DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN KALDIRILMASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirket tarafından davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibinde sonra müvekkili şirkete 40.000,00- TL ödeme yapıldığını, davalı Belediye Başkanlığının takipten sonra yapmış olduğu ödeme ile takip konusu akdi ilişkiyi ve borcu kabul ettiğini, davalı tarafın takipteki vekalet ücreti, harç ve diğer takip ferileri olan alacaklardan kurtulmak amacıyla takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafın akdi ilişkiyi kabul ettiğini, ayrıca borca kısmi itiraz dilekçesinde 15.000,00- TL ödeme yaptığını kabul ve ikrar ettiğinden bu miktara karşılık gelen icra vekalet ücreti, harç, takip ferileri ile masraflar yönünden takibe itirazların haksız olduğunu, haksız itirazların kaldırılarak icra takibine icra vekalet ücreti, işlemiş faiz, harç ve masraflar yönünden devamına karar verilmesini talep ve...
Asıl davada davaya konu olan icra takibinde davacı vekili 03.04.2014 tarihli takip talepnamesi ile 2014 yılı Şubat ve Mart ayları kira parası toplamı olan 72.161,48 TL'nin tahsilini istemiş, davalı kiracı 28.04.2014 tarihinde icra dosyasına banka aracılığıyla 45.000 TL, yine 24.06.2014 tarihinde de 46.357 TL göndermiştir. İİK.nun 269.maddesi gereği ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından davalı borçlu kiracıya tebligat usulüne uygun yapılmadığından otuz günlük ödeme süresi de başlamaz. Davalı kiracının icra takibini haricen öğrenip icra dosyasına para yatırması süreleri başlatmaz. Bu durumda davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmediği için, ödeme ve itiraz süreleri işlemeye başlamayacağından, icra mahkemesinden tahliye istenemez....
Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu hakkında adi yazılı kira sözleşmesinden kaynaklı kira alacağının tahsili ve tahliye talepli icra takibi başlatıldığı, borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının iade geldiği, borçlu tarafından takipten haberdar olunduğu belirtilerek, icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesi ile, borca ve takibe itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının ihtilafı sürdürme iradesi göstererek itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, hukuki yararın varlığı gözetilerek, mahkemece işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın geçerli bir itirazın bulunmadığı gerekçesiyle esasa girilmeksizin reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. İstinaf başvurusu yerinde görülmüştür. (benzer yönde güncel karar; Yargıtay 12....
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve def’ilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotek yükümüyle alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir. Somut olayda, ihale konusu edilen ipotekli taşınmazı satın alan ...’a takipten önce muacceliyet ihtarı gönderilmediği gibi ...’nin yanında borçlu olarak da gösterilmeden takip yapıldığı, 22.02.2013 tarihli alacaklı vekili beyanına dayalı olarak ...’nin yanında borçlu olarak da gösterildiği icra emrinin de 13.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak olan faturanın onaylı suretinin müvekkiline gönderilen ödeme emrine eklenmediğini, İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2021/6657E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin taraflarınca yapılan itiraz üzerine durdurulmuş olmasının, İcra ve İflas Kanunu’nun 61/1. maddesine aykırı olarak tebliğ edilmiş olan ödeme emrinin iptaline engel teşkil etmediğini, icra takibine dayanak olarak gösterilen faturanın, söz konusu icra dosyası nezdinde gönderilmiş olan ödeme emrine bağlanmamış olmasın İcra İflas Kanunu’nun mezkur hükümlerine açıkça aykırı olup, işbu ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde takibe dayanak belgelerin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediğine yönelik şikayete ilişkindir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçeli kararında istinaf mahkemesi’nin neresi olduğunu belirtmediğinden öncelikle usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafından T6 2016/771 sayılı dosyasında ilamsız ödeme emri gönderilerek icra takibi başlatıldığını, burhaniye 1 asliye hukuk mahkemesi’nin 2016/295 esasında kayıtlı itirazın kaldırılması alacağın tahsili davasının kısmen kabul edilmiş ve halen istinaf mahkemesi’nde derdest bulunduğunu, mahkeme kararı üzerine davalının icra müdürlüğü’ne mahkeme kararındaki asıl alacak ve diğer masraf ve faiziyle birlikte icra emri düzenleyerek, şirkete tebliğ ettirmesi gerektiğini, icra müdürlüğü’nce şirketin tüm bankalardaki mevduatlarına haciz konularak, şirketin ticari itibarı ile oynandığını ve usulsüz bir işlem yapıldığını, yukarıda açıklanan nedenler ile birlikte icra emri düzenlenmeden, takibin devamı sağlanmadan yapılan işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmesini...
İcra Müdürlüğünün 2015/34502 esas sayılı takip dosyası celp ve tetkik edildi. İcra dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kadıköy 7. İcra Müdürlüğünden düzenlenen 06/02/2001 tarih ve 1999/8267 esas sayılı dosyasından düzenlenen borç ödemeden aciz belgesine dayanılarak ilamsız icra takibi yaptığı görülmüştür. Borçlu adına gönderilen örnek 7 nolu ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlu süresi içerisinde yapılan takibe vekili marifetiyle itirazda bulunmuştur. Borçlu taraf itirazında; takibe konu aciz vesikasının alındığı Kadıköy 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı 01.07.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 25.08.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak icra takibi başlatmıştır. Ödeme emri davalı borçluya 27.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 03.09.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe kısmi itirazda bulunmuştur. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
İİK'nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Ancak, davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, borçlunun itiraz hakkı doğmaz. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece, bu nedenle istemin reddine karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması uygun görülmüştür....
Ödeme emri ve dava dilekçesin davalı şirketin Ticaret Sicilindeki adresine tebliğ edilmiş olması, icra ödeme emrinin usulsuz olduğu iddiasıyla ilgili başvuruda bulunulmadığı da görülmekle tebligatların usulsüz olduğu yönündeki itiraz yerinde görülmemiştir. "2004 sayılı İİK’nın “Ödeme emri ve münderecatı” başlıklı 155. maddesi: “Borçlu iflas yoliyle takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur.” 2004 sayılı İİK’nın “İflas talebi ve müddeti” başlığını taşıyan 156. maddesi ise: “Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklı bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebilir....