Bu durumda davacının, kesinleşen istihkak iddiasının reddi kararına karşı menfi tespit ve istirdat davası açması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin tazminat talebinin ise kötüniyetin tespit edilememesi ve tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazmini yönünden zararın ispatlanması koşuluyla HMK'nun 399. Maddesine göre açılan bir dava bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir....
bulunan üçüncü kişinin temsile yetkili olup olmadığının ön sorun olarak araştırılmasını, akabinde muvazalı devir nedeniyle haksız ve kötü niyetli olarak yapılan istihkak iddiasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nın 99. maddesi uyarınca alacaklı tarafından açılan istihkak davasının davalısı haciz işlemi karşısında tavrı belli olmayan borçlu ile istihkak iddia eden 3. kişidir. Çarşamba İcra Dairesi'nin 2021/2531 esas sayılı takip dosyasında 31.01.2022 T4 Şirketine ait olduğu bildirilen adreste haciz işlemi gerçekleştirildiği, haciz esnasında T3 vekili olduğunu söyleyen Av. Akif Aydoğan tarafından " adresin T3 olduğu, Tozmazoğlu inşaat ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı" belirtilerek Tozmaz İnşaat lehine istihkak iddiasında bulunulduğu ve icra müdürlüğü tarafından İİK madde 99'a göre haciz işlemi yapıldığı görülmüştür....
. 2- Davacı 3. kişinin müşterilerine ait olduğunu iddia ettiği kumaş ve iplikler yönünden; istihkak davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle istihkak davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olup, bu itibarla davanın esasına ilişkin hüküm kurulmadığından, davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda davacı istihkak davası açarak Pazar İcra Müdürlüğünün 2019/15 esas sayılı takip dosyasında gerçekleştirilen haciz işlemine konu taşınırlar yönünden haczin kalkmasını talip etmiştir. Öncelikle istihkak davası görülebilmesi için geçerli bir haczin varlığı gerekir. Oysa ki somut olayda Pazar İcra Müdürlüğünün 2019/15 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulmuş, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiası kabul edilmemiş, dosya İ.İ.K. 97 gereğince istihkak iddiasının incelenmesi üzere Pazar İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Pazar İcra Hukuk mahkemesi tarafından 2019/78esas , 2020/1 karar numarası ile istihkak iddiasının Kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda istihkak konusu taşınırlar yönünden hukuken haciz işleminin kalkması gerekir....
Mahkemece, davacı üçüncü kişinin ibraz ettiği adi yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak ve kiracılık sıfatı kapsamında istihkak davası açtığı, ancak kira sözleşmesinde borcun sadece taraflar yönünden sonuç doğuracağı, borç ilişkisinden kaynaklanan şahsi hakların sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı ileri sürülemeyeceği ve üçüncü kişinin bu anlamda istihkak davası bakımından aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı, müdahil davacı açısından ise 11.07.2014 tarihli haciz sırasında davacı üçüncü kişi şirket temsilcisinin kira sözleşmesine dayalı olarak istihkak iddiasında bulunduğu, İİK'nin 96. vd. hükümlerine göre istihkak prosedürünün söz konusu üçüncü kişi bakımından yürütüldüğü, asli müdahale talebinde bulunan firmanın mülkiyet beyanına dayalı olarak yürütülmüş bir prosedürün söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili ve müdahil davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İstihkak davası konusuz kaldığında maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak hesaplanacak vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa yükletilmesi gerekir. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde; davacının istihkak iddiasına itiraz etmesi nedeniyle davanın açılmasına sebep olan davalı alacaklı asil İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra 23.07.2018 tarihinde ... 10. İcra Müdürlüğünün 2017/1144 Esas sayılı dosyasına üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul ettiğine ilişkin dilekçe sunmuştur....
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuki dayanağı bulunmadığını, Yargıtay kararlarında, kanuni dayanak olmadan tamamen yoruma dayalı olarak istihkak davaları sonucunda verilen ilamların tespit hükmünde olduğu değerlendirmesi ile bazen oy çokluğu ile bazen oy birliği ile kararlar verdiğini, ikircikli bir uygulama olduğunu, istihkak davalarında verilen hükümlerin kesinleşmeden uygulanamayacağına ilişkin açık bir kanun hükmü bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, takip alacağı kalemlerin istihkak davasının kabulüne ilişkin ilam sonucunda verildiğinden kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne, takibin davacı/borçlu yönünden iptaline karar vermiştir....
İİK.nun 97.maddesinin 10,11,12 ve 16.fıkra hükümleri sadece 3.kişi tarafından açılacak istihkak davalarında değil, alacaklının İİK.nun 99. maddesine göre açtığı istihkak davalarına da uygulanır. Alacaklı yararına %40 tazminatı düzenleyen İİK.nun 97/13. maddesi hükmü de bu nitelikte olup, anılan madde koşulları mevcut ise tazminata hükmedilmelidir. Somut olayda, İİK.nun 97/13. maddesinde öngörüldüğü şekilde bu dava nedeniyle takibin ertelenmesine veya ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulduğuna ilişkin hiçbir kanıt bulunmamaktadır.Bu durumda, bu dava nedeniyle 3.kişinin tutumu sonucu alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden, davacı alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden, HUMK 438/7 .maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi) vekili, Konya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8089 Esas sayılı dosyasında yapılan 16.09.2008 günlü hacze konu menkullerin davacıya ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; “istihkak iddiası kanıtlanamadığından” davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96.vd.maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....