Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem : Davacı tarafından, taşınmazı üzerine uygulanan haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlem ile hacze dayanak … tarih ve … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/1740 D.iş sayılı 10.11.2009 tarihli ihtiyati haciz kararı ile takibe başlandığı ve 11.11.2009 tarihli haciz yazısı ile borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğu, haczin 12.11.2009 tarihinde tapu siciline işlendiği, örnek 7 numaralı ödeme emrinin 01.12.2009 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafından ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne açılan itirazın iptali davası sonunda, anılan mahkemenin 17.02.2001 tarih ve 2010/17 Esas-2011/58 Karar sayılı kararı ile şikayetçi borçlunun itirazının kısmen iptaline karar verildiği, alacaklının 15.02.2012 tarihli talebi üzerine taşınmazlar üzerine yeniden haciz konulduğu ve haczin tapu siciline 20.02.2012 tarihinde şerh verildiği görülmüştür. İcra ve İflas Kanununda haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir hacizdir....

      Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlu her ne kadar kefil olması için eşinin muvafakati olmadığını ve bu sebeple kefaletin iptali ile borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de; dava konusu icra takibinde ödeme emrinin davacıya 25.01.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının borca itiraz etmediğini ve takip kesinleştiğini, davacının emekli maaşına herhangi bir haczin konulmadığını ve dosyaya para girmediğini bu nedenle davacının şikayetinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 13.10.2017 Tarihli dilekçe ile davalı Kurum’a başvurduğu ve yaşlılık aylığına konulan haczin nedenini sorarak kaldırılmasını talep ettiği, davacı tarafça Kurum tarafından başvuruya cevap verilmediğinin beyan edildiği, 1999/458 numaralı ödeme emrinin; 1998/9- 12. aylar arası prim borcuna, 2002/521 numaralı ödeme emrinin 2002/2 ve 4. aylara ait prim borcuna, 2002/522 numaralı ödeme emrinin 2002/2 ve 4. aylara ait işsizlik primi borcuna, 2002/613 numaralı ödeme emrinin 2002/5- 6- 7 aylara ait prim borcuna, 2002/612 numaralı ödeme emrinin 2002/5- 6- 7 aylara ait işsizlik primi borcuna ilişkin olduğu, 1999/458 numaralı ödeme emrinin davacıya 14.06.2004 Tarihinde, diğer ödeme emirlerinin ise 23.10.2002 Tarihinde tebliğ edildiği, davacının 43942.45.01 işyeri sicil numaralı Raks Elektronik San. ve Tic....

      İcra Müdürlüğü’nün 2007/9505 sayılı takip dosyasında 13.11.2007 günlü haczin üçüncü kişinin faaliyet adresinde yapıldığını ve mahcuzların da davacıya ait faturalı eşyalar olduğunu, haciz tutanağının gerçeğe uygun tutulmadığından şirket müdürünün imzadan imtina ettiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin de tebliğ edildiği takip adresinde yapıldığını, üçüncü kişi şirket yetkilisi ile borçlunun karı koca olduğunu ve iş yerini birlikte çalıştırdıklarını, haciz tutanağının gerçeğe uygun düzenlendiğini belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

        Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, borcun 7 gün içinde itiraz etmeyen üçüncü kişinin zimmetinde sayılması nedeniyle yeniden ödeme emri tebliği yoluna gidilmeden doğrudan haczin uygulanacağı sonucuna varılmış olup, haczin uygulanması öncesi ayrıca ödeme emri düzenlenmesine gerek bulunmadığından, ödeme emrinin iptali gerekirken davanın reddinde hukuka uyarlık yoktur. Kaldı ki, dosyanın incelenmesinden haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarihte davacının yasal vergi borçlusuna hiçbir borcu bulunmadığı anlaşıldığından, ne haczen ne de ödeme emri tebliği yoluyla tahsil edilebilecek bir miktar bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın reddine ilişkin ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması gerekeceği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyorum....

          No:…/… …/…'' olduğu, davalı idarece bilinen adreslerden olan bu adrese tebligat yapılmadığı görüldüğünden söz konusu ödeme emrinin Kanunda öngörülen şekilde davacıya tebliğ edilerek kesinleştirildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle, dava konusu haczin bu ödeme emri yönünden hukuka aykırı olduğu, davalı idarece, dava konusu hacze dayanak olarak sadece … takip numaralı ödeme emrinin dava dosyasına ibraz edildiğinin görüldüğü, ancak hem savunma dilekçesinde ödeme emirlerinden bahsedildiği, hem de ibraz edilen tebliğ alındılarında … tarih ve …,…,… ve … takip numaralı ödeme emirlerinin yer aldığı görüldüğünden dava konusu hacze bu ödeme emirlerinin de dayanak yapıldığı kabul edilerek, söz konusu ödeme emirlerinin ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği görüldüğünden, dava konusu haczin bu ödeme emirleri bakımından da dayanaksız kaldığı gerekçesiyle dava konusu haciz kaldırılmıştır....

            Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/641 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açtığı, aynı dosyadan 09/12/2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığı, borçlunun mal varlığını haczettirdiği, 05/11/2020 tarihinde diğer ihtiyati hacizler baki kalmak üzere daha önceden borçlunun bir kısım bankalarda bulunan hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, talebin kabul edildiği, 26/03/2021 tarihinde ise borçlunun taşınmazına konulan haczin kaldırılmasının talep edildiği, müdürlükçe, borçlu şirkete ödeme emri tebliğ olduğundan takip çıkışı üzerinden % 4,55 harcın ikmali halinde haczin fekkine karar verildiği, alacaklı tarafından 91.000,00 TL tahsil harcının yatırıldığı ancak şikayet tarihi itibari ile itirazın kesin olarak kaldırılmasına ya da iptaline karar verildiğine ilişkin herhangi bir mahkeme kararının icra dosyası içerisinde olmadığı, dolayısıyla ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği, ödeme emrinin tebliğinden sonra ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulduğu...

            Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Yaşlılık aylığına konulan haczin iptali için açılan eldeki davada, davacı aleyhine tanzim edilmiş usulüne uygun bir takip ve ödeme emrinin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Mahkemece; davacı aleyhine dava konusu alacakla ilgili olarak usulüne uygun takip başlatılıp başlatılmadığı ve ödeme emri tanzim edilip edilmediği araştırılmalıdır. Araştırma sonucunda takip ve ödeme emri bulunmadığının anlaşılması halinde haciz sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği nazara alınıp sonucuna göre karar verilmelidir....

              İcra Müdürlüğünün 2011/8779 sayılı takip dosyasından, 19.03.2012 tarihinde borçluya ait işyerinde haciz yapıldığı ve haczin İİK'nun 97.maddesine göre değerlendirilmesi gerektiği halde İİK'nun 99.maddesine göre işlem yapılmasının hatalı olduğundan icra memurunun işleminin iptali için şikayet davası açmıştır. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme, haczin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı ve vergi dairesinden bildirilen 3.kişinin adresinin haciz adresinden farklı adres olduğu, mahalde borçluya ait belgelerin bulunduğundan bahisle istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu