Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'ne şikayet yoluna gidildiği, şikayetin reddi üzerine takip borcunun ödendiği, ancak anılan kararın, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nce, ... lehine bozulduğu ve bunun üzerine ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/374 Esas 2013/135 Karar sayılı ilamında, borçlu lehine hüküm tesis edildiği, bu karara dayalı olarak ...’nce, ... aleyhine ilamsız icra takibine girişildiği görülmüştür. ..., hakkında yapılan ilamsız takibe karşı icra mahkemesine başvurusunda, ilama dayalı ilamsız takip yapılamayacağını, ilamda yer almayan alacak kalemlerinin talep edilemeyeceğini, alacak için ihtar çekilmeden takibe girişilemeyeceğini belirterek takibin iptalini talep etmiş, Mahkemece, ...’nin, (... 1....

    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135/1.maddesinde yen alan "Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir." Aynı Kanun'un 135.maddesinin 6.fıkrasında "Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma, ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler....sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir."...

      İlk derece mahkemesi; davacı şikayetçinin kiracı olduğunu İİK 135/2. maddesine göre belgelerle ispatlayamadığı, tahliye emrinin tebliği tarihi itibariyle kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmadığı, bu nedenle şikayetçinin bildirdiği Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/993 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılamayacağı, icra müdürlüğü tarafından gönderilen tahliye emrinin usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı/3. kişi vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK 135/2 maddesi aynen "Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur" düzenlemesi yer almaktadır....

      SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle fer'i müdahil ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Rize İcra Dairesinin 2007/1042 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 10/10/2006, 29/11/2006, 26/01/2007 günlü çeklere dayalı takibin 04/04/2007 tarihinde başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçluların, takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle icra takibinin iptali istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvuru da 7 günlük şikayet süresi uygulanmayacağı esas olup süresiz şikayet söz konusu olduğundan davalının şikayetin süreden reddine dair talebinin reddine karar verilerek yargılayama devam edildiği görülmüştür....

        adına kayıtlı bulunan eski 176 parsel sayılı 54.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 135 ada 35 parsel numarasıyla ve 50.973,12 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 227 parsel sayılı 11.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 135 ada 42 parsel numarasıyla ve 13.129,08 metrekare yüzölçümlü olarak, tapuda davalılar adına kayıtlı olan eski 178 parsel sayılı 29.300,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 135 ada 41 parsel numarasıyla ve 35.473,29 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... vekili, vekil edeni adına kayıtlı olan taşınmazların 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesine dayalı yenileme çalışmaları sonucunda yüz ölçümlerinin azaldığını belirterek, taşınmazların yüz ölçümünün yenileme çalışmasından evvelki hali ile düzeltilerek tesciline karar verilmesini istemiş, Mahkemece, davanın reddine, ......

          Borçluların icra mahkemesine başvuruları bu haliyle İİK'nun 16. maddesine dayalı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet ve İİK'nun 170/a-1 maddesine dayalı alacaklının yetkili hamil olmadığına ilişkin kambiyo hukuku bakımından şikayettir. Şikayet hakkında uygulanması gereken İİK'nun 18. maddesinin 3. fıkrasına göre; taraflar gelmeseler bile mahkemece icabeden kararın verilmesi gerekir. Bu nedenle, HMK'nun 150. maddesi (Basit yargılama usulünde aynı Kanun'un 320/4.maddesi) uygulanarak sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, öncelikle borçlulara yapılan ödeme emri tebligatlarının usulüne uygun olup olmadığının incelenmesi, tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığının tespiti halinde ödeme emri tebliğ tarihlerinin belirlenerek, başvurunun süresi içinde olduğunun anlaşılması durumunda borçluların İİK'nun 170/a-1 maddesine dayalı şikayetlerinin esasının incelenip sonuçlandırılması gerekir....

            Somut olaydaki şikayet ise üçüncü kişinin, haczin İİK'nın 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılması gerektiğine yönelik olup, merci tarafından İİK'nın 97. maddesi uyarınca takibin devamına dair verilen karar, iş bu şikayet yönünden kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Buna göre, mahkemece 12/10/2019 tarihli haciz işlemi yönünden, tarafların delilleri toplanarak şikayetin esasına yönelik inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayetin kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusu kısmen yerinde görülmüştür. Davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Yukarıda da tespit edildiği üzere, davacı üçüncü kişi tarafından 03/01/2020 tarihli haczin İİK'nın 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılması gerektiği yönünde iş bu şikayet yoluna başvurulmuştur....

            Borçlunun 05.5.2016 tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; istemin bu hali ile İİK'nun 78/4. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 78. maddesinin 2. fıkrası gereğince, alacaklının haciz isteme hakkı, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. Aynı maddenin 4. fıkrası gereğince de bu durumda takip dosyası işlemden kaldırılır. Somut olayda, borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu 08.12.2010 tarihli dilekçesinde, örnek 10 numaralı ödeme emrini 13.11.2010 tarihinde aldığını bildirdiği, alacaklı tarafından yasal sürede 09.12.2010 tarihinde haciz talep edildiği ve aynı tarihte borçlu adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına haciz şerhinin işlendiği görülmektedir. Bu durumda alacaklı tarafından süresinde haciz talep edilmiş olmakla, borçlunun İİK'nun 78/4. maddesine dayalı dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğine yönelik talebi yerinde değildir....

              (Benzer karar Yargıtay 12 Hukuk Dairesinin 27/04/2018 tarih 2016/30841 esas 2018/3808 karar,21/12/2017 tarih 2017/8554 esas 2017/15951 karar) İİK'nun 58 ve İİK'nun 61. maddelerine göre takibe itiraz edilmesi şikayet yoluyla ödeme emrinin iptaline engel değildir. İİK'nun 58, 60 ve 61. maddelerine aykırılık nedenine dayalı olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren yedi günlük yasal sürede yapılmalıdır. Şikayet süresinde yapılmıştır. Davacıya gönderilen 12/09/2022 tarihinde düzenlenen ve 22/09/2022 tebliğ tarihli tebligat zarfı üzerinde; “Bu zarfta örnek 10 ödeme emri vardır” şeklinde şerh düşüldüğü, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu