Ancak davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 6 aylık çıplak ücreti tutarında belirlenmesi gerekirken 4 aylık ücreti oranında belirlenmesi ve boşta geçen süre ücreti yönünden en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının esas alınması gerekirken 6 aylık ücret ve diğer haklarına hükmedilmesi isabetsizdir. Dosya kapsamına göre davacının 6 aylık işe başlatmama tazminatı miktarı brüt 11.030,63*6 =66.183,78TL olarak belirlenmelidir. Boşta geçen süre ücreti ise brüt 18.572,69*4=74.290,77 TL olarak belirlenmelidir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda taraf vekillerinin istinaf başvurusunun davalı taraf yönünden kamu düzenine aykırılık bakımından,davacı taraf yönünden ise esastan kabulü; neticesinde 6100 sayılı H.M.K‘nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalının bu yönlerdeki istinaf itirazı yerindedir, Yerleşik uygulamalar yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4 aylık, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5 aylık, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır. Somut olayda; davacı davalıya ait iş yerinde10/06/2014- 30/11/2018 tarihleri arasında çalışmıştır. davacının kıdem süresi 4 yıl 5 ay 20 gün olup ilk derece mahkemesince bu kıdem süresine göre işe başlatmama tazminatı davacı işçinin 4 aylık brüt ücreti tutarında (8.704,00 TL olarakr) belirlenmesi gerekirken 5 aylık brüt ücreti tutarında (10.880,00 TL olarak) belirlenmesi hatalı olmuştur. Davalının bu konudaki istinafı yerindedir....
Dava, İş Kanunu gereğince açılan Tespit (İşe İade İstemli) davasıdır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi göz önünde bulundurularak işe iade talebinin kabul edilebilmesi için iş yerinde otuzdan fazla işçi çalışması, davacının en az altı aylık kıdeminin bulunması, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor olması, işveren vekili olmaması, fesihten sonraki 1 aylık hak düşürücü sürede arabuluculuk yoluna başvurulması, anlaşamama tutanağının düzenlenmesinden sonraki 2 haftalık sürede dava açılması gerekmektedir. Somut olayda anılan şartlar sağlanmıştır. Dosya kapsamında bulunan 26/02/2021 tarihli fesih bildirimine göre davacının iş akdinin işveren tarafından feshedildiği görülmektedir. 4857 sayılı Kanunun 18. Maddesine göre iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Aynı yasanın 19. Maddesine göre ise işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin şekilde belirtmek zorundadır. Aynı Yasanın 20....
İlk derece mahkemesince Kurumdan aylığa esas verileri de gösterir aylık bağlama kararı ve sicil dosyası getirtilerek bilirkişi marifetiyle aylık hesabı yapıldığı, , davacının 600 gün askerlik borçlanması olmak üzere 25.08.1971- 13.09.1996 tarihleri arasında SSK kapsamında 5602 gün prim ödemesinin bulunduğu, 02.10.1978- 20.04.1982 tarihleri arasında Bağ-Kur kapsamında 1278 gün prim ödediği, 13.09.1996 tarihli tahsis talebine istinaden 15.09.1996 tarihinden başlamak üzere yalnızca SSK hizmetlerinin dikkate alınarak 9704 gösterge ve % 55,50 aylık bağlama oranı üzerinden aylık bağlandığı, bağlanan aylığın başlangıç tarihinden 22/05.2019 tarihine kadar emekli aylıklarına uygulanan artışlarla yükseltilerek ödendiği, davacının 02/04/2019 tarihli talep dilekçesi ile aylık hesabında Bağ-Kur hizmetlerinin dâhil edilmediğini bu hizmetlerin dikkate alınmak suretiyle emekliliğin yeniden hesaplanması talebinde bulunduğu, kurum tarafından Bağ-Kur hizmetleri dahil edilerek aylıkların yeniden hesap edilerek...
aylık bağlama oranı esas alınır....
İş Mahkemesi'nin 2014/642 Esas sayılı dosyası ile müvekkili idare tarafından dava dışı işçi Bahadır Tulgar'a ödenen 24.353,75 TL; 3.910,72 TL ve 2.196,72 TL ve 2.196,36 TL tutarlara ilişkin toplam 30.460,83 TL ayrı ayrı sorumluluklarının belirlenmesi ve dava tarihi itibariyle bilinmeyen ve tespiti mümkün olmayan sözleşmeden kaynaklanan alacak miktarının belirlenmesi için davayı açtıklarını, yukarıda açıklanan nedenle davanın kabulü ile müvekkili idare tarafından dava dışı Bahadır Tulgar'a ödenen 24.353,75 TL, 3.910,72 TL ve 2.196,36 TL tutarlara ilişkin toplam 30.460,83 TL'nin davalılar yönünden ayrı ayrı sorumluluklarının belirlenmesi ve dava tarihi itibariyle bilinmeyen ve tespiti mümkün olmayan sözleşmeden kaynaklanan alacak miktarlarının tespit edilerek her bir alacağın ödeme tarihleri itibarıyla yasa faizi ile davalılardan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/06/2020 NUMARASI : 2019/163 ESAS- 2020/107 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Hataen Ödenen Bedelin İadesi) KARAR : Mersin 12....
Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda; davalı işverence feshin son çare olması ilkesine uyulduğunun ispatlanamadığı, dolayısı ile feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı saptanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. İşe başlatmama tazminatının belirlenmesinde Yargıtay içtihatları uyarınca bir takım kriterler belirlenmiş olup, kıdem süresi bahsi geçen tazminatın belirlenmesi noktasında temel ölçüt kabul edilmiştir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2021/12955 Esas-2022/110 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı işçi 02/01/2014 tarihinde çalışmaya başladığını ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının şirket bünyesinde 15/05/2018 tarihinde işe başladığını savunmuştur....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aylık hesabına esas alınan prime esas kazanç tutarlarının; borçlanmaya esas bir gün için tercih edilen günlük prime esas kazanç tutarının, borcun ödendiği tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırına bölünmesi ile elde edilecek oranın fiili çalışmaların geçtiği ayın asgari prime esas kazancı ile çarpılması ve bu şekliyle tespit edilen prime esas kazancın hiçbir suretle o ayın prime esas asgari kazancının altına inmeyeceği gibi azami kazancını da geçemeyeceği hususu da dikkate alınarak tespit edilmesi gerekirken; bilirkişi tarafından belirtilen yönteme uygun olmayan hesaplama yapılarak aylık hesabına esas alınan prime esas kazanç tutarlarının hatalı belirlendiği, bu şekliyle A1 kısmi aylığının hesabında esas alınan göstergenin ve ABO1’in, A2 kısmi aylığının hesaplanmasında esas alınan Ortalama Yıllık Kazancın ve 2008 sonrası Kısmi Aylığın (B Aylığı) hesaplanmasında esas alınan Ortalama Günlük Kazancın yanlış olarak hesaplandığı anlaşılmıştır....
Bunların emekli kesenekleri görevden ayrıldıkları tarihteki emekli keseneğine esas aylık derece, kademe ve ek göstergeleri üzerinden keseneğe esas diğer unsurlarda nazara alınmak suretiyle hesaplanır ve ilgililer tarafından ait olduğu ay içinde Sandığa ödenir....