WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davacı üçüncü kişinin dava dilekçesinde açıkça yer verilen ve Finansal Kiralama Sözleşmesine konu olan forklift dışındaki mahcuzlar yönünden kiracılık sıfatına dayalı olarak istihkak iddiasında bulunduğunun kabulü gerekmiştir. İİK'nin 96/1. maddesinde, üçüncü kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak davası açabileceği öngörülmüştür. Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, davacı yukarıda yazılı haklara değil, yalnızca kiracılık sıfatına dayanmıştır. Davacının sunduğu kira sözleşmesi adi nitelikte olup, kural olarak kiracının istihkak davası açma hakkı yoktur. Adi kira sözleşmesinde borç sadece taraflar yönünden sonuç doğurur....

    Şahıs T3 Şti yetkilisi Ayşe Azizoğlu'nun borçlu şirket eski yetkilisi Sedat Azizoğlu'nun annesi olduğunu, mahcuzları 3. şahıslar lehine yediemin olarak teslim alan Vedat Azizoğlu'nun, borçlu şirketin eski yetkilisi Sedat Azizoğlu'nun kuzeni olduğunu, borçlu ile 3.şahsın aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, mahalde 3. şahıslar lehine istihkak iddiasında bulunanlar tarafından dosyaya sunulan vergi levhası ve kira sözleşmesinin adi nitelikli olup muvazaalı olduğunu, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı 21/01/2020 tarihli memur muamelesinin iptaline, 13/12/2019 tarihinde oluşan istihkak meselesi hakkında İİK 97. maddesi gereğince takibin devamı kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı taraf haczin yapıldığı oteli içindeki demirbaşlarla birlikte borçluya kiraya verdiğini, mahcuzların mülkiyetinin ise kendisine ait olduğunu iddia etmektedir. İstihkak iddiasının dayandırıldığı 29.03.2004 tarihli kira sözleşmesi borç ve takip tarihlerinden çok önce düzenlenmiştir ve noter tarafından da onaylanmıştır. Aradaki kira ilişkisi gerçek olmakla birlikte davacının dayandığı ve noter tarafından onaylanmadığı anlaşılan adi nitelikteki demirbaş listesinin, kira sözleşmesinin eki olarak itibar edilebilecek mahiyette olmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki sunulan faturalar ve sözleşmeler takip ve borç tarihlerinden çok önce düzenlenmiştir ve bunların gerçekliği ile mahcuzlara uygunluğu yönünde Mahkemece yeterli inceleme yaptırılmamıştır....

      Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (alacaklı) vekili, müvekkilinin alacağından dolayı borçlu aleyhine yürütülen takipte, Yumurtalık İcra Müdürlüğünün 2009/116 Tal. sayılı dosyasından uygulanan 27.4.2009 tarihli haciz işleminde, haczedilen mahcuz hakkında 3.kişi tarafından haksız olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu ileri sürerek, istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        (TMK m. 642/1-2) Terekeye veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa açılan dava adi istihkak davası olarak adlandırılmaktadır. Adi istihkak davasında miras sebebiyle istihkak davasından farklı olarak mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmadığı gibi mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlık da mevcut değildir. Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir. Ayrıca, Kaynağını Türk Medeni Kanununun 528. ve devamı maddelerinden alan mirastan feragat sözleşmeleri, Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Somut olayda; tarafların muris ... mirasçıları oldukları ve davalı lehine ... 10....

          Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.'' hükmü bulunmaktadır....

          Hukuk Dairesinin 2016/615 Esas, 2018/5557 Karar ve 12.09.2018 tarihli kararı, "Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir. Bu davada hakim mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlıkları da çözer. (TMK m.637/1) Terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa, açılan dava adi istihkak davasıdır. TMK 639 maddesinde yazılı zamanaşımı süresinin adi istihkak davasında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Mal mevcut olduğu sürece zamanaşımı yoktur. Davacılar mirasbırakanın ilk eşinden olan altsoyu, davalılar ise murisin ikinci eşinden altsoyudur. Davalılar davada davacı tarafın mirasçılık sıfatına itiraz etmemiştir. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinden uyuşmazlık bulunmadığından miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez....

            Davalı (alacaklı) vekili, haczin borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığını, ticaret terk etmesi ile ilgili İİK’nun 44. maddesindeki bildirimlerin yapılmadığını, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına bulunduğunu ve ispat yükü kendisine düşen üçüncü kişinin mahcuzları satın aldığına dair fatura sunamadığını, davacının dayandığı kira sözleşmesinin de adi nitelikte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplana delillere göre: “ödeme emrinin haczin yapıldığı adreste tebliğ edildiği ve hacizde borçluya ait çok sayıda evrakın ele geçtiği, bu nedenlerle İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu,dolayısıyla alacaklı yararına bulunduğu, ispat yükü kendisine düşen üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlayamadığı “gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, üçüncü kişi tarafından İİK’nun 97/a maddesine dayalı olarak açılan “istihkak” davasıdır. Davacı (üçüncü kişi), Bakırköy 7. İcra Müdürlüğü’nün 2006/11277 Esas sayılı dosyası ile borçlular hakkında icra takibi yapıldığı,Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü’nün 2006/3063 Talimat sayılı dosyası ile üçüncü kişi konumundaki şirket adresine hacze gidildiği,31.10.2006’da haciz yapıldığı,mahcuzların davacıya ait olduğu gerekçesi ile istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesini istemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan istihkak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu