Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyada, davalı işyerinde ciro priminin nasıl/hangi oranda hesaplandığına ilişkin bilgi-belge bulunmadığından, davacıya 2015 yılında ödenen 11 aylık toplam primin ortalamasına göre belirlenen prim miktarı üzerinden davacının prim alacağının hesaplandığı ve mahkemece bu hesaplama üzerinden prim alacağı talebinin hüküm altına alındığı görülmüş olup, davacının prim alacağına ilişkin mahkemece eksik araştırmaya dayalı karar verildiğinden, hükmün HMK'nun 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılması gerekmiştir....

Mahkeme kararının, dava konusu 2008/3-6, 2010/7-12 dönemleri ile 2012/1-6 dönemlerine ait aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresinde verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden incelenmesi: 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre ceza verilebilmesi için cezaya esas alınan fiil ve olayların somut, kesin ve hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde davalı idarece tespiti gerekli ve zorunludur. Dava konusu işlemin dayanağı teftiş raporunda, sadece 2011 yılına ilişkin inceleme yapıldığı, davacı şirket çalışanlarının 2011 yılına ait aylık prim ve hizmet belgelerinin davalı idareye eksik verildiğinin veya hiç verilmediğinin tespit edildiği, ancak idari para cezasına konu 2008/3-6, 2010/7-12 ve 2012/1-6 dönemlerine ilişkin inceleme yapılmadığı görülmekte olup, eksik incelemeye dayalı dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yolundaki temyize konu kararın bu kısmında da hukuki isabet bulunmamaktadır....

    Taraflar arasında imzalanan 30.10.2008 tarihli Prim Usulu Satış Sözleşmesinin 2 inci maddesinde, satış yetkilisinin firmanın mallarını akdi ve kanunu ile bağlı olmaksızın firma adına kapıdan satış (referans yolu ile kişinin ikametgahında tanıtım) sureti ile tüketiciye satışı ve satış sözleşmesini yapan kişiyi ifade ettiği belirtilmiştir. Sözleşmenin 4 üncü maddesinin “a” bendinde ise sahibi tarafından belirlenen fiyat üzerinden sahibi adına veya hesabına peşin satış yapıldığında satış elemanına satış fiyatının %10’u kadar; taksitli satışlarda ise sözleşme tutarının %20’sinin ödenmesi halinde toplam satış tutarının %10’u kadar prim ödeneceği yazılıdır. Davacı ve davalı tanıkları davacının prim usulü çalıştığını beyan etmişlerdir. Davalı ile husumetli davacı tanığı ... davacının aldığı ücretin 4000,00 TL’nin altına düşmediğini, 9.000,00-10.000,00 TL’yı çıktığını duyduğunu belirtmiştir. Hükme esas alınan Av.......

      Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, iadesine karar verilecek miktarın prime esas kazanç mı yoksa bu miktar üzerinden hesaplanacak kesinti oranına karşılık gelen miktar mı olup olmayacağı hususunun tartışılmadığı belirtilmiş, bozma sonrası, davanın prim farkı üzerinden ödenen miktar düşüldükten sonra mevcut olan fark prim miktarı üzerinden kısmen kabulüne dair hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de; davalı Kurumca söz konusu 22.677,42 TL lik bir ödemenin kendilerine yapılmadığı iddiası da gözetilmek kaydıyla, davacı tarafından yapılan ödemeler dikkate alınıp (buna ilişin makbuzlar getirtilerek), iadesi gereken miktarın, prime esas kazanç mı yoksa bu miktar üzerinden hesaplanacak kesinti oranına karşılık gelen miktar mı olup olmadığı netleştirilip (mahkeme hükmünde bu tartışılmamıştır) sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        Mahkemece tanık sayısının gerekçe gösterilmeden ve açıkça davacı tarafından vazgeçilmeden sınırlanması ve itiraza rağmen dinlenilmemesi ayrıca davalı işyerinin defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmaması iddianın ispatının kısıtlanması sonucunu doğurur. Davacının tanıkları dinlenilmeden, davalı ticari defterleri incelenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir....

          Asgari işçilik uygulaması sonucu belirlenen fark prim ve gecikme zammından sorumlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davalarda mahkemece davacının sorumlu olmadığı prim ve gecikme zammı miktarının hükümde açıkça gösterilmesi gerekir. Somut olayda mahkemece davacının sorumlu olmadığı prim ve gecikme zammının hükümde açıkça yazılmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmesi gereken süre içinde verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.” hükmü yer almaktadır. 28/09/2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 27011 sayılı Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilmesine ve Primlerin Ödenme Sürelerine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 'Eksik Gün Nedenlerinin Bildirilmesi'ne ilişkin kısmında, “Diğer taraftan, eksik bildirilen günlere ilişkin ek nitelilikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin Kuruma verilmesine ilişkin yapılan tebligat üzerine, işveren/aracılarca, ek nitelikte aylık prim ve hizmet belgesi yerine, söz konusu belgede kayıtlı sigortalıların eksik...

              çalışanlara süreklilik arz etmemek kaydıyla, tamamen işverenin takdirine bağlı olarak arızi bir şekilde prim ödemesi yapıldığını, davalı şirket nezdinde prim uygulamasının kota usulü ile yapıldığını, çalışanlar şirket tarafından belirlenen satış kotalarını aştıkları takdirde prim ücretine hak kazandıklarını, davacının, davalı şirket nezdinde çalıştığı süre boyunca belirlenen satış kotalarını aştığı aylarda kendisine prim ödemesi yapıldığını, bu ödemelerin davacıya ait olan ücret bordrolarına da yansıtıldığını, davacının belirlenen satış kotalarını aşamadığı aylarda ise kendisine prim ödemesi yapılmadığını, davacının satış kotasını aşmadığı aya ilişkin tamamen varsayım üzerine hükmedilen prim ücreti alacağına davalı şirket olarak itiraz ettiklerini, Davacının, nadiren fazla mesai yapmış olsa bile kendisine fazla mesai ücretlerinin, aylık ücretine eklenerek ödendiğini ve bu ödemelerin sunulan davacıya ait ücret bordrolarına yansıtıldığını, çalıştığı dönem boyunca banka hesabına yatırılmış...

              Yargılama sırasında şirketin 2013- 2014- 2015 yılı toplam prim bütçesi belirlenip davacının da prim oranı tespit edildiğinden bu alacakların sabit olduğunu, Şirketin satış görüşmeleri sırasında bu prim bütçesi alıcı ile anlaşılan satış rakamından (alıcı tarafından ödenmesi şartıyla indirildiğini) Davalı şirketin genel müdür yardımcısı Zafer Erkenar tarafından 2013, 2014 ve 2015 yılları için ödenmeyen prim alacaklarının tahsili için İstanbul 25. İş Mahkemesinin 2016/204 E....

              Yargılama sırasında şirketin 2013- 2014- 2015 yılı toplam prim bütçesi belirlenip davacının da prim oranı tespit edildiğinden bu alacakların sabit olduğunu, Şirketin satış görüşmeleri sırasında bu prim bütçesi alıcı ile anlaşılan satış rakamından (alıcı tarafından ödenmesi şartıyla indirildiğini) Davalı şirketin genel müdür yardımcısı Zafer Erkenar tarafından 2013, 2014 ve 2015 yılları için ödenmeyen prim alacaklarının tahsili için İstanbul 25. İş Mahkemesinin 2016/204 E....

              UYAP Entegrasyonu