Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ile müvekkilin aciz halinde olmadığının, malvarlığının borçlarından fazla bulunduğunun ve ödemelerini tatil etmediğinin tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, her hâlükârda usule, yasaya ve açıkça hukuka aykırı şekilde açılan ve şartları oluşmamış olan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    ile müvekkilin aciz halinde olmadığının, malvarlığının borçlarından fazla bulunduğunun ve ödemelerini tatil etmediğinin tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, her hâlükârda usule, yasaya ve açıkça hukuka aykırı şekilde açılan ve şartları oluşmamış olan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      ile müvekkilin aciz halinde olmadığının, malvarlığının borçlarından fazla bulunduğunun ve ödemelerini tatil etmediğinin tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, her hâlükârda usule, yasaya ve açıkça hukuka aykırı şekilde açılan ve şartları oluşmamış olan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Somut olayda, şikayetçinin alacaklı olduğu dosyadaki haczin ilk haciz olduğu, şikayet olunana ait ...,...,... ve .... sıralardaki dosyaların İİK'nın 100. maddesindeki hacze iştirak şartlarını taşımadığı isabetli olarak tespit edildiği halde bu gerekçeyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca şikayetçinin 2009/1092 E. sayılı dosya ile yapılan garameye yönelik bir şikayeti olmadığı ve artan para kalır ise şikayet olunana ait ... dosyalarına paylaştırılmasının doğal olduğu gözardı edilerek artan paranın satış dosyasına iadesi gerektiği şeklindeki gerekçeye de dayanılması ve HMK'nın hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin 297/.......

          Dava şartlarının mevcut olup olmadığını inceleme görevi ilk derece yargısına ait olmakla, yerel mahkeme iade kararı doğrultusunda yaptığı yargılama neticesi şikayeti hukuki yarar yokluğundan ret etmiştir. HMK 355.madde gereği istinaf yargısı istinaf sebepleriyle bağlıdır. İstinaf dilekçesi incelendiğinde, istinaf edenin hükme ve gerekçeye yönelik spesifik bir istinafına tesadüf edilmemiştir. İstinaf eden rapora yönelik bir takım itirazlarda bulunmuş ise de, zaten yargılama konusu kapak hesabı olmaktan çıkmıştır. Tüm bu nedenlerle, yerel mahkemenin hükmünde bir isabetsizlik bulunmamakla, hükme yönelik davacı istinaflarının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 16....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/586 esas sayılı dosyası ile itirazın kaldırılması talep edildiğini, takibin devamı ile 24.10.2019 tarihli kapak hesabında ortaya çıkan alacakların haricen tahsil edildiğin, tahsilat sonrası davacı tarafından dosya kapak hesabı talebinde bulunulduğunu, icra müdürlüğü tarafından yapılan kapak hesabına haricen tahsil edilen miktara da yer verildiğini, söz konusu hesabın tamamen icra müdürlüğü marifetiyle hazırlandığını, davacı tarafın 04/11/2019 tarihinde 91.908,49 TL ödeme gerçekleştirildiğini, icra müdürlüğü tarafından hazırlanan kapak hesaplarının herhangi bir hukuki sonuç doğurmadığını, davalı tarafa husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek şikayetin usulden reddini, aksi halde husumetten reddini, şikayet edenin kapak hesaplarının iptalinin reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 04/07/2019 NUMARASI: 2018/338 Esas - 2019/665 Karar DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022 Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili; müvekkili ...'in yetkilisi bulunduğu ... şirketinin borcu nedeni ile firması ve kendisinin borçlusu davalı ...Ltd. Şti'nin alacaklısı olduğu İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... esas sayılı icra dosyasında alacaklı tarafın şikayeti ile taahhüdü ihlal cezası aldığını, bunun üzerine icra dosya borcu olarak 70.000-TL ödeme yaptıklarını, bahse konu ödemenin şikayetten vazgeçilerek dosyanın infazen kapanacağının davalı vekili tarafından kendilerine söylenmesi üzerine yapıldığını, müvekkili ...'...

            karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İcra takibine dayanak olan ilamın temyiz edilmesi üzerine bozma kararı verilmesi sebebiyle takip konusu edilen ilk ilama göre alacaklıya yapılan ödemelerin fazla olduğu ve bu farkın hesaplanması yönündeki iddialar ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). O halde, mahkemece, borçlunun şikayet konusu talebi hakkında işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken süreden ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Bu kabule göre Dairemizce alınan bilirkişi raporunda da itirazın iptali davası sonunda verilen kararda gösterilen asıl alacak üzerinden ticari faiz işletilmek suretiyle 18.06.2014 tarihi ve şikayet tarihi olan 27.11.2018 tarihi itibariyle ayrı ayrı dosya kapak hesabının çıkarıldığı ve buna göre 18/06/2014 tarihli kapak hesabında her ne kadar ana alacağa işlemiş toplam faiz 15.165,62- TL olarak belirlenmiş ise de; itirazın iptali kararında belirlenen asıl alacağa ticari faiz, ferilerine yasal faiz işletildiğinde 18.06.2014 tarihi itibariyle asıl alacağa işlemiş ticari faiz miktarının 29.802,25 TL olduğu ve icra dosyasındaki kapak hesabının üstünde faiz alacağı bulunduğu, bu farkın icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabında ticari faiz yerine yasal faiz işletilmesinden kaynaklanmış olabileceği ve sonuç olarak 18.06.2014 tarihinde asıl alacak ve ferileri hesaplandığında toplam dosya alacağının 51.907,50- TL olduğu bildirilmiş, taşınmazın satışından elde edilen paranın dosyaya girdiği 01.07.2014...

              UYAP Entegrasyonu