GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aksaray İcra Müdürlüğünün 2023/13 Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine takip başlatıldığını, müvekkili şirkete 02/01/2023 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde her hangi bir dayanak belgenin bulunmadığı, bu sebeple takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, bu ödeme emrine yönelik icra müdürlüğüne aynı gün itiraz edildiğini, takibin durduğunu, sonrasında icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin talebi üzerine 06/01/2023 tarihinde ödeme emri ile dayanak belgelerin müvekkili şirket yerine vekili olarak tarafına tebliğ edildiğini, müvekkiline ayrıca tebliğ edilmediğini bu sebeple bu ödeme emrinin iptalinin gerektiğini belirterek takibin ve ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....
Davacı/borçlular vekilinin başvurusu, daha önce müvekkillerine takip dosyasından icra emri gönderildiği ve tebliğ edildiği, müvekkillerince takibe yönelik şikayet başvurusunda bulunulup, icra mahkemesince şikayetin reddine yönelik karar verilmiş iken, bu karardan sonra borçlular vekili olarak kendisine ikinci kez icra emri tebliğinin geçersiz olması nedeniyle iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, alacaklının talebi ile borçlulara (vekille temsil ediliyorlarsa vekillerine) ikinci kez icra/ödeme emri tebliği sadece yeniden itiraz veya şikayet hakkı doğurur. Bu husus borçlular lehine olduğu gibi, ikinci kez icra emri tebliğinin borçlular aleyhine doğurduğu bir sonuç bulunmamaktadır....
O halde, kural olarak davalının birden fazla olması halinde dava (takip), bunlardan birinin ikametgahı mahkemesinde (İcra Dairesi'nde) açılır. Şayet alacaklı, takibe borçlulardan birinin ikametgahı İcra Dairesi'nde girişmiş ve bu borçlu takibe de itiraz etmemişse, diğeri yönünden de İcra Dairesi'nin yetkisi kesinleşecektir. Ne var ki, bu kuralın uygulanabilmesi için alacaklının borçlulardan en az birinin doğru ikametgah adresinde takip yapması gerekir. Aksi halde, yetki konusunda tercih hakkını doğru kullanmayan alacaklının bu hakkı karşı tarafa geçecek ve onun yetki itirazının gözönünde tutulması gerekecektir. Diğer yandan, borçlulardan biri için özel yetkili bir İcra Dairesi'nde takip yapılması halinde, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 9/2. maddesinin 1. cümlesi hükmü uygulanmaz. Somut olayda; alacaklı Düzce İcra Dairelerinde takibe girişmiş ise de, borçlu şirketin adresi K.../İstanbul; diğer borçlu gerçek kişinin adresi ise ayrı bir adli teşkilatı bulunan C.'dir....
T..’ın tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2014 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 31.10.2014 tarihinde tahliye istemli olarak başlattığı icra takibi ile 2014 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira bedeli toplamı 39.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir. İcra takibinde düzenlenen 13 örnek no'lu ödeme emri kiracı Ö.. T..’a tebliğ edilememiştir. İ.İ.K’nun 269.maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının, merciinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. İİK.nun 269.maddesi gereği ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından, ancak davalı borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edilemediğinden otuz günlük ödeme süresi de başlamaz....
İİK’nun 149. maddesinde “İcra Müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği” düzenlenmiştir. İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmalıdır. İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile malike itiraz ve def’ilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, malike karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/17164 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; “Nisan 2003 dönemine ilişkin enerji satışına ilişkin düzenlenmiş 513 No’lu fatura” tutarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde takibe itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline 05.07.2004 alacaklı asile 23.08.2004 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafın, 06.08.2015 tarihinde takibin yenilenmesi talebinin İcra Müdürlüğü’nce kabul edildiği, takip borçlusu aleyhine “Hakem Kurulu Kararı”na dayalı olarak ilamda hükmedilen yargılamaya ilişkin yapılan giderler ile “Haziran 2003 Fatura” alacağı ve buna ilişkin feri’lerine dair Örnek 4-5 icra emri tanzim edildiği görülmüştür....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/08/2018 NUMARASI : 2018/711 E. 2018/661K. DAVA KONUSU : ÖDEME EMRİ VE TAKİBE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2018/27463 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, çekle ilgili olarak mahkemece ödeme yasağı kararı verildiğini, muhatap banka şubesinde "karşılıksızdır" işlemi yapılmadığını, çekin karşılığının muhatap banka nezdinde bulunduğunu, çekin ödeme yasağı kararı veren mahkemeye ibraz edilmeden ve bu süreç tamamlanmadan takibe konulmasının hukuka aykırı olduğunu, çek kargoda iken çalınmış olup, ciro silsilesinin kopuk olduğunu, müvekkil şirketin çek bedelini lehtar Malkara Birlik......
İcra Müdürlüğünün 2021/17797 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine dayalı icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak yapılan çekin teminat çeki olup kayıtsız şartsı belirli bir bedeli ödeme vaadi içermediğini, taraflar arasında 12/06/2020 tarihli Gayrimenkul Satış Protokolü akdedildiğini, takibe dayanak çekin de bu sözleşmeye dayalı teminat çeki olarak verildiğini, ayrıca çekin usulüne uygun düzenlenmediğini çek üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, takibe dayanak çekin müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatasının içerisinde bulunmadığını ve takibe dayanak çekin kasaya alındığına dair bir tutanağın mevcut olmadığını belirterek takibin ve ödeme emrinin iptalini istemiştir....
Borçlulara 5/10 günlük ödeme emri tebliğine karar verilmesini talep ediyorum, gereğinin yapılmasına.. “ şeklinde talebi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından ... şirketi ve arkadaşları aleyhine 8.10.1998 tarihini taşıyan kambiyo senetlerine mahsus takip talebine ilişkin ödeme emri gönderildiği ve ... şirketi tarafından bu ödeme emrine karşı yapılan itiraz davası sonucu İTM’nce itirazın kabulü ile % 40 inkar tazminatına karar verilip kesinleştiği ve davacı aleyhine ... şirketi tarafından icra-inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin tahsili için yapılan takip nedeni ile davacı adına haciz işlemlerinin uygulandığı ve derdest olduğu, dosyadaki tüm belge ve bilgilerden anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çek ile ilgisi bulunmayan şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin ödeme emrinin çıkartılmasında davalı avukatın bir kusurunun ve ihmalinin bulunup bulunmadığına ilişkindir....