Davalının murisinin öldüğünün tespit edilmesi üzerine, 23.01.1996 ile 21.11.2002 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların işlemiş faizi ve % 50 cezai şartı ile birlikte tahsili için ... 30. İcra Müdürlüğü'nün 2004/511 sayılı dosyası ile, davalı aleyhine icra takibi yapılmış olup, davalının asıl borç dışında faize ve borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davalının sadece cezai şarta itiraz ettiği, taahhütnamede gerçeğe aykırı bildirimde bulunmadığı kabul edilerek cezai şarta ilişkin itirazının haklı olduğu sonucuna varılmış olup, ölü annesinin yaşadığını bildirmesi nedeniyle taahhütnamede gerçeğe aykırı bildirimde bulunulmadığına ilişkin mahkemenin tespiti isabetsiz ise de, bu bildirime dayalı olarak bir aylık ödemesi sözkonusu olmadığından, cezai şart yönünden yapılan itirazın yerinde olduğu anlaşılmaktadır....
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....
İş mahkemesi ilamına dayalı olarak ilamda hüküm altına alınan asıl alacaklar ile işlemiş faize ilişkin toplam 17.044,97 TL alacak nedeniyle ilamlı takip yaptığı, davacı borçluya örnek 4- 5 icra emri çıkartıldığı anlaşılmıştır. Davacı-borçlu dava dilekçesinde; takipte istenen işlemiş faizin hatalı hesaplandığını beyanla işlemiş faize yönelik olarak itirazda bulunmuştur....
Maddede, borcunu zamanında ödemeyen borçlunun ihtara gerek olmadan temerrüde düşmesi ve alacaklının faize hak kazanması öngörülmüştür. Ancak söz konusu hüküm mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, satış sözleşmelerinde uygulanması mümkün değildir.Temerrüt faizine hükmedilmesi için davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. VUK'un 230. maddesinde fatura içeriği belirtilmiş olup, faturada bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle, kararlaştırılan kesin vade olarak kabulü mümkün değildir. Somut olayda vade farkına ilişkin bir sözleşme hükmü veya teamül bulunmadığı gibi, davacının temerrüt ihtarı da bulunmadığından, davacının vade farkı, işlemiş faiz talep etmesi mümkün değildir.İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup, icra takibi de 32.604,62-TL asıl alacak ve 8,04-TL işlemiş faiz üzerinden başlatılmış olmakla, takipte talep edilmeyen vade farkının itirazın iptali davasında talebi de mümkün değildir....
Davalı vekili, aleyhlerinde yapılan icra takibi üzerine süresi içinde 6.714 TL asıl alacağın davacı tarafa ödendiğini, işlemiş faize itiraz edildiğini, davacıların, feri alacağa dayanak gösterdiği ... 21.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/730 esas sayılı dosyasında davanın ... Sigorta A.Ş yönünden atiye terk edildiğini ve hakkında hüküm kurulmadığını, ... Sigorta A.Ş'nin iflas ettiğini, ... Sigortası Hesabına devrinin söz konusu olmadığını, temerrüde düşürülmediklerini, bu nedenle işlemiş faizden sorumlu olmadıklarını, inkar tazminatının şartlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Sayılı dosyası ile davalıya 26.06.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olup, davalı fatura bedelinin ödenmesi ile ilgili ihtar olmaması gerekçesi ile miktarının açıkça belirtilmeksizin borcun fer'ilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmiş olduğunu ve icra takibini haksız ve mesnetsiz olarak durdurmuş olunduğunu,İ.İ.K. md. 62/4: Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesinin lazım olduğunu, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağının hükmünün açık olduğunu, Borçlunun kısmen borca itiraz dilekçesinde borcun ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmekle yetinip, itiraz ettiği kısım için ayrıca ve açıkça herhangi bir miktar belirtmemiş olduğunu, İ.İ.K....
Sayılı dosyası ile davalıya 26.06.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olup, davalı fatura bedelinin ödenmesi ile ilgili ihtar olmaması gerekçesi ile miktarının açıkça belirtilmeksizin borcun fer'ilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmiş olduğunu ve icra takibini haksız ve mesnetsiz olarak durdurmuş olunduğunu,İ.İ.K. md. 62/4: Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesinin lazım olduğunu, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağının hükmünün açık olduğunu, Borçlunun kısmen borca itiraz dilekçesinde borcun ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmekle yetinip, itiraz ettiği kısım için ayrıca ve açıkça herhangi bir miktar belirtmemiş olduğunu, İ.İ.K....
Davacılar dava dilekçesinde, imzaya itirazlarının yanı sıra borca, işlemiş faize ve faiz oranına da itiraz etmişlerdir. 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca; yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. Hesaplamada dikkate alınması gereken oranlar bankalarca Merkez Bankasına uygulanacağı bildirilen oranlar olmayıp fiilen uygulanan oranlardır....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ekinde çek suretlerinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebliğ edilen ödeme emrinde “Hemen Öderseniz” şeklinde yeni bir hesaplama yapıldığını, Kanun ve yönetmelikte yer almayan hususun ödeme emrinde yer almasının ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, takipte talep edilen faize, faiz oranındaki muğlaklığa itiraz ettiklerini, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesinin talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek Faize, faiz oranına ve faiz miktarına itiraz nedeniyle ödeme emrinin iptaline, İİK. Ve yönetmeliğinde yer almayan hususların ödeme emrinde yer alması nedeniyle ödeme emrinin iptaline, takip dayanağı belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "......
Ödeme emri borçlu davalıya 17.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu süresinde borca itiraz etmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda adiat ödeme günü yönünden sözleşmede hüküm olmadığı gerekçesiyle aidatlar yönünden, kira bedeli ödeme gününden itibaren faiz hesabı yapılarak 96,26 TL işlemiş faiz hesaplanmış, Mahkemece bu rapor doğrultusunda taleple bağlı kalınarak 47,14 TL işlemiş faiz alacağına hükmedilmiştir. Mahkemece aidatlar yönünden her bir aidat için davacı tarafından yapılan ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı yapılması gerekirken, yazılı şekilde kira vadesinden itibaren faiz hesabı yapılması doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....