Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK'nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları, "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelde indirim, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak belirlenmiştir. Davaya konu bilgisayarın davacı tarafından 07/08/2018'de davalının "..." mağazasına onarım için teslim edildiği dosyadaki belgeden anlaşılmaktadır. Buna göre, işbu davanın aydınlatılması yani davacının iddialarının ve davalının savunmalarının haklı olup olmadığının tespiti amacıyla da davaya konu bilgisayar üzerinde inceleme yapılması gerekmektedir....

    Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” düzenlemesine yer verilerek, ürünün ayıplı çıkması halinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada sözleşmeden dönerek ayıplı ürünün fatura satış bedeli olan 25.370 TL'nin tahsilini istemekte olup, dava konusu ürünün satış bedelinin davacının talebi doğrultusunda iadesine karar verilmesi gerekir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkili servis kararına göre ürünün ayıplı bulunduğunu, fakat davacının değişim talebi nedeniyle işlemin sürüncemede kaldığını, ürünün stokta olmaması nedeniyle servis tarafından iade kararı verilmiş ise de davacının iadeyi kabul etmediğini, ... tarihinde dava açıldığını, bu davanın açılmasından sonra ... tarihinde ürünlerin ayıpsız misli ile değişiminin gerçekleştiğini, davanın reddine reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; satım sözleşmesine konu üründeki ayıp nedeniyle ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebinden ibarettir. Davalı taraf cevap dilekçesinde ürünün ayıplı olduğunun yetkili servis tarafından kabul edildiğini beyan etmiştir. Davadan sonra ... tarihinde ürünlerin ayıpsız misli ile değiştirildiği davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        Mahkemece 25.07.2007 tarih ve 2007/267-806 sayılı kararla, IMEI numarası değiştirilen ürünün ayıplı sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalının temyizi üzerine dairemizin 12.02.2008 tarihli ilamı ile, ürünün IMEI numarasının klonlanmasının satış tarihinden önce mi sonra mı olduğu, davaya konu bilgisayarın üretimi 2009/6969-12705 sırasında IMEI numarasının klonlanmasını önleyici yönde tedbir alınıp alınmadığı, bunun mümkün olup olmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılmadığı gerekçesiyle konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla açıklanan şekilde 5392 sayılı yasa ile değişik Telsiz Kanunu, Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazlara Dair Yönetmelik, Ayıplı Malın Neden Olduğu Zararlardan Sorumluluk Hakkındaki Yönetmelik hükümleri de gözetilmek suretiyle inceleme ve araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, bu kez bozmaya uyma kararı verildiği halde bozma kapsamında gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan...

          (MC0) ürün spektine uygun olmadığının belirtilmesine rağmen, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda ürünün viskozite kriteri hariç fizikokimyasal özellikleri bakımından standartlara uygun olduğu ve ürünün MC30 olduğu belirtilmesi karşısında TÜBİTAK MAM raporu ile Tüpraş analiz raporu eklenmek suretiyle dava konusu maddenin mevcut haliyle fuel oil ve MC30 karışımı olup olmadığı, motorlu taşıtlarda akaryakıt olarak kullanılıp kullanılmayacağı hususlarında TÜBİTAK MAM'dan ek rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.11.2017 günü oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirketin ayıplı iş yaptığını, müvekkili şirketi zarara uğrattığını, aslında müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu beyan etmiştir. Davalı vekilinin bu beyanı mahsup savunması niteliğindedir. Dosya içerisinde bulunan Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/155 D. İş dosyasındaki tekstil danışmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapordan, 184 adet ürünün incelendiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf daha fazla sayıda ürünün ayıplı olduğunu savunmuşsa da, bunları bilirkişiye inceleme için sunamadığından uyuşmazlığın çözümünde 184 parça ürünün ayıplı olduğunun dikkate alınması zorunludur. Bu durumda davacı yüklenici şirket 184 parça ürün yönünden iş bedeline hak kazanamaz. Mahkemece bu durum dikkate alınmaksızın davacı yüklenici şirketin davasının tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

              Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının edimini kısmen yerine getirdiği, bakiyesini yerine getirmeye hazır olduğu halde alıcının temerrüdü nedeni ile emtianın davacıya teslim edilemediği, davacının temerrüt nedeni olarak teslim edilen kağıtlarda ayıp olduğunu, ihalesini aldığı idare nezdinde sıkıntılar çıktığını belirttiği, ancak teslim edilen ürünlerin teslim edildiği hali ile idareye verildiği, davacı elinde satın alınan ürünlerden herhangi bir şey kalmadığı, bu hususun ayrı bir dava konusu yapılmasının her zaman mümkün olduğu, bakiye ürünün ise henüz davacıya teslim edilmediği, bu nedenle ayıplı olup olmadığının belli olmadığı, ürünlerin ayıplı olması halinde davacının yasada kendine tanınan hakları kullanabilecekken henüz teslim edilmeyen ürünlerin ayıplı çıkacağı ihtimaline binaen akitten dönüp teslim edilmeyen ürün bedelinin iadesini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Davacı tarafça gelen ürünün ayıplı olduğuna ilişkin TTK 23/son anlamında yine aynı Kanunun 18.maddesi hükmü çerçevesinde süresinde yapılmış yazılı bir ayıp ihbarı bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı tarafça ürünün ayıplı olarak teslim edildiği ya da üründeki hasarın hangi aşamada meydana geldiğini ispat edememektedir. Bu hususta ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Davacı tarafça gelen ürünün ayıplı olduğuna ilişkin TTK 23/son anlamında yine aynı Kanunun 18.maddesi hükmü çerçevesinde süresinde yapılmış yazılı bir ayıp ihbarı bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı tarafça ürünün ayıplı olarak teslim edildiği ya da üründeki hasarın hangi aşamada meydana geldiğini ispat edememektedir. Bu hususta ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    Davacı tarafça gelen ürünün ayıplı olduğuna ilişkin TTK 23/son anlamında yine aynı Kanunun 18.maddesi hükmü çerçevesinde süresinde yapılmış yazılı bir ayıp ihbarı bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı tarafça ürünün ayıplı olarak teslim edildiği ya da üründeki hasarın hangi aşamada meydana geldiğini ispat edememektedir. Bu hususta ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Belirtilen sebeplerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu