bu bedelin daha sonra yapılan bir sözleşme nedeniyle ödendiğini, aslında tek ödeme bulunduğunu savunmuş ve adi ortaklık nedeniyle, bu ödemenin kapasite artırımı için yapıldığını ve kâr payından mahsup yapılarak geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını, nakit olarak geri ödemenin söz konusu olmadığını savunmuştur. Ne var ki, yazılı delilin aksi ancak yazılı bir belge ile kanıtlanabilir....