ye ait olan mallar olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak işin esasına girilerek incelenmek üzere yerel mahkemeye iadesine, şikayetin kabulü ile icra memurunun kararının kaldırılarak 3. kişinin istihkak iddiası üzerine İİK m.99'un uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, İİK.’nun 96- 97 maddesine göre yapılan haczin İİk 99. maddesine göre yapılmış sayılmasına yönelik şikayet niteliğindedir. Haczin İİK'nun 97. maddeye göre yapılması halinde istihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü'nce İİK'nun 97/1. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Prosedür işletilmemişse, dava açma süresi henüz başlamış olamayacağından, 3. kişi davasını hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar açabilir. Prosedür işletilmişse, İcra Mahkemesi'nce verilecek kararın tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açılabilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2017/1469 KARAR NO : 2017/1607 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DEK İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2017 NUMARASI : 2016/56 2017/25 DAVA KONUSU : İstihkak İddiası Nedeniyle Takibin Taliki Veya Devamı(İ.İ.K. 97) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 12/06/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle ; Hendek İcra Müdürlüğünün 2016/559 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, haciz sırasında davalı tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, 3.şahıs konumundaki T4 İstihkak iddiasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek 3.şahıs şirketin istihkak iddiasının reddi ile hacizli malların borçluya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
A.Ş'ye ait olduğunu iddia ederek istihkak iddiasında bulunduğunu, icra müdürlüğünce İİK 97'ye göre takibin devamı yönünde karar verilmesi gerekirken İİK 99 maddeye göre karar verildiğini, haczin tatbik edildiği adreste daha önce de haciz yapıldığını, açılan istihkak iddiasın sonucunda takibin devamı kararı verildiğini, istinaf aşamasından geçerek kesinleştiğini, mevcut adreste haciz yapmalarına engel bir durum olmadığını, yetkisiz çalışan tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerektiğini, haciz işleminin gerçekleştiği adreste bulunan şirketin yetkili ile dosyanın borçlusu arasında akrabalık ilişkisi olduğunu, aynı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini, 3.kişi şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğunu beyanla, şikayetlerinin kabulü ile icra müdürlüğünün İİK 99'a göre verdiği kararın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Haciz 01.07.2008 tarihinde davacı 3.kişinin sigortalı işcisi olduğunu beyan ettiği ... huzurunda uygulanmıştır. İ.İ.K'nun 96/3. maddesi hükmüne göre, "istihkak iddiası yapıldığı veya istihkak davası açıldığı tarihte, istihkak davacısı ile birlikte oturan kimseler aynı anda malın haczedildiğini öğrenmiş sayılmaları" gerekir. Aynı madde de "haczin yapıldığını öğrenen 3.kişinin 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybedeceği" öngörülmüştür. Somut olayda, davacının işçisinin huzurunda 01.07.2008 tarihinde yapılan hacizden aynı gün haberdar olduğu kabul edildiğinden, 05.08.2008 tarihinde icra müdürlüğüne yapılan istihkak iddiası süresinde değildir. Süresinde yapılmayan istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğünün hatalı olarak İİK’nun 97....
Mahkemenin, icra mahkemesince istihkak iddiasının kabul edildiğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığına ilişkin ilk kararı Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 23.10.2007 tarih 2006/15892 Esas 2007/190 Karar sayılı ilamı ile, karara esas alınan ilamın takibin taliki kararına ilişkin olduğu ve 3.kişinin dava açmakta hukuki yararı bulunduğu ve esastan karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda haciz adresinin ve hacizli ev eşyalarının davacıya ait olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 25.05.2005 tarihinde borçlu ve davacı 3.kişi huzurunda haczedilmiştir....
İİK'nın 97/1 maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde, icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3. kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekir. Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar 3. kişi tarafından istihkak davası açılabilir. Somut olayda, dava konusu 20.6.2017 tarihli haciz borçlu ve üçüncü kişinin yokluğunda yapılmıştır. Davacı üçüncü kişi vekili İcra Müdürlüğüne yönelttiği 21.9.2017 tarihli dilekçesinde, üçüncü kişi şirkete ait konkosör tesisinin haczedildiğini beyan etmiştir. Bu dilekçe ile istihkak iddiasının bildirdiğinin kabulü gerekmektedir. İstihkak iddiası bildirimine rağmen İcra Müdürlüğünce İİK 97. maddesindeki prosedür yerine getirilmediğinden istihkak davası açma süresi başlamamıştır....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda, davanın, taşınır mal haczine yönelik istihkak iddiasına ilişkin olduğu, dava konusu haczin borçlunun işyerinde, borçlunun zilyetliğinde bulunan taşınırlar üzerinde yapıldığı, haczedilen taşınmazların fiilen rehin alacaklısının zilyetliğinde bulunmadığı, rehin hakkının ticaret siciline tescil edilmediği, ortada yasal olarak geçerli bir rehnin olmadığı, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, mahcuzlara yönelik istihkak iddiasına ilişkin olarak takibin taliki talebinin reddine, İİK'nin 97/6. maddesi uyarınca istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişinin işbu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açabileceğine, bu müddet zarfında dava açılmadığı takdirde üçüncü kişinin alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş, karar, davacı üçüncü kişi vekili tarafından esas bakımından, davalı alacaklı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir....
Ancak İİK madde 97/8'de “Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez” düzenlemesi yer almaktadır....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı üçüncü kişinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu’nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir. Hacizli malların tedbiren teminat karşılığında davacı üçüncü kişiye teslimine ilişkin tensip kararı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/13. maddesi anlamında takibin taliki kararı değildir. Ortada teminat karşılığı verilmiş takibin taliki kararı olmadığından, istihkak davasının reddi nedeniyle alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de, istihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu durumda, daha az olan alacak miktarı yerine, haczedilen malların değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir....
Yasanın, Mahkemece teminat alınarak takibin ertelenmesi kararı verilmişse, haczedilen mal veya hakka ilişkin takip işlemleri ertelenmiş sayılır. Ancak takip işlemlerinin ertelenmiş sayılması için, İİK.’nun 97/3. maddesi uyarınca alacaklının muhtemel zararı karşılığı 36. maddede gösterilen teminatın alınması zorunludur. Mahkeme, takibin ertelenmesine karar vermiş olmasına karşın 3.kişiden teminat alınmasını kararlaştırmamış veya karar altına almış olsa bile bu teminat 3.kişi tarafından yatırılmamışsa, İcra Müdürlüğü takibe devam eder. Çünkü böyle bir durumda istihkak davası yüzünden alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemez. Somut olayda, Mahkemece takibin ertelenmesine karar verilmiş olmasına karşın, 3.kişiden teminat alınmadığından, davacının %40 tazminatla sorumlu tutulmasına ilişkin İİK.’nun 97/13. maddesi koşulları alacaklı yararına oluşmamıştır. Bu nedenle davacının tazminatla sorumlu tutulması doğru değildir....