Ancak; 1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu dikkate alınarak; suça konu belgenin duruşmaya getirtilip incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, yapılan değişikliğin aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerine konulması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2- Kabule göre; a) Somut olarak gerekçeleri açıklanmadan bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip alt sınırdan uzaklaşılarak temel hapis cezasının “2 yıl” olarak belirlenmesi, b) Zincirleme suç nedeniyle artırım yapılırken denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden 2/4 oranında artırım yapılması, c) “25.12.2012” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “2012” şeklinde eksik gösterilmesi, d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde çalışırken 10.5.2005 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava,davacının 10.01.2005 tarihinde işyerinde çalışırken geçirdiği kazanın zararlandırıcı iş kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir Davanın yasal dayanağını belirgin olarak olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 11/A maddesi oluşturmaktadır....
Ayrıca, davalı işveren eşya taşıma olayının hiçbir sorumlunun haberi olmadan ...’ın inisiyatifiyle gerçekleştirildiğini belirtse de bu durum ancak tazminat davasında kusur durumunun belirlenmesi bakımından etkili olabilecek bir unsurdur. Bununla birlikte, davacının olaydan önce de gözünde bir rahatsızlık bulunması yine tazminat davasında sürekli iş göremezlik derecesinin belirlenmesi ile ilgili olan bir durumdur. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek, davacının davasının kabul edilmesi gerektiği gerekçeleriyle; “1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına, 2-Davanın kabulü ile, davacının 22/02/2018 tarihinde yaşadığı kazanın iş kazası olduğunun tespitine” karar verilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının 02.02.2001 tarihinde daimi kadroya alınmasının mevsimlik işçilikten belirsiz süreli işe geçirildiği şeklinde işin niteliğinin değiştiği anlamında yorumlamaya müsait olmadığı, ifa edilen işin niteliğinin değiştirmediği ve dolayısıyla daimi kadroya alınmasının daha önceki çalışmalarını mevsimlik olarak nitelendirmeyeceği, Yol İş Sendikası ile köy hizmetleri müdürlüğünün üyesi olduğu türk ağır sanayi ve hizmet sektörü kamu iş sendikası işverenleri arasında imzalanan 01.03.1995-28.02.2013 tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmelerinin ilgili maddelerinde yıllık izin kullanma sürelerinin açık olarak belirlenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının 02.02.2001 tarihinde daimi kadroya alınmasının mevsimlik işçilikten belirsiz süreli işe geçirildiği şeklinde işin niteliğinin değiştiği anlamında yorumlamaya müsait olmadığı, ifa edilen işin niteliğinin değiştirmediği ve dolayısıyla daimi kadroya alınmasının daha önceki çalışmalarını mevsimlik olarak nitelendirmeyeceği, Yol İş Sendikası ile köy hizmetleri müdürlüğünün üyesi olduğu türk ağır sanayi ve hizmet sektörü kamu iş sendikası işverenleri arasında imzalanan 01.03.1995-28.02.2013 tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmelerinin ilgili maddelerinde yıllık izin kullanma sürelerinin açık olarak belirlenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının 02.02.2001 tarihinde daimi kadroya alınmasının mevsimlik işçilikten belirsiz süreli işe geçirildiği şeklinde işin niteliğinin değiştiği anlamında yorumlamaya müsait olmadığı, ifa edilen işin niteliğinin değiştirmediği ve dolayısıyla daimi kadroya alınmasının daha önceki çalışmalarını mevsimlik olarak nitelendirmeyeceği, Yol İş Sendikası ile köy hizmetleri müdürlüğünün üyesi olduğu türk ağır sanayi ve hizmet sektörü kamu iş sendikası işverenleri arasında imzalanan 01.03.1995-28.02.2013 tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmelerinin ilgili maddelerinde yıllık izin kullanma sürelerinin açık olarak belirlenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını ve zamanaşımına uğradığını, davacı sigortalısı müvekkilinin çalışanı olmadığını, müvekkil ile dava dışı Kemal Çağlar Yurtsever arasında herhangi bir alt işveren asıl işveren ilişkisi bulunmadığını, iş kazasının müvekkil iş yerinde meydana gelmediğini, Konya 4. İş Mahkemesince aldırılan kusur raporundaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda, "kurum sigortalısına yapılan ödemelerin tahsili istemli davanın Kemal Çağlar Yurtsever ile TEDAŞ aleyhine Konya 4. İş Mahkemesinin 2016/144 esas sayılı dosyası ile ikame olunduğu, kusur bilirkişi raporu ile davalı Kemal Çağlar Yurtsever'in %70 kurum sigortalısının %30 oranında kusurunun bulunduğu, MEDAŞ A.Ş.'nin olayda bir kusuru bulunmasa da 4857 sayılı yasanın 2....
Davalı T5 cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği yerin herhangi bir iş yeri olmayıp tüm araçların kullandığı kara yolu olduğunu, Park Teknik A.Ş. isimli şirketten ceza dosyasına gelen yazı cevabına göre ölenin, ölüm tarihine kadar ilgili şirketin işçisi olduğunu, kendisinin işveren sıfatının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayın iş kazası olduğuna dair işveren tarafından Kuruma yapılan bir iş kazası bildirimi olmadığını, Kuruma başvurmadan dava açıldığından dava şartının da yerine getirilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Kurum müfettişi tarafından düzenlenen raporda, meydana gelen kazanın, iş kazası olarak tespit edildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
İş Mahkemesi'nin 2016/762 Esas sayılı dosyasında görülen maddi ve manevi tazminat istemli dava dosyası kapsamında dinlenilen tanıkların davacının iş kazası geçirdiğini açıkça beyan ettiklerini, davalı kuruma başvuru yapılarak iş kazasının tespitine yönelik talepte bulunduğunu, yeterli bilgi ve belge bulunmadığından bahisle iş kazasının tespiti yönündeki taleplerinin reddedildiğini, davacının, maruz kaldığı kazanın iş kazası olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tüm davalılar aleyhine açılan maddi tazminat istemli davanın feragat nedeni ile reddine, 2-Davalı ... ... aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın açılmamış sayılmasına, 3-Davalı ... ... aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın KISMEN KABULÜ ile; kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi 15/12/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.049,30-TL harcın davalı ... ...'ten tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.500-TL nispi vekalet ücretinin davalı ... ...'...