Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 6099 Sayılı Kanunu'nun 9.maddesiyle değişik 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için muhataba daha önce aynı adreste usulüne uygun bir tebligat yapılması gerekir. Somut olayda borçluya satış ilanı tebliğ edilen adrese icra takip dosyasında daha önce usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığından aynı adrese 7201 Sayılı Tebligatla TK.nun 35.maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüzdür. İİK.nun 127.maddesi uyarınca borçluya satış ilanı tebliğ zorunlu olup tebligat yapılmaması yada tebliğ işleminin usulsüz olması başlı başına ihalenin feshi sebebidir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçlu şirket hakkında yaptıkları takip kapsamında borçluya ait araç üzerine haciz konulduğunu, ancak şikayet olunanın aynı araca kendilerinden sonra haciz koymasına rağmen aracı satarak satış parasını garameten paylaştırdığını, bu işlemin yanlış olduğunu ileri sürerek, sıra derece kararının iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacağının 6183 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereğince öncelikli olması sebebiyle garameten taksim işleminin doğru olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

      Buna göre tebliğ memurunun “muhatabın işe gittiğine” dair beyanda bulunanın isim ve imzasını almadan ve imzadan imtina durumunu tespit etmeden yaptığı tebliğ işlemi, bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21/1 maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüzdür. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla, borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 16/11/2021 tarihli karara karşı, davalı T14 tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Aksaray İli Merkez İlçesi İncesu Köyü 1950, 2004, 2117, 2180, 2165, 2167, 2168 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde müşterek malik olduklarını, tarafların taşınmazların rızaen taksim edemediklerini belirterek dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksimini, mümkün olmadığında satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece; Davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/4773 Esas sayılı takip dosyasından başlatılan takibin İİK 170/a-2 maddesi gereğince iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

        Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin ve harcın paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin ve harcın mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin ve harcın tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına ve tahsil edilmesine karar verilmesi gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk) Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlu şirket yetkilisinin borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, vekile yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 127. maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin borçluya (varsa vekiline) tebliği zorunludur. Tebliğ işleminin yapılmamış ya da usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir....

            Dolayısıyla, Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 17. maddesinde düzenlenen yasal gerekliliğe aykırı olarak, muhatap konumunda bulunmayan 3. kişi ...'ın talebiyle muhatap adına anılan şahsa yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüzdür. Diğer taraftan, borçlunun iş yeri adresine çıkarılan satış ilanı tebligat parçasında; muhatabın tebliğ anında adreste bulunup bulunmadığı hususu tespit edilmediği gibi, tebligatın yapıldığı ...'ın, işyerinde devamlı çalışan işçi olup olmadığının da belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, söz konusu satış ilanı tebligatının da, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesi koşullarına göre usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise, başlı başına ihalenin feshi sebebidir....

              Böylece HMK'nin 125. maddesi 1086 sayılı yasanın 186. maddesinden farklı olarak dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirmiştir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. Bu durumda, elatmanın önlenmesi istemi yönünden dava konusu taşınmaz kendisine devredilen kişiye tebligat yapılmadan ve davadan haberdar edilmeden sonuca gidilmesi isabetli değildir" denildiği görülmektedir. Sonuç olarak HMK'nun 125/2.maddesi düzenlemesi açık olup, gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere dava konusunun devri ile devredilen şey üzerindeki tasarruf hakkı devreden yönünden sona erdiğinden dava hakkı da kalmayacak, tüm tasarruf yetkisi ve doğal olarak dava hakkı da yeni malike geçecektir. (Aynı yönde Yargıtay 14....

              e yapılan 17.06.2003 tarihli 1/2 hisseye ilişkin satış işlemlerinin İstanbul 6. icra müdürlüğünün 2003/16674 esas sayılı dosyadaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline ve davacı bankaya cebri icra yetkisi tanınmasına, İstanbul Büyükçekmece 2. Bölge ... Mahallelsi 274 Ada 1 parsel 7 nolu A tipi dubleks villa ile ilgili ... tarafından dahili davalı ....'e yapılan satış işleminde ....'ün kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden hakkındaki davanın reddine, İstanbul Büyükçekmece 2. Bölge ... Mahallesi 274 Ada 1 parsel 7 nolu A tipi dubleks villa ile ilgili satış işlemi İİK'nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüşmekle 275.000.00 YTL gerçek raiç satış bedelinin davalılar ... ve ...'ten İstanbul 6....

                UYAP Entegrasyonu