Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ''iş akdinin davalı şirket tarafından haksız ve mesnetsiz İş Kanunu'nun 17. maddesine aykırı kaza nedeniyle tedavi görmekte ve raporlu iken feshedildiğini ileri sürmemize rağmen bu hususa hiç değinilmediğini, İş Kanunu'nun 25/I. maddesinde yer alan a alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesinin bildirimsiz fesih hakkı belirtilen hallerin işçinin iş yerinde çalışma süresine göre 17. maddedeki bildirim sürelerini 6 hafta aşmasından sonra doğar, hükmüne aykırı olduğunu; davacının 23/01/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle hastaneye kaldırıldığını, İstanbul Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinden verilen 27/01/2020 tarihli iş göremezlik raporuna göre 05/02/2020 tarihine kadar istirahat verildiğini, davalı şirket tarafından iş akdinin 29/01/2020 tarihinde davacı istirahatli iken feshedildiğini, İş Kanunu'nun 25/I. maddesinin (a) alt bendinde "sayılan sebepler dışında...
hiçbir tedbir alınmadığından büyük oranda kusurlu bulunduğunu ileri sürerek, davacının 15.08.2018 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitini istemiştir....
Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararı bu dönemde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılmalıdır. Buna göre; bilirkişi aracılığıyla sigortalının maddi zararının belirlenmesi, Kurum tarafından, sigortalıya ödenen veya ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneği var ise bunun Kurumca rücu edilebilecek kısmının hesaplanan maddi zarardan düşülmesi ve böylece sigortalının geçici iş göremezlik dönemi de denilen istirahatli dönemdeki karşılanmamış zararının belirlenmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu kazanın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmesi ve Bursa 6....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; eldeki davada, Hazine taraf olup, çekişmeli taşınmazların sınırında orman parselinin bulunduğu ve taşınmazın orman tahdit hattına doğrudan komşu olduğu, mahkemece orman yönünden araştırma yapılmış olmakla, uyuşmazlığın çözümü ve taşınmazların niteliğinin belirlenmesi için yöntemince orman araştırması yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi’nce 09.02.2008 tarih ve 2009/242 Esas, 2009/1652 Karar sayılı merci tayinine ilişkin ilamda da yörede ... kadastrosu yapılmadığı, davanın aynı zamanda ... kadastrosuna dönüştüğü ve 3402 sayılı Yasa'nın 30/2. maddesi gereğince taşınmazın gerçek niteliğinin belirlenmesi gereğine de işaret edildiğinin anlaşılmasına göre, ... yönünden de değerlendirme yapılması gerekmektedir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, karara esas alınan maluliyet raporu kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun düzenlenmediğinden bu raporun karara esas alınması isabetsiz olup, kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca, usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre, temyiz eden davalının lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Davalı vekili, davaya konu kazanın iş kazası olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödeme yapılmış ise yapılan ödemenin hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiğini savunmuştur....
Davalı işveren vekili özetle; müvekkilinin meydana gelen iş kazasında kusurunun bulunmadığını, iş güvenliği ile ilgili eğitimlerin verildiğini, kazanın çalışanın kendi dikkatsizliği meydana geldiğini, illiyet bağının kesildiğini beyanla davanın reddini savunmuş, diğer davalı T3 vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığı. kusurun gerekli tedbirleri almayan işverende olduğunu beyanla davanın reddini savumuştur....
Kazalının, davaya konu iş kazasının meydana geldiği tarihten önce çalışmaya başladığının anlaşılması durumunda ise; işe giriş bildirgesinin, kazanın meydana geldiği günde iadeli-taahhütlü posta ile Kurum’a verildiği gözetilerek, zararlandırıcı sigorta olayına uğrayan sigortalıya ait bildirgenin işe başlatılmadan önce iadeli-taahhütlü olarak postaya verilip verilmediğinin belirlenmesi önem taşıyacaktır. İşe giriş bildirgesi, kazanın meydana gelmesinden önce postaya verildiğinin ispatı durumunda, işveren davalının, 10. madde nedeniyle sorumlu olmayacağı; işe giriş bildirgesinin, kazanın meydana gelmesinden sonra postaya verildiğinin anlaşılması durumunda ise, işveren davalı, 10. madde nedeniyle de sorumlu olacağı gözetilmelidir. YHGK’nun 19.03.2008 tarih 10-54-266 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m.6)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalıların işleteni olduğu iş makinesinin çarpması sonucu hasarlandığını, daha önce sürücüye karşı açılan davada, hasar bedelinin 2.950,00 TL olarak belirlendiğini, kazanın oluşumunda iş makinesi sürücüsünün %20, gerekli tedbirleri almayan davalı iş sahibi şirketlerin %80 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, buna göre hasar bedeli 2.950,00 TL'nin %80'ine tekabül eden 2.360,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, kazanın oluşumunda davacı tarafın kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla; Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat ) istemli davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 27/03/2013 tarihinde ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı istikametten gelen müvekkili ...'nın kullandığı motorsiklete çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında müvekkilinin kullandığı motorsikletin kaza yerinde olmadığından dolayı kaza yeri incelendiğinde herhangi bir iz, emare ve delile rastlanılmadığından kaza tespit tutanağının düzenlenemediğini, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan ... plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kazanın sonrasında ... hakkında soruşturma başlatıldığını, ......