WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle toplu sözleşmesi üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. 18. Toplu sözleşmesi işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki ilişkisini değil, sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede ya da işkolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında hukukî ilişkiler doğurmaktadır (Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Toplu İş İlişkileri, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış 2. Baskı, s:292). 19....

    Somut olayda; 13/04/2012 tarihinde meydana gelen kazada, davacıların murisi ...’ın, davalı ...’a ait su kuyusunun tamiri sırasında pompanın kaldırılması için kurulan makara sisteminin kolunun yerinden çıkarak çarpması neticesinde vefat ettiği, davacılar tarafından ... ile ... arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu ve davalı ...’in güvenliğini sağlamadığı için kusurlu olduğu gerekçesiyle tazminat istemiyle açılan eldeki davada mahkemesince davalı ... ile ... arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı kanaatine varılmış ve bu husus Yargıtay kapatılan 21. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2016 tarihli, 2015/14937 esas - 2016/12091 karar sayılı ilamıyla kesinleşmiştir. Ancak maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.(6100 sayılı HMK m.33)....

      Ancak, Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen, TCK'nın 50/1-f maddesinde, gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte ücret ödenmeksizin çalıştırılmaya karar verilebileceği belirtilmesine karşın, infazı kısıtlayacak şekilde çalıştırılacak kolunun da gösterilmesi, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın, açıklanan noktasının TCK’nın 50/1.f maddesinin uygulanması ile ilgili hüküm fıkralarından, tebliğnameye kısmen uygun olarak, "bir kamu kurumunda, temizlik -inşa- yapım v.s. kollarında” ibaresi çıkartılmak suretiyle, DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin, bu bağlamda ONANMASINA, 24/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurum'ca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kurum'a müracaat ederek sürekli göremezlik oranının belirlenmesi giderek kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için önel vermek, zararlandırıcı olayla ilgili işgüvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur raporu almak, maddi zararın tesbitini hesap bilirkişisi uzmanından alınacak rapor ile tesbit etmek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....

          A.Ş. nezdinde çalışmaktayken, meydana gelen kazasında yaralanması ve Kurumca sürekli göremezlik geliri bağlanmış ise de, göremezlik oranının aslen daha fazla olduğuna dair güçlü delillerinin ve açılan tazminat davasında aldırılmış Adli Tıp raporlarının olduğu gerekçesiyle göremezlik derecesinin yeniden tespiti ve gelirin arttırılması amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur....

            Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu kazasının 21.05.2007 tarihinde meydana geldiği, davacı sigortalının % 2,1 oranında sürekli göremezliğe uğradığı, davacının tedavi giderlerine ilişkin 22.06.2007 tarihli 6.507,98 TL tutarında fatura ibraz ettiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasada, kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni, sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Şu halde, kazası nedeniyle sigortalının başvuracağı ilk merci kendisini bu yönde güvenceye alan Kurum ve onun sağlık kuruluşlarıdır. İş veren ancak Kurum tarafından karşılanmamış SUT'u aşan zorunlu tedavi giderlerinden sorumlu tutulabilir....

              Akarsuya bitişik olan taşınmazlarla ilgili uyuşmazlıklarda önemli olan husus öncelikle taşınmaz sınırındaki akarsuyun Kıyı Kanununun uygulanmasına dair çıkarılan yönetmeliğin 4.maddesinde tanımı yapılan “devamlı akış gösteren ve ekli listede belirlenen” ve kıyı kenar çizgisinin tespiti gerekli olan akarsulardan olup olmadığı ve akarsuyun nehir tanımına giren kısmının kapsamında kalıp kalmadığının sözü edilen listeye göre araştırılmasına, sonra da kıyı alanı ve kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın anılan Yönetmeliğin 4.maddesinde belirtilen Dicle nehrinin ana kolunun Bismil ilçesi ile Türkiye-Suriye-Irak sınırı arasındaki kesimi, Batman kolunun Serkan(Hizan) Deresi kavşağı ile Dicle nehri ana kolu kavşağı arasındaki kesimi ve Botan kolunun Büyükdere(Hizan) kavşağı ile Dicle nehri ana kolu kavşağı arasındaki kesiminde kalıp kalmadığı belirlenmelidir....

                Mevcut kanuni düzenlemeler ışığında dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 08/11/2008 tarihli 27048 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kolu tespit kararı uyarınca Küre T1 T1 A.Ş 'ye ait merkez ve büro yerlerinde yapılan işlerin mahiyeti itibariyle İşkolları Tüzüğü'nün 17 sıra numaralı Ticaret, Büro, Eğitim ve T5 tarafından yapılan makinesi ve araç kiralama işlerinin ise İşkolları Tüzüğü'nün 28 sıra numaralı genel işler koluna girdiğinin tespitine karar verildiği, söz konusu bu kararda yetki tespiti istenen yeri olan davalı yerinin İstanbul'daki yerinin olmadığı, T5 26/09/2019 tarihli talep yazısında her ne kadar davacı yerinin İstanbul ilindeki yeri bildirilmiş ise de T3 Hizmetler Bakanlığı'nın 10/10/2019 tarihli 10864794- 103.02- E.2528596 sayılı kararı ile de davacı yerinin 1138629.034 ve 1128666.059 SGK sicil numaralı yerlerinde T5nın yetki tespiti başvurusunda bulunması üzerine sendikanın Yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit...

                ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 27/06/2018 NUMARASI : 2017/383E - 2018/268K DAVA KONUSU : İş (İş Kolunun Tespiti İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkillerinin T3 Finike Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, müvekkilinin oda yönetim kurulunun 25/05/2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile Kumluca Ticaret Sİcil Memur Yardımcılığı kadrosuna geçirildiğini, o tarihten sonra da aralıksız olarak davalı işyerinde çalıştığını, davalı odanın almış olduğu 18/07/2011 tarih ve 2011/1110 sayılı kararı ile müvekkilinin devlet memuru değilde işçi statüsünde olduğundan bahisle maaşını ayın 1 günü değilde her ayın 15'inde almasına karar verildiğini, müvekkilinin işe başlama tarihi 01/06/2004 tarihi olarak belirlendiğini ancak müvekkilinin işe 25/05/2004...

                Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış, Sanık hakkında, infazı kısıtlayacak şekilde, kamuya yararlı çalışacağı kolunun belirlenmesi, Kanuna aykırı, sanık .., katılan .. ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın, TCK’nın 50/1.f maddesinin uygulanması...

                  UYAP Entegrasyonu