Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü 135 ada 8 parsel sayılı 30326.60 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, orman iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin tesbitinin iptali ile bitişiğindeki 135 ada 80 parsel numaralı Yılanlıdağ Devlet Ormanı ile tek parsel halinde birleştirilmek suretiyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerte tesbit tarihinden önce 03/07/1979 tarihinde ilan edilip kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesine göre orman kadastrosu ve aynı yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra 2006 yılında yapılan ve kesinleşmeyen 2/B madde uygulaması vardır....

    Bu aşamada icra müdürünün İİK.nun 135/2. maddesi gereğince tahliyeye yönelik işlem yapması yasaya uygundur. İhale tarihinden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra ihalenin feshinin istenmesi, icra müdürünün İİK.nun 135/1. maddesine göre oluşan koşulları dikkate alarak tahliye emri göndermesine engel olmadığı anlaşılmıştır. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 23/02/2021 tarih 2020/6272 esas 2021/1976 karar) Üçüncü kişi icra mahkemesinde, taşınmazı hacizden (ya da ipotekten) önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanarak işgal etmekte olduğunu ispat etmekle yükümlüdür (m.135,Il c.1)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi tarafından tahliye emrinin iptali istemiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece istemin süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir. İhalenin kesinleşmesi ve taşınmazın alıcı adına tescilinin ardından taşınmazın ...'a devredildiği, bunun üzerine satış memurunca taşınmazda bulunan şikayetçiye taşınmazı tahliye etmesi için İİK'nun 135. maddesi uyarınca tahliye emri gönderildiği, tahliye emrinin 01.09.2014 günü tebliğ edildiği görülmektedir....

      Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının dava konusu taşınmazdaki kiracılık sıfatını somut olayda mahkemece hükme esas alınan deliller dikkate alındığında 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 135/2. maddesi hükmü anlamında düzenlenmiş resmi bir belgeyle belgelenmiş bir akde dayalı olarak işgal etmekte olduğunu ispatlayıp ispatlayamadığı, buradan varılacak sonuca göre tahliye emrinin iptal edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere; İİK’nın 135/2.maddesi; "Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise on beş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmez ise zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur" hükmünü içermektedir....

        Bundan sonra, davalıya İİK'nin 135/2.maddesi uyarınca taşınmazı 15 gün içerisinde boşaltması hususunda tahliye emri gönderilmiş, gönderilen bu tahliye emri 15.02.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, davalının tahliye emrine karşı taşınmazda kiracı olduğu gerekçesi ile şikayet yoluna başvurması üzerine, "davacının ispat aracı olarak yasanın aradığı anlamda resmi belge sunamadığı gerekçesi ile" şikayetin reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu duruma göre; her ne kadar eldeki davada Mahkemece davacının taşınmazı edinme tarihinden itibaren hesaplanan ecrimisil miktarı üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş ise de, tahliye emrinin tebliğine kadar davalının kullanımı iyiniyete dayalı olması sebebi ile; yapılması gereken, davalıya tahliye emrinin tebliğini takiben on beşinci günün sonundan itibaren hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi iken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir....

          ve içeriği yönünden belirsizlik bulunduğu, Tebliğ hükümlerine göre, şikayet ve ihbar üzerine ve şikayet konusu ile sınırlı olmak üzere denetim yapılabileceği, hiçbir şikayetin taraflarına iletilmediği ve şikayet konuları hakkında görüşlerine başvurulmadığı, Tebliğ'de şikayet konusu ile sınırlı bir denetim öngörülmüşken, istenen belgelerde herhangi bir sınırlamaya gidilmediği, Anayasa'nın 125. maddesi gereğince yargı denetimine tabi olan işlemlerin davalı idarenin denetimine tabi tutulduğu ileri sürülmektedir....

            İstemin, davacı vekilinin 03.09.3009 günlü duruşmadaki beyanı da dikkate alındığında, İİK’nun 135. maddesi gereğince tahliye emrinin iptaline yönelik şikayet niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Bu itibarla şikayet, İİK.’nun 360. maddesi kapsamında olmadığından İİK.4. maddesi uyarınca asıl icra dairesinin bağlı olduğu İcra Mahkemesi davaya bakmakla yetkilidir. Bu durumda uyuşmazlığın İzmir 7. İcra hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı/ birleştirilen davada davalı vekili; 167 ada 15 parselde bulunan arsa ve arsa üzerindeki 6 katlı binanın müvekkiline ait olduğunu, daha sonra davalı ... tarafından yapılan Toplu Konut Uygulama Çalışmaları kapsamında; mevcut olan 6 katlı binanın 20 metrekaresinin, 167 ada 135 Parsel üzerine oturmakta olduğunu, söz konusu binanın 20 metrekaresinin üzerine oturduğu yer dahil olmak üzere 167 ada 135 parseldeki 40 metrekarelik bitişik arsanın Belediye tarafından yasa gereği öncelikle tarafına satılacağını, ancak davalı belediyenin; 167 ada 135 parseldeki tarafına ait arsadaki binanın 20 metrekaresinin de üzerinde bulunduğu 40 metrekarelik yerin 13 metrekaresini yasaya ve usule açıkça aykırı olarak davalı ...’a sattığını, dolayısıyla davaya konu 167 ada 135 parseldeki 40 metrekare yerin kendi hakkı iken hakkaniyete aykırı bir şekilde davalı ...’a verildiğini, bu haliyle bina için iskan alınamadığını, 167 ada 15 parseldeki arsasının üzerindeki binasının üzerinde bulunduğu 20 metrekareyle...

                Borçlunun istemi 31/12/2014 vade tarihli ve 40.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde vadesi gelmeyen senede yönelik icra takibi yapılmasına ilişkin icra memur muamelesini şikayet niteliğindedir. İİK'nun 168/1. ve 16/1. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerekir. Somut olayda, şikayet ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 8. günde yapılmış olduğundan süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1528 KARAR NO : 2022/206 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2021 NUMARASI : 2021/135 ESAS, 2021/319 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET KARAR : İzmir 7....

                  UYAP Entegrasyonu