Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar, davacı ...’nin davalı şirkete ait hastanede sezaryenle doğum yaptığını,doğum sırasında bebeğin sağ kolunun kırıldığını, doğumdan sonra ise kırılan kol ile yeterince ilgilenilmediğini, davalıların ihmali sonucu maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek uğradıkları maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Davalılar, kusurlarının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece davalıların kusurlarının bulunmadığı, doğumdan sonra ise kırılan kol ile yeterince ilgilenilmediği ve yeterli tedavi yapılmadığı hususlarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda sadece doğum yönünden inceleme yapılmıştır. Bebeğin doğum sırasında kolunun kırılmasının komplikasyon olduğu davacı tarafın kabulündedir....

    un tam ve sağlıklı olduğunun bildirilmesine karşın davalı doktorların kusuru nedeni ile beyin kanaması geçirdiğini ve tek kolunun sakat kaldığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminatı talebi ile eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ile Genel Kurul raporu ve ceza dosyasında öğretim üyelerinden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı doktor ...'in kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; davacılar, küçük ...'nin doğumundan sonra çocuk doktoru olan davalı ... tarafından muayene edilerek sağlıklı olduğunun söylendiğini, çocuklarının beyin kanaması geçirmesinde ve kolunun sakat kalmasında bu davalı doktorun da kusuru bulunduğunu ileri sürmelerine karşın Adli Tıp Kurumu raporlarında bu davalının kusur durumu hakkında bir değerlendirme yapılmadığı, ceza dosyasında yalnız davalı ...'in sanık olarak yer alması nedeni ile alınan bilirkişi raporunda da davalı ...'...

      in 1996 yılında koyun otlattığı sırada açık alanda bulunan ve elektrik direğinden 3 gün önce kopmuş olan elektrik teline dokunarak yüksek gerilime kapıldığını, ağır şekilde yaralandığını ve sağ kolunun dirsekten aşağısının kesildiğini iddia ederek, .... lehine işgörmezlik tazminatı ile ... ve diğer davacı eşi ve müşterek çocukları lehine manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; zamanaşımı def'ini ileri sürmüş, davaya konu olan olayda müvekkilinin hiçbir kastı ve kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

        İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2022/129 ESAS 2022/352 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendikanın Toplu İş Sözleşmesi Yapma Yetkisinin Tespiti (Çoğunluk Tespiti) (Send. K....

        ın kolluk tarafından alınan beyanında sanık ... veya yanındaki şahıslardan bir tanesinin kolunun duvarda asılı panoya çarpması sonucu, panonun düşerek kırıldığını beyan etmesi, yine katılan ...'ın kolluk tarafından alınan beyanında, sanık ... ve yanındaki kişilerle aralarında meydana gelen arbede sırasında yerinin koridorunda duvara asılı bulunan panonun yere düşerek kırıldığını beyan etmesi karşısında sanığın mala zarar verme kastı bulunmadığı halde, sanığın mala zarar verme suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Cumhuriyet savcısının temyizinin suç vasfına yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak; Sanığa ait yerinde işçi olan katılanın pres makinasında tencere tabanı düzelttiği sırada, sol kolunun makineye sıkışması sonucu yaralanması sonrası aldırılan 17.05.2011 tarihli raporda, katılandaki yaralanmanın duyu ve organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi yönünden değerlendirilebilmesi için 18 ay sonra muayenesinin gerektiğinin belirtilmesi karşısında katılanın muayene ettirilip buna ilişkin kesin rapor temin edilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi, Kanuna...

            Ancak; 1-Sanığın beyanında, olay tarihinden önce damadının kazası geçirerek kolunun koptuğu olayla ilgili davada katılan ...'in olayla ilgili doğru tanıklık yapmasını istediğini, katılanın ve tanığın anlatımlarında da sanığın eylemlerini gerçekleştirdiği sırada ''niye yalancı şahitlik yapıyorsun'' şeklinde ithamlarda bulunduğunu belirtmeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, 2-Sanık hakkında silahla tehdit eyleminden dolayı hüküm kurulurken TCK'nın 106/2-a maddesi gereği cezanın belirlenmesi gerekirken, önce TCK'nın 106/1-1 maddesi uyarınca cezanın tespitinin yapılması, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmeyle varılan sonucun dava konusu edilen dönem yönünden uygun bulunmasına; anılan düzenlemenin, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılmış olması ve 5510 sayılı Yasanın 40. maddesindeki düzenlemeyle davacının çalıştığı kolunun kapsamdan çıkarılmış olmasına karşın; 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesinde, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesindeki düzenleme gereğince hak edilen itibari hizmet sürelerinin “3600 gün prim ödeme şartı” aranmaksızın değerlendirilmesi olanağı öngörüldüğünden, bu yöndeki yazım hükümle varılan sonuç üzerinde etkili bulunmadığından, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesi döneme ilişkin tespit hükmüne yönelik bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 21.12.2010 gününde oybirliğiyle...

                HUKUK DAİRESİ DAVA : Davacı, yetki tespit yazısına ilişkin itirazın kabulü kolunun tespitine, tespit yazısının iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalılar avukatları istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davalılar avukatlarının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 28....

                  Sulh Hukuk Mahkemesi'nden delil tespiti talep ettiklerini, makine mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda "aracın direksiyonu sağ tarafa veya sol tarafa tam tur döndürülmüş iken geri manevra yapıldığı takdirde direksiyon rot kolunun ön lastiğin iç kısmına sürtmekte olduğu , bu durum sürücü ve yolcuların can güvenliğini tehlikeye düşürecek kadar tehlikeli olduğu; ayrıca direksiyondan tıkırtı şeklinde ses geldiği" tespit edildiğini, aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesine karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, 155.000,00 TL’nin güncelleştirilmiş ederinin, satış tarihi olan 31/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya iadesine karar verilmesini, ayrıca Ankara .Sulh Hukuk Mahkemesinin ... D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit masraflarının da yargılama giderlerine eklenmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu