Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu hacze esas borç, 29.12.2006 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tarihte üçüncü kişi de borçlu şirketin ortağı olup, borcun doğumundan sonra ortaklıktan ayrılmıştır. Hemen ardından 02.04.2007 itibarı ile borçlu şirketin ayrıldığı haciz adresinde faaliyete başlamıştır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre borcun doğumundan sonra yapılan bu tür işlemler alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler niteliğindedir. Öte yandan, davacının sunduğu 2007 yılına ait iki fatura da borcun doğumundan sonra düzenlenmiştir. 2004 yılına ait faturada ise henüz borçlunun dahi faaliyete başlamadığı haciz adresinin gösterildiği görülmüştür.Sunulan faturalar, adi nitelikteki kira sözleşmesi ve vergi levhası her zaman temini mümkün belgelerden olup, istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli nitelikte değildir....
BK'nin 534.maddesi gereğince adi ortaklığa ait malın haczi mümkün olmayıp,alacaklı ancak borçlunun adi ortaklığın tasfiyesi üzerine tasfiye payını haczebilecektir.Bu durumda mahkemece,istihkak davasının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup dairemizin bozma ilamının maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşıldığıdan karar düzeltim isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile 27.01.2011 tarihli mahkeme kararının ONANMASINA, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen davacı 3.kişiye geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.177,03 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına, 01.07.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Uyuşmazlık İ.İ.K'nun 96. ve ardından gelen maddelerine dayalı istihkak davasıdır. Davacı 3.Kişi ile davalı borçlu arasında adi ortaklık bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. B.K. 534 maddesine göre bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanılabilir. Alacaklı ortaklığa ait bir mal üzerine haciz koyduramaz. Somut olayda tasfiyedeki payın haczi yerine davacı 3.kişi ve borçlu adına oluşturulan mevduat hesabına haciz konulduğundan davanın bu gerekçe ile kabulü yerine esastan kabulü doğru değildir. Öte yandan istihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına tazminata hükmedilmesi için İİK.'nun 97/15. maddesi uyarınca alacaklının kötü niyetinin gerçekleşmesi gerekir. Alacaklının 3. kişinin istihkak iddiasına karşı çıkması kötü niyetli bir davranış olarak nitelendirilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi) vekili, ... İcra Müdürlüğü’nün ...sayılı Takip dosyasında yapılan 16.03.2011 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, bunların bir başka takip dosyasında kesinleşen ihalede satın alındığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, kira ilişkisinin gerçek olmadığını, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece toplanan delillere göre: “haciz işleminin İİK’nun 97. maddesi gereğince yapıldığını, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu haciz tarihinden sonra düzenlenmiş adi nitelikte kira sözleşmesinin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 24.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2019 NUMARASI : 2017/326 Esas - 2019/717 Karar DAVA KONUSU : İstihkak KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacılar tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/3. kişiler vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketler tarafından adi ortaklık kurulduğunu, adi ortaklık ile İSKİ Genel Müdürlüğü arasında 21/07/2015 tarihli Asya Bölgesi Müteferrik Su Deposu, Terfi Merkezi ve Trafo Binaları İnşaatı Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden sonra davalı/borçlu şirket ile adi ortaklık arasında alt yüklenici sözleşmesi yapıldığını, ancak daha sonra alt yüklenici ile 28/07/2016 tarihli protokol yapılarak sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, alt yüklenici sözleşmesinde idare ile yapılan...
TMK 639 maddesinde yazılı zamanaşımı süresinin adi istihkak davasında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Mal mevcut olduğu sürece zamanaşımı yoktur. Davacılar ve davalılar, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/366-1206 Esas, Karar sayılı verasete göre mirasçıdır. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinden uyuşmazlık bulunmadığından miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez. Mirasçılar arasındaki adi istihkakta zamanaşımı söz konusu olmaz. Dosya içerisinde yer alan ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/366-1206 Esas, Karar sayılı mirasçılık belgesine göre davacıların da murisin mirasçıları oldukları halde mirasçılık sıfatları ketmedilerek davalılar tarafından 6369 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 27.06.2006 tarihli resmi senet ile 20.000,00TL bedelle ... adlı kişiye satışı yapılmıştır. ...’in de taşınmazı 09.05.2007 tarihinde ... ... Vakfı’na bağışladığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece toplanan delillere göre: ödeme emrinin haciz yapılan adreste borçluya tebliğ edildiği, adresin borçlu ve lehine istihkak iddia edilen davalı şirket tarafından kullanıldığı, bu iki şirketin ortakları ve yetkililerinin aynı isimlerden oluşup aralarında organik bağ olduğu, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan adi şekilde hazırlanmış kira sözleşmesinin istihkak iddiasını ispatlamaya yeterli olmadığı, iflas erteleme davası nedeniyle İİK'nun 179. maddesi kapsamında koruyucu tedbirlerden yararlanan şirkete atıf yapılarak diğer şirkete ait malların korunmasının amaçlandığı, bu şirketin borçlarından dolayı yapılan hacizlerin iflas erteleme davasında verilen tedbirlere dayanılarak engellenmeye çalışıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddine ve davacı alacaklı lehine tazminata karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni...
Mahkemece, dava konusu haczin davacı 3.kişi adi ortaklığın satış bürosu ile TOKİ'ye ait inşaat arazisinin bulnuduğu yerde yapıldığı, mülkiyet karinlesinin 3.kişi yararına olduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre davacı ortağı ... Ltd. Şti ile borçlu ... AŞ arasında organik bağ bulunduğu tesbit edilemediğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesinin ön koşullarından biri de, geçerli bir haczin varlığıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişiler tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi) vekili, İstanbul 1.İcra Müdürlüğü’nün 2008/25554 Esas sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2009/70 Talimat sayılı dosyasında yapılan 21.01.2009 günlü hacze konu menkullerin davacılara ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir....