Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; ".....Dinlenen davacı ve davalı tanığı Ozan Kansunun yerinde prim uygulaması bulunduğunu doğruladığı, davacı ile yapılan sözleşmesinde verilen hedeflere ulaşım derecesine göre yıllık 3 maaşa kadar prim ödemesi yapılacaktır şeklinde açıklama yapılmış olduğu, 17/09/2014 tarihinde Elçin Bayrakoğlu tarafından davacıya gönderilen mailde "Faz saış 2015 bütçesi pazarlama için uygundur....

Asgari işçilik uygulaması sonucu belirlenen fark prim ve gecikme zammından sorumlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin davalarda, mahkemece davacının sorumlu olmadığı prim ve gecikme zammı miktarının ve davacıya ödenmesi gereken miktarın hükümde açıkça gösterilmesi gerekir. Somut olayda mahkemece davacıya istirdatı gereken prim ve gecikme zammının hükümde açıkça yazılmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kamu düzenine ilişkin davada Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355'nci maddesindeki düzenleme uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle bağlı olunmaksızın yapılan incelemede; Dava, idari para cezalarının ve resen prim borcu tahakkukuna ilişkin kurum işlemlerinin iptali ve idari para cezaları ile prim borcu sebebiyle Kuruma borçlu olunmadığının tespiti taleplerine ilişkindir....

    Davalı vekili, ödemeye istinaden ibraname alındığını, poliçe limiti ile sorumlu olunduğunu, çekici olan aracın kamyon olarak prim ödemesi yapıldığını, kazadan sonra prim eksikliğinin fark edilerek prim farkı düşülmek suretiyle poliçe limiti olan 145.000 TL yerine 123.376 TL ödeme yapıldığını, 57 günde yapılan ödeme nedeniyle geç ödeme iddiasını kabul etmediklerini, eksik prim ödemesi yapan ve beyan yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının davasının reddini savunmuştur....

      TL'ye tekabül ettiği ve prim ücretinin ödendiği davalı tarafından kanıtlanamadığından davacının prim alacağı hakkı olduğu, harcırah verildiği kanıtlanamadığından talebin reddine karar verildiği, ücretin ödendiği ispat külfeti davalıda olup buna ilişkin kanıt sunulmadığı, davacının ücretinin prim kısmı prim alacağı olarak tahsiline karar verildiğinden asgari ücret kısmı için son iki aylık net 2.901,82 TL alacak hakkı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/07/2020 NUMARASI : 2018/490 ESAS, 2020/147 KARAR DAVA KONUSU : İş (SSK'ca Belirlenen Eksik İşçilik Prim Tutarına İtiraza İlişkin) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin vergi mükellefi olduğu 1995 yılından sonra Bağ-Kur'lu sayıldığını ve 2003 yılına kadar Bağ-Kur primi yatırdığını, davalı Kurumun, bu prim borcunu, 1479 sayılı Kanuna dayanarak zorunlu sigortalılık gereğince tahsil ettiğini, müvekkilinin bu prim borcunu o yıllarda ödemekte zorlandığını ve davalı Kurumun yasal yollarla tahsil ettiğini, müvekkilinin ilgili dönemde çıkan yasa ile prim borçlarını yapılandırarak ödediğini, davalı Kurumunun zamanında ödenmeyen prim borçlarını faiziyle müvekkilinden tahsil ettiğini, müvekkilinin 17/11/2017 tarihinde davalı Kuruma yaptığı...

      Somut uyuşmazlıkta; davacının işyerinde çalıştığı dönemlerde yapılan satış miktarlarına bağlı olarak değişen miktarlarda prim aldığı dikkate alındığında, yukarıdaki ilke kararımızda belirtildiği üzere fazla çalışma hesabında sadece % 50 zamlı kısmın hesaplanması ve prim ödemesinin mahsup edilmemesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan fazla mesai ücretinin % 150 olarak hesaplanması ve belirlenen bedelden prim ödemesinin mahsup edilmesi hatalıdır. Mahkemece yukarıdaki bozma doğrultusunda davacının fazla çalışmasının % 50 zamlı kısmın hesaplanması ve prim ödemesinin mahsup edilmeksizin hesap raporu aldırılarak belirlenmesi yapılmalı, bozma öncesi kararda primler mahsup edilerek karar verildiğinden ve bu kararı davacı temyiz etmediğinden davalı yararına oluşan usuli müktesep hakka da riayet olunarak karar verilmelidir....

        Davacı Ekim 2011 tarihine kadar kısmen ödenen, bu tarihten sonra ise hiç ödenmeyen prim alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Bu durumda, 11/11/2010 tarihli sözleşmenin uygulama süresi ile sınırlı olarak anılan sözleşmede prime ilişkin yapılan düzenlemeler gözetilerek davacının hak kazandığı halde ödenmeyen(eksik ödenen) prim alacağı bulunup bulunmadığının denetime açık şekilde belirlenmesi gereklidir.Talebin yalnız Ekim 2011 sonrasına ilişkin olduğu gerekçesi ile anılan alacağın reddedilmesi hatalıdır....

          İncelenen dosya kapsamına göre: Davacı dava dilekçesinde, ardı ardına ücretsiz izin verilerek sözleşmesinin davalı tarafından eylemli olarak feshedildiğini iddia etmiştir.08.01.2018 tarihinde davacı tarafından davalıya gönderilen noter ihtarında, 18.12.2017 tarihinde onbeşgün ücretsiz izne çıkartıldığı, süre geçince tekrar işbaşı yaptırılmayarak 15 gün daha ücretsiz izne ayırıldığını, haklı sebeple sözleşmesini feshettiğini bildirmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre, birçok ayda 21 kodla (diğer ücretsiz izin) eksik gün bildirimleri yapıldığı, Aralık 2017 tarihinde 21 kod ile eksik gün bildirimi yapılarak 17 gün prim ödendiği, Ocak 2018 tarihinde 12 günlük prim ödemesi yapıldığı 3 gün 21 kod ile eksik gün bildirimi olduğu görülmüştür. Davalı tarafından sunulan kart basımına dayalı işe giriş çıkış kayıtlarında 17.12.2017 tarihinden sonra davacının işe devam ettiğine ilişkin kart basım sonucu bulunmadığı görülmüştür....

          I-İSTEM Davacı asil; 12.01.1987 ile 2009 yılları arasında ...Belediyesinde 166.01 no’lu yerinde 4/a kapsamında SGK'li olarak çalıştığını, 14.07.2009 yılında emekliye ayrıldığını, Yasa gereği prim, ikramiye vc mesaî gibi brüt kazançlar üzerinden yapılan kesintilerin net olarak SGK’ye bildirilmediğini, işveren ...Belediyesinin bu kesintileri SGK’ya bildirdiğini belirttiğini, brüt kazançlar üzerinden işverenin bu bildiriyi yasalara uygun olarak yapmasına ve (9452) prim günü olmasına rağmen emeklilik maaşın eksik bağlanmasına neden olduğunu belirterek 2009 tarihinden beri maaş kayıplarının davalılardan tahsiline, kıdem tazminatı hesaplama tablosunun yeniden incelenmesine, bankalarca uygulanan en yüksek faiz oranına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu