WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, toplanan delillere göre davalı borçlunun düşük bedelle ve yeğenine yaptığı tasarrufun İİK 278 madde kapsamında bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalılar arasında yapılan dava konusu taşınmazla ilgili 26.5.2008 tarihli satış tasarrufunun iptaline, davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde ve davalı borçluya yapılan tebligatlarda bir usulsüzlük bulunmamasına borçlunun yeğenine yaptığı tasarrufun bağış hükmünde olmasına, dava konusu taşınmazın satışa rağmen borçlunun kullanımında olmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmamasına göre, davalı ...'...

    Bankası ...vekilinin temyiz isteminin 6100 Sayılı HMK'nun 362/1-ç maddesi gereğince REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde ihtiyati tedbire itiraz eden ... Bankası ...ne geri verilmesine 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      satış gününde alıcı çıkmadığından ihalenin gerçekleştirilemediği, bunun üzerine 6183 sayılı yasanın 96. maddesi gereğince satış işlemlerine devam edildiği, bu maddeye göre yapılacak olan satış ile ilgili yedi günlük ilanın davalı müdürlükçe yapıldığı, bu maddeye göre satış işlemlerine devam edilmesi halinde yasada borçluya satış ilanı tebliği zorunluluğunun bulunmadığı, buna rağmen hazırlanan satış ilanının borçluya tebliğe çıkartıldığı, davacı tarafça usulsüz olduğu iddia edilen satış ilanının bu satış ilanı olduğu ve aynı konutta oturan kardeşi imzasına 16/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ işleminin bir an için usulsüz olduğu kabul edilse dahi, 6183 sayılı yasanın 96. maddesi gereğince satış işlemlerine devam edilmesi durumunda borçluya satış ilanı tebliği zorunluluğu bulunmadığından, bu durumun ihalenin feshini gerektirmeyeceği, bunun dışında ihalenin feshini gerektirir bir sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesinde bir...

      Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu güreş devesinin ..., Kuyulu Köyü’nde bakıcısının zilyetliğinde iken haczedildiği, üçüncü kişinin mahcuzun kendisine ait olduğunu iddia ederek adi nitelikte düzenlenmiş şartlı satış sözleşmesine dayandığı, buna göre mahcuzun borçlu tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve satış bedelinin ödendiğinin belirtilip, 27.10.2011’e kadar yapılacak güreş organizasyonlarından elde edilecek gelirin satıcı ve alıcı arasında yarı yarıya paylaştırılmasının kararlaştırıldığı, bakım masraflarını ise alıcı tarafından üstlenildiği, sakatlanma vb. bir durum söz konusu olduğunda faiz işletilerek devenin borçluya iadesinin kararlaştırıldığı, takip borçlusunun bu iddiayı kabul ettiği, ancak tanık anlatımlarına göre satış bedelinin borçluya teslim edilmediği, davacının buna ilişkin belge de sunamadığı, delil olarak dayandığı güreş müsabakasına ait CD’de mahcuzun borçlu ......

        Bu nedenle satış ilanı tebliğ işlemi usulsüzdür. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Buna göre şikayetçi borçlularla takibin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması olacağından, her iki borçlu için ... imzasına yapılan satış ilanı tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 39. maddesine aykırılık teşkil edeceğinden usulsüzdür. İİK.nun 127. maddesi gereğınce taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükmü uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda; borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının TK'nun 21/1. maddesi uyarınca yapıldığı, ancak her iki tebligat mazbatasında beyanı sorulan ve haber bırakılan komşunun isim ve imza vermekten imtina ettiğinin belirtildiği görülmüştür. Dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi gereğince tebliğ işlemi usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

              İlk derece mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla ihalenin feshine karar verildiği, davalının ise tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı iddiasıyla istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası incelendiğinde satış ilanının hem borçluya hem de vasiye çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Vesayet altına alınma kararından sonra, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve vasinin, onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından İİK'nın 127. maddesi kapsamında çıkarılan satış ilanının vasiye tebliği zorunludur. Bu husus, kamu düzenine ilişkindir (Yargıtay 12.HD 2017/6242 E, 2017/12589 K). Vasiye çıkarılan tebligatın TK'nın 21/1 hükmüne göre yapıldığı şerh edilmiştir....

              Şikayet olunan vekili, borçluya ait intifa hakkına ilişkin hacizlerinin 06.06.2006 tarihinde kesinleştiğini ve 05.06.2007 tarihinde satış talebinde bulunduklarını, aynı gün de satış avansının icra dosyasına depo edildiğini, iddia edildiği gibi satış avansının geri çekilmesi gibi bir durum olmadığını, icra dosyasına bir başka satıştan gelen parayı çektiklerini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; şikayet olunanın, bedeli paylaşıma konu borçluya ait intifa hakkı üzerindeki haczinin 06.06.2006 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, İİK'nun 121. maddesi uyarınca karar alma tarihinin 28.01.2008 tarihi olduğu, haczin kesinleştiği tarihten itibaren kesintisiz olarak iki yıl takipsiz bırakma durumunun sözkonusu olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....

                Bu durumda, satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca satış ilanının tebliği usulüne uygun değildir. Borçluya gönderilen 19.11.2014 tarihli satış ilanı tebligatının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde "çarşıya gittiği" belirtilerek bilinen adresine TK'nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebliğ memurunun muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğini ve tevziat saatlerinden sonra döneceğini ne şekilde araştırıp tespit ettiğini belirtmesi, araştırma yaptığı komşu, kapıcı, yönetici vb... gibi kimselerin adını tespit etmesi, en azından belirlenebilir şekilde ifade etmesi gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu