Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl amme borçlusu şirketin sahip olduğu üst hakkına ait tapu kayıtlarının incelenmesinden, bu hakkın tapuda halen asıl amme borçlusu şirket adına kayıtlı bulunduğu, haktan kaynaklanan işletme hakkının devrinin hakkı sona erdirmeyeceği, üst hakkı üzerine haciz ve ipotek konularak paraya çevrilmesinin mümkün olduğu, üst hakkının karşılayacağı alacak miktarının üst hakkının kalan kullanım süresi ve taşınmazın değeri üzerinden yapılacak değerleme suretiyle belirlenebileceği, bu yol izlenerek üst hakkı üzerindeki rehin ve diğer hacizler de dikkate alınıp amme alacağının asıl amme borçlusu şirketten tahsil edilip edilemeyeceğinin ortaya konulmasının gerektiği, bu usule uyulmaksızın kanuni temsilci adına takibata geçildiğinden, asıl amme borçlusu şirket nezdindeki tüm takip yolları tüketilmeksizin düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir...
Mahallesinde bulunan 1088 ada 3 parsel sayılı taşınmazın arsa olarak kiralanıp, üzerine benzin istasyonu ve eklentilerinin inşa edildiğini, ayrıca 10.09.2007 tarihli intifa senedi ile davalı tarafından .... lehine intifa hakkı tesis edildiğini ve 15.11.2007 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi ile intifa hakkı sahibi ....'nin bayiliğinin müvekkili tarafından alındığını, müvekkilinin inşa ettiği bina ve eklentileri kamulaştırma nedeniyle ...ne intikal edeceğinden taşınmazdaki üst hakkının tapuya kayıt ve tesciline kabul edilmediği takdirde bina ve eklentilerinin davacı tarafından yapıldığının tespiti ve bedellerinin davalıdan tahsiline bu da olmadığı takdirde kamulaştırma bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının üst hakkı tescil, bina, tesis imalat bedeline ilişkin alacak taleplerinin kira sözleşmesine dayalı olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA KONUSU : Tazminat (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı işverene ait bulunan ve Gaziantep Üniversitesi Hastanesinde taşeron olarak iş alan şirketlerde çalıştığını ve 29/07/2016 tarihinde işten çıkarıldığını, müvekkilinin aylık net ücretinin 1.810,80 TL olduğunu, hak ettiği alacaklarını talep etmesine rağmen herhangi bir ödemenin yapılmadığını ileri sürerek işçilik alacaklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş akdinin devamsızlık yapması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, müvekkili Üniversitenin üst işveren olması nedeniyle davanın müvekkili yönünden husumetten reddi gerektiğini, davacının ödenmeyen herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette 29/10/2010 tarihinden 21/08/2020 tarihine kadar çalıştığını, son dönemlerde mobinge maruz kaldığını, müvekkilinin onayı alınmaksızın görevlendirme yapıldığını, farklı bölümlerde çalışmaya zorlandığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL kıdem tazminatı alacağının akdin fesih tarihinden itibaren İşleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava ettiği, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, usulden ve hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının amirlerinin rızasının dışında 3 iş günü üst üste mazeretsiz olarak işe gelmediğini, davacının iş akdinin haklı nedenlerle sonlandırıldığını, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, haksız ve yersiz davanın reddini savunduğu, İlk derece mahkemesinin özetle: "davanın reddine.....
Bu itibarla görev kuralları tarafların ileri sürmesine gerek olmaksızın hâkim tarafından ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Somut olayda, dava sürücüsüz araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığına göre sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kira bedeli alacağı nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının kira ilişkisinden kaynaklanan talebinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi görevi 6100 Sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Ceza Dairesinin 11/12/2019 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında yakınan ...’a karşı tehdit suçundan düzenlenen Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2013 gün, 2013/7 sayılı iddianame anlatımına göre, sanık ... ve yakınan Haşim arasında gayrimenkul satışına dayalı alacak-borç ilişkisinden kaynaklanan alacağını tahsil etme amacıyla yakınanı silah tevcih edip tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin sübutu halinde yağma veya yağmanın daha az cezayı gerektiren hali olan 5237 sayılı TCK’nin 150/1. maddesi yollamasıyla tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan,...
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı lehine 98 yıllığına üst hakkı tesis edildiğini, davalının teminat karşılığında tedbirin kaldırılması talebinin kabul edilebilmesi için tüm alacaklarının garanti altına alan bir teminat gösterilmesi gerektiğini, ayrıca ipoteğin tescilinin talep edildiği anda üst hakkı sahibi kimse ipotek hakkını tapuya tescil ettirme borcunun da ona ait olduğunu, davalının üst hakkı üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istemesi durumunda müvekkil birliğin 98 yıllık üst hakkı bedelini karşılayacak miktarda teminat göstermesi gerektiğini, 14.09.2021 tarihli red kararının itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Taraflar arasındaki dava, üst hakkından kaynaklanan kanuni ipotek (Tescil İstemli) istemine ilişkindir....
Türk Medeni Kanununun 831’inci maddesi hükmü uyarınca üst hakkı sahibi, üst hakkından doğan yetkilerini veya üst hakkı sözleşmesinden doğan bir borcu önemli ölçüde ihlal ederse, yüklü taşınmaz maliki üst hakkının kendine devredilmesini talep edebilir. Bu düzenleme ile hükmün sevk edilişindeki gerekçeler de nazara alındığında, üst hakkı ilişkisine son verilme imkanı sınırlandırılmıştır. Zira üst hakkı sahibinin, üst hakkından uzaklaştırılması sadece taraflar arasındaki ilişkinin ağır şekilde ihlal edilmesi halinde ve bir bedel karşılığında mümkündür. Bu bağlamda, Türk Medeni Kanununun 831’inci maddesi emredici nitelik taşır ve üst hakkı sahibinin bu hakkını kaybetmesine yol açabilecek borca aykırılık ve haklı nedenle fesih kurumlarına göre özel hüküm niteliğindedir. Üst hakkının süresinden önce devredilmesi istemi, üst hakkının sağladığı yetkilerin ağır şekilde aşılması veya üst hakkı sözleşmesinden doğan borçların önemli ölçüde ihlal edilmesi koşuluna bağlanmıştır....
DEĞERLENDİRME-GEREKÇE: Dava, taraflar arasında yapılan 07/09/2015 tarihli üst hakkı kullanım sözleşmesi uyarınca Osmaniye İli Merkez Teşki Köyü 175 ada 2 parsel sayılı taşınmaza konulan 14/09/2015 tarih ve 17472 yevmiye numaralı davalı yararına tescil edilen üst hakkının TMK. 'nın 831. Maddesi uyarınca terkinin talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kanun maddeleri 4721 sayılı TMK. 'nın üst hakkı başlıklı 826. Maddesi ve devamı maddeleri olup, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ilgili maddeler çerçevesinde yapılan yargılama sonucunda üst hakkının terkinine karar verildiği görülmüştür. Üst hakkı bir kişiye başkasına ait arazinin üstünde veya altında bulunan bir yapının maliki olma yetkisini veren bir irtifak hakkıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 828 ve 830’uncu maddelerinde üst hakkının sürenin bitmesi ile sona ermesine bağlı sonuçlar düzenlenmekte ise de, üst hakkının sona ermesi sebepleri özel olarak düzenlenmiş değildir....