) getirtilip dosya içerisine konulmasından, 4-Kat malikleri kurulunun Ekim 2001 ve Mart 2011 tarihli kararlarına davalının katıldığının belirlenmesi halinde bu karar örneklerinin, katılmadıysa bu kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise buna ilişkin belgeler ve varsa işletme projesinin aslı veya onaylı örneği ile işletme projesinin varsa davalıya tebliğine ilişkin belgelerin davacı yönetimden temin edilip dosya içerisine konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, yönetim kurulunun görevine son verilmesi ile 2009-2010 yılı işletme projesinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, birden fazla parsel üzerinde kurulu bulunan sitede, yönetim kurulunun görevden alınması ve işletme projesinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 04.06.2010 tarihli kat malikleri kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan sitede, site üst yönetimi tarafından 04.06.2010 tarihinde alınan kat malikleri kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
ret kararındaki gerekçenin aksine, taleplerinin dava konusu ihtilafla ilgili olduğunu, mahkemenin açıklanan gerekçeyle ihtiyati tedbir taleplerini reddetmesinin, talebin yanlış anlaşılmasından kaynaklandığı kanaatinde olduklarını, “kayyım tayini” talebi, yaygın olarak şirket yönetim yetkisinin kime ait olduğu veya şirket yöneticilerinin azli talepli davalarda, şirket yönetiminin kayyım tarafından yürütülmesi için, “şirket yönetimine kayyım tayini” şeklinde yapıldığını, taleplerinin şirket yönetimine kayyım tayini şeklinde anlaşıldığında; mahkemenin ret kararındaki gibi, “şirket yönetimi konusunun konunun ihtilaflı olmaması” sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinin isabetli olduğunu, yalnız, kayyım tayini taleplerinin “şirket yönetiminin kayyım tarafından yürütülmesi amacıyla, şirkete kayyım tayini” olmadığını, aksine, kayyım taleplerinin sadece, “dava konusu, pay sahipliği ihtilaflı olan paylara ilişkin pay sahipliği haklarının kullanılmasının kayyıma bırakılması” yönünde...
nın maddi menfaat elde ettiğini, yine davacının 23/05/2017 ve 17/07/2017 tarihli genel kurulların yok hükmünde olduğundan bahisle bunlara istinaden gerçekleştirilen tüm işlemlerin geçersizliğinin tespitini talep etmiş ise de bahsi geçen kurulların sırasıyla %75 ve %90'lık hazır bulunanlar ve oybirliği ile gerçekleştirilerek tescil ve ilan edildiğini, bu nedenle yok hükmünde bulunmadığını, davacının keyfi açıklamalarla talepte bulunduğunu belirterek, anılan nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kurulun iptaline ilişkin kararın hukuk uygun olduğunu ancak davacı birliğin hukuksuz bir şekilde görevine devam ederek Türk arıcılığını kaosa sürüklediğini, bu nedenle birliğe kayyım atanması taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacı birliğe kayyım atanması taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kurulun iptaline ilişkin kararın hukuk uygun olduğunu ancak davacı birliğin hukuksuz bir şekilde görevine devam ederek Türk arıcılığını kaosa sürüklediğini, bu nedenle birliğe kayyım atanması taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacı birliğe kayyım atanması taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Dava, kayyım tayini istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesinde, "Vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanır." 430. maddesinde "Temsil kayyımı kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı tarafından atanır....
nun ve kayyım müvekkilin dava konusu kararlar bakımında yetki ve görevleri doğrultusunda hukuka uygun şekilde hareket ettiğini, dava konusu işlemlere dair davacı tarafın mevcut aşamada dava ehliyeti bulunmadığını, ... tarafından atanan kayyım olarak müvekkil şahsın dava konusu talep ve iddiaların bireysel anlamda muhatabı olmayacağından bahisle işbu davada müvekkile dava husumeti yöneltilemeyeceğini, davacı hakkında devam eden kovuşturma kapsamında alınan kararlar ve ilgili KHK ile yasal mevzuat yürürlükte olduğu sürece, bu çerçevede gerçekleştirilen kayyım işlemlerine dair sayın mahkemenin dava konusu işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi bakımından esasa girmesinin, anılan kovuşturma işlemleri ve yasal mevzuat amacıyla da tezat teşkil edeceğini, dava konusu işlemlerin ilgili şirketler ile kamu menfaati hilafına olmadığını bu anlamda satış kararının ve satış işlemlerinin mevcut yargı kararları ve KHK ile ilgili yasal mevzuat kapsamında hukuka uygun olduğu ve yok hükmünde sayılamayacağını...
nun ve kayyım müvekkilin dava konusu kararlar bakımında yetki ve görevleri doğrultusunda hukuka uygun şekilde hareket ettiğini, dava konusu işlemlere dair davacı tarafın mevcut aşamada dava ehliyeti bulunmadığını, ... tarafından atanan kayyım olarak müvekkil şahsın dava konusu talep ve iddiaların bireysel anlamda muhatabı olmayacağından bahisle işbu davada müvekkile dava husumeti yöneltilemeyeceğini, davacı hakkında devam eden kovuşturma kapsamında alınan kararlar ve ilgili KHK ile yasal mevzuat yürürlükte olduğu sürece, bu çerçevede gerçekleştirilen kayyım işlemlerine dair sayın mahkemenin dava konusu işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi bakımından esasa girmesinin, anılan kovuşturma işlemleri ve yasal mevzuat amacıyla da tezat teşkil edeceğini, dava konusu işlemlerin ilgili şirketler ile kamu menfaati hilafına olmadığını bu anlamda satış kararının ve satış işlemlerinin mevcut yargı kararları ve KHK ile ilgili yasal mevzuat kapsamında hukuka uygun olduğu ve yok hükmünde sayılamayacağını...