Esas sayılı dava dosyalarının bu dava dosyası üzerinden birleştirilmesine karar verilerek yargılamaya devam edilmiş, toplanan delillere göre:“ Medya Holding ...nin davacı şirketler ile borçlu şirketin ortağı olduğu, arada organik bağ bulunduğu, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olması nedeni ile ispat yükü kendisine düşen üçüncü kişilerin istihkak iddialarını kesin delillerle kanıtlayamadıkları” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş;hüküm,davacı üçüncü kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,üçüncü kişilerin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi) vekili, .... İcra Müdürlüğü’nün 2010/20296 sayılı Takip dosyasında yapılan 11.07.2011 günlü hacze konu haciz tutanağının 4. sırasındaki presin davacı üçüncü kişi şirkete aitken, borçlunun yetkilisi olduğu şirkete kiraya verildiğini, davada ispat yükünün alacaklı tarafa düştüğünü belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
İcra Müdürlüğü' nün 2018/13 Talimat sayılı dosyası ile 06/04/2018 tarihinde adi ortaklık işletmesi niteliğinde olan müvekkillerinin işlettiği fırına hacze gidildiğini, adi ortalıklıklarda adi ortaklardan birinin borcundan dolayı ortalık mallarının haczedilemeyeceğini, talimat icra dairesince adi ortaklardan birinin borcundan dolayı haciz işlemi yapılamaması nedeniyle haczin iptaline karar verilmesi gerekirken İİK. 99 maddesi uyarınca istihkak davası açmak üzere mehil verildiğini, davalı alacaklı vekilinin 06/04/2018 tarihinden itibaren 7 günlük sürede istihkak davası açmadığını, aradan 8 ay geçtikten sonra İstanbul 33....
Şti'den devraldığını belirtmiş ise de, bu devre ilişkin olarak 20/05/2010 tarihli adi yazılı "satış sözleşmesi başlıklı belgeyi dosyaya sunmuştur. Belgenin adi yazılı olduğu gibi, devre ilişkin bedelin peşin nakit olarak alındığı belirtilmekle, bu devre ilişkin belgenin istihkak iddiasını ispatlayacak kesin ve güçlü belge olmadığı, bedelin ödendiğinin de ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır. Yine, davalı 3. kişinin dayandığı yoklama fişinin de dava dışı şirketin adresini İstanbul'a taşıdığına ilişkin olup, istihkak iddiasını ispata yeterli değildir....
Davalı (alacaklı) vekili, ... ve ...’nun taraf sıfatının bulunmadığını, haczi öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde davanın açılmadığını, ispat yükü kendilerine düşen üçüncü kişilerin istihkak iddialarını kanıtlayamadığını, kira sözleşmesinin adi nitelikte ve faturaların da eski tarihli olduğunu, mahcuzlara uygunluğunun belli olmadığını, davacıların borçlu ile danışıklı hareket ettiklerini, kanoların davacı şirketler tarafından turizm işi ile uğraşan borçludan kiralandığını, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini savunmuştur. ../... -2- 2009/5173 2009/7968 Davalı (borçlu), istihkak iddiasının doğru olduğunu ve davayı kabul ettiğini, ilk hacizden sonra davacı ...’yi arayarak malların faturasını istediğini, O’nun da getirdiğini,mahcuzları götürmeye geldiklerinde de icra müdürüne gösterdiğini, belirtmiştir....
Adi nitelikteki kira sözleşmesi ve tanık anlatımları ise istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli nitelikte değildir. Davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 10.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişi haciz adresinde kiracı olarak faaliyette bulunduğunu, mahcuzların da kiralayana ait olduğunu iddia etmektedir. Adi kira sözleşmesinden doğan şahsi haklar sözleşmenin tarafı olmayan iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyecektir. İİK’nun 96. vd. maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasının mülkiyet, rehin vb. ayni haklara dayanılarak ileri sürülebileceği açıkça belirtilmiştir. Taraf sıfatı ise dava şartlarından olup, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına yönelik karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki sonuç itibarı ile verilen karar doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişi haciz adresinde kiracı olarak faaliyette bulunduğunu, mahcuzların da kiralayana ait olduğunu iddia etmektedir. Adi kira sözleşmesinden doğan şahsi haklar sözleşmenin tarafı olmayan iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyecektir. İİK’nun 96. vd. maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasının mülkiyet, rehin vb. ayni haklara dayanılarak ileri sürülebileceği açıkça belirtilmiştir. Taraf sıfatı ise dava şartlarından olup, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına yönelik karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki sonuç itibarı ile verilen karar doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....
İcra Müdürlüğünün 2008/3118 Esas sayılı dosyasından yürütülen takibin kesinleşmesini müteakip, borçlu şirketin borcundan dolayı müvekkili 3. kişi şirket ile borçlu şirketten oluşan adi ortaklığın Burdur Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü nezdinde doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacakları, istihkak ve hakedişleri üzerine haciz konulduğunu, oysa; müvekkilinin borçlu şirket ile birlikte Burdur Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan "Burdur 500 Kişilik Öğrenci Yurdu Yapım İşi" için “İş Ortaklığı Beyannamesi” düzenleyerek adi ortaklık kurduklarını ve anılan işin yapımını üstlendiklerini, haczedilen hak ve alacaklar ile istihkaklar ve hakedişlerin takip borçlusu şirkete değil, her iki şirketin ortak girişimine ait olması nedeni ile haczin usulsüz olduğunu, borçlu adi ortaklık olmayıp ortaklardan birinin borcu nedeni ile adi ortaklığın hak ve alacaklarına haciz konulmasının BK.nun 520. maddesi uyarınca kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, anılan haczin kaldırılmasını ve tazminata...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İSTİHKAK -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamı, miras sebebiyle adi istihkak istemine ilişkin olup, temyize konu kararın Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Da,iresinin bozma ilamına uyularak verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....