Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasında tasarım hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve tazminat istemli dava açıldığı, davalının tescil talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının hukuki koruma talep ettiği ürünün harcı alem bir ürün olduğunu, tescil başvurusunun kötü niyetli yapılmış olduğu ve bu sebeple hükümsüzlüğünün gerektiğini ileri sürerek, davalı adına ... sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir. Bakırköy ... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasının tetkikinden; dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısı aleyhine işbu dava da hükümsüzlüğü talep edilen tasarım dayanak yapılarak tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve tazminat istemli derdest dava bulunduğu, dosyalar arasında taraflar ve dava konusu itibarıyla irtibat bulunduğu böylece dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla işbu dava dosyasının Bakırköy ... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin .......

    suretiyle (orantı yöntemine göre) davacının hakettiği iş bedelinin belirlenmesi ve iş sahibinin ödemeleri düşülmek suretiyle fazla ödemesi bulunup bulunmadığı belirlenmesi için keşif ara kararı kurulmuş olup düzenlenen raporda "çoğun içinde az da vardır" ilkesi gereğince eserin iş sahibinde kalması ve ayıp oranında bedelden indirim yapılması gerekeceği, bu halde işin götürü bedelli olduğu dikkate alınarak sözleşme gereği yapılması gereken işin tamamı 100 birim kabul edilerek, 66 üründen 7,33 tanesinin arıza olması nedeniyle ayıplı (411,11 ayıplı ürün) imalat düşüldükten sonra davalı yüklenicinin 88,89 imalat yaptığı belirlenmiş, bulunan bu oranın sözleşmede kararlaştırılan götürü bedele oranlanarak 116.820,00 TL. x 88,89 -103.841,30 TL. davalı alacağı yönündeki tespiti ile birleşen dava bakımından 103.841,30 TL- 29.205,00 TL- 74.636,30 TL davalı alacağı tespit ve hesap edilmiş, asıl dava bakımından, davacı şirketin talebinin olamayacağı tespiti de dikkate alındığında akünün kalkış akımlarının...

      Hukuk Dairesi'nin 27.11.2020 tarih ve 2020/120 Esas, 2020/395 Karar sayılı kaldırma kararı ile özetle; "...mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişiden fatura konusu ürün üzerinde inceleme yapılarak, bu ürünün 08.01 2013 tarihinde teslim edildiği gözetilerek bu tarih itibarıyla rayiç değerinin, KDV eklenmeksizin tespiti ile faturuya konu ürünün davalıya teslim edildiği ancak davalı tarafından ayıplı olduğu iddiası nedeniyle ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayıbın gizli ya da açık ayıp olmasına göre ihbarın süresinde olup olmadığı, süresinde ise ayıbın giderilmesi için gereken bedel ve yapılan ödeme de gözetilerek bir değerlendirme yapılması " gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

      K A R A R Davacı, davalıdan 1.4.2009 tarihinde notebook bilgisayar satın aldığını, ürünü satın aldığı tarihten bu yana üç kez aynı, beş kez de farklı arızlar göstermesi sebebiyle mağdur olduğunu ileri sürerek ayıplı ürünün yenisiyle değiştirilmesini istemiştir. Davalı, cihazda ayıp bulunmadığını, yasal şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu ürün davacı tarafından halen kullanılmakta olup iade edilmediğine göre davacı ancak ürünün iade tarihinden itibaren faiz talep edebileceği halde faizedava tarihinden hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

          Ltd Şti'nin...markasının sahibi ve dava konusu ürünün gıda işletmecisi/üreticisi olarak sorumluluğunun bulunduğu, diğer davalı ... İlaç Pazarlama A.Ş'nin ürünün pazarlama ve satışından sorumlu olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu, iki davalının birbirleri aralarında yapmış olduğu sözleşmenin taraflar arasında bağlayıcı olduğu ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülememesi nedeniyle dava konusu ürünün ayıplı olmasından davalılar...Ltd Şti ve... A.Ş'nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı tarafça dava konusu ürünün ayıplı olması nedeniyle kazanç kaybının olduğunu ve yoksun kaldığı gelire yönelik maddi tazminat isteminde bulunmuşsa da kazanç kaybına ilişkin delillerin dosya kapsamına sunulmadığı ve ispatlanamadığı anlaşılmakla maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir....

            Davalı vekili her ne kadar yetkili servis formunun hasar tespit formu niteliğinde olmadığını, davacının teslim anında kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürmüş ise de ürünün davalının anlaşmalı olduğu taşıma şirketi tarafından davacıya teslim edildiği, kurulumunun da yine aynı şekilde davalının yetkili servisi tarafından yerine getirildiği, ürünün kutusunun yetkili servis tarafından açıldığı, açıldıktan sonra hasarın tespit edildiği görülmektedir. Yetkili servis tarafından ürünün harici darbeye maruz kaldığına dair bir tespit yapılmadığı gibi ürünün taşıma ve depolamadan kaynaklı hasar içerdiği tespit edilmiştir. Ürünün yetkili servis formundaki tespitlere göre ayıplı olarak davacıya teslim edilmiş olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....

            ürünlerin ayıplı olup olmadığının tespiti için ürünlerin tespit isteyen tarafından satın alınmasından, uygulama tarihlerine kadar geçen uzunca sürede ne koşullarda muhafaza edildiğinin de incelenmesi, değerlendirilmesi ve buna göre sonuca varılması gerektiğini, ürün uygulandıktan sonra, uygulandığı alanda ürünün ne gibi kötü koşullara maruz bırakıldığı, ürünün ıslatılması, yapının inşaat aşamasında su alması gibi etmenlerin olup olmadığı da bilinmediğini, bu koşullar bilinmeden, deformasyona ürünün sebep olduğu sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir....

              , rapora yönelik itirazda bulunulmasına rağmen dikkate alınmadığını, oysa mahkemece bilirkişilere zararın tespiti için görev verilerek ayıp ortaya çıkmasından önceki tarihlerde ticari faaliyetleri ile ayıbın ortaya çıkmasından sonraki faaliyetlerin incelenmesinin istenildiğini, ibraz edilen son raporda ihtilafın teknik olarak izah edilemediğini, raporda sadece programın maliyeti hesaplandığını, sahte program nedeniyle uğranılan zararların hesaplanmadığını, oysa davada asıl istemin sahte programın kullanılamaması nedeniyle uğranılan zarar olduğunu, ayıp ortaya çıkınca sonraki sezona ilişkin üretim yapılamaması nedeniyle zarar oluştuğunu, teknik anlamda ürünün beyninin ... olup, bu kısım bloke olmasıyla tüm programın, üretim makinelerinin çalışmayı durdurduğundan ürünün tümüyle ayıplı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulün karar verilmesini istemiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda; somut olayda, tüketici olan davacı ürünün ayıplı hali ile üründen beklediği yararı elde etmediği, bilirkişi marifetiyle tespit edelin ayıplar üründe halen mevcut olmakla davacının talep ettiği ücret iadesi seçimlilik hakkında haklı olduğu görülmüş olup davanın kabulü ile davaya konu yatak odası takımının satışına ilişkin olarak taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile davacının ürün nedeniyle ödemiş olduğu fatura bedeli olan 12.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davaya konu ayıplı ürünün davalının talebi halinde masrafları davalı tarafa ait olmak üzere davacı tarafından davalıya teslimine" dair karar verildiği anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu