Uyuşmazlık Hakem Heyeti doğru bir değerlendirme ile ilk raporda belirlenen alacakla ilgili davacı işlemini bedel artırımı, 2.rapor ile ortaya çıkan fark yönünden oluşan alacak için yapılan bedel artırımı işlemini ise ıslah kabul ederek 86.756,25 TL'nin davalıdan tahsiline karar vermiştir. Bu karar aleyhine davalı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine başvurulmuştur. İtiraz Hakem Heyeti yaptığı değerlendirme sonucu, her iki bedel artırım işleminin ıslah niteliğinde olduğunu, ıslahın ancak bir kez yapılabileceğini kabul edip Sigorta Hakem Heyetinin kararının kaldırılarak daha önce yapılan değerlendirme sonucu alınan ilk rapordaki alacak miktarını esas almak suretiyle 60.696,07 TL destekten yoksun kalma alacağının 18/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş, ikinci rapor ile ortaya çıkan ve icra takibine konu edilen fazla talep yönünden fazlaya ilişkin talebin usulden reddine karar vermiştir....
Somut olayda; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların sosyal- ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, yaşı küçük çocuğun ihtiyaçları, önceki iştirak nafakasının üzerinden geçen süreç, bu süreçteki TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince aylık 250 TL iştirak nafakasının aylık 750 TL artırımı ile aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasının miktar itibariyle fazla olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakasının artırımı talebinin tam kabulü yönünden tüm sonuçları ile kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m. sine göre bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden, iştirak nafakası artırımı talebinin kısmen kabulü ile, ortak çocuk Yağmur İlke yararına daha önce hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 350 TL artırımı ile aylık 600 TL'ye çıkartılmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
Somut olayda; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların sosyal- ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, yaşı küçük çocuğun ihtiyaçları, önceki iştirak nafakasının üzerinden geçen süreç, bu süreçteki TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince aylık 250 TL iştirak nafakasının aylık 750 TL artırımı ile aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasının miktar itibariyle fazla olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakasının artırımı talebinin tam kabulü yönünden tüm sonuçları ile kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m. sine göre bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden, iştirak nafakası artırımı talebinin kısmen kabulü ile, ortak çocuk Yağmur İlke yararına daha önce hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 350 TL artırımı ile aylık 600 TL'ye çıkartılmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
Sayılı ilamında da belirtildiği üzere TMK nun 1007 maddesine dayalı olarak açılacak tazminat davalarının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, buna göre somut davada mahkememizin iade kararı sonrası ikinci kez bedel artırımı yapılmasının mümkün olmayacağı, bu nedenle davacı tarafça iade kararı sonrası yapılan bedel artırımı işleminin yok hükmünde olduğu, buna göre davacının davasının mahkememizin iade kararından önce ilk derece mahkemesince hükmedilen bedel üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunsa da bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmemekle davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden, gerekçeli kararın hüküm kısmının davacının davasının ilk hükümde iadeden önceki kabul edilen miktar 98.729,62 TL üzerinden kabulüne karar verilebilmesi için hükmün kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Kemik kırığına neden olacak yaralama suçundan verilen hükümde kem,k kırığı nedeni ile ceza artırımı yapılırken 5237 sayılı TCK'nin 87/3.maddesine göre ceza artırımı yapılması yerine ''kemik kırığı nedeni ile TCK'nin 87/1-d maddesinden bir kat artırılarak'' denilmesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olarak kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun ONANMASINA 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı Kurumun, sözleşmesinin değiştirilmesine Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 16.7.1990 günlü oluru ile izin verildiği, sermaye artırımı için genel kurul toplantısını 19.7.1990 gününde yaptığı ve bu konudaki ticaret mahkemesi kararının 24.6.1990 tarihini taşıdığı, 20.8.1990 günlü Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan duyurudan anlaşılmaktadır. Diğer taraftan bu artırımın teşvik belgesini düzenleyen Devlet Planlama Teşkilatı, Teşvik ve Uygulama Başkanlığınca süre yönünden uygun bulunarak sermaye artırımı koşulunun yerine getirildiğinin belge üzerine kaydedilip onaylandığı saptanmaktadır. Bu saptamalar, sermaye artırımının belgede öngörülen sürede gerçekleştirildiğini gösterdiğinden, sermaye artırımının süresinden sonra yapıldığı yönündeki iddia, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir....
Ltd.Şti. vekili, şirketin borca batık durumda olduğunu, hakediş alacağı ve sermaye artırımı ile mali durumunu iyileştirebileceğini ileri sürerek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle iflasa karar verilmiş, bu karar Dairemizce incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yaptırılan bilirkişi incelemesinde şirketin sermaye artırımı sonucu borca batık olmaktan kurtulduğu, ancak talep tarihi itibariyle borca batık olduğu, iyileştirme ümidinin bulunduğu gerekçesiyle iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm erteleme talebinde bulunan şirket tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için erteleme talebinde bulunan sermaye şirketinin borca batık durumda olması gerekir....
nin sermaye artırımının dış kaynaklı bir sermaye artırımı şeklinde icra edilmiş olduğu ancak iç kaynaklı sermaye artırımı gibi gösterilmiş olduğunun tespit olunduğu, dava dışı şirket tarafından davalı şirkete yapılan ödemeden karşılanması ön görülmek suretiyle şirkette pay sahibi olan ortakların ve bu arada azlık pay sahibi konumundaki davacının müktesep hakları olan rüçhan haklarını kullanmalarının kısıtlanarak rüçhan hakkı kullanımı da engellenmek suretiyle payının % 3,42'ye düşürüldüğü gerekçesiyle dava konusu genel kurul kararının 2 no'lu kararının iptaline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
KARAR Davacı, akrabası olan davalıya hissedarı olduğu taşınmaz ile ilgili kamulaştırma bedel artırımı davasını açmak için avukat tutması yetkisini içeren vekaleti tüm hissedarlarla birlikte verdiğini, dava sonucunda tahsil edilen paranın davalının vekalet verdiği avukat tarafından tahsil edildiğini ve davalıya ödendiğini, davalının hissesine düşen 11.744.920.875 TL ödemesi gerekirken 4.200.000.000 TL ödeme yaptığını, alınan bu miktarı göstermesi gereken ibranamenin üstünün el yazısı ile tamamı alınmış gibi doldurulduğunu ileri sürerek eksik ödenen 7.544.920.875 TL’nın ödenme tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı,davacının hissesine düşen miktarı tamamen ödeyip ibraname aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
bedel artırımı yapılabileceği anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....