"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İŞ MAHKEMESİ DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, sefer primi ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, ücret alacaklarının işverence gerekçesiz şekilde ödenmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek, ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil, ücret ve sefer primi alacaklarını istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, ibraname imzaladığını, bu nedenle kıdem tazminatını ve diğer alacakları talep etmesinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Değerlendirme Dava, çocuğun, velâyet sahibi annesinin bekarlık soyadını kullanmasına izin davasıdır. Velâyet hakkına sahip davacı anne çocuğun üstün yararı varsa çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebilir. Sadece velâyet hakkına sahip olmak velâyet hakkına sahip davacı anneye bekarlık soyadını çocuğuna kendiliğinden verme hakkını kazandırmaz. Burada çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6 ncı maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir....
Yerel Mahkeme Gerekçesi: Erkeğe verilen kusurlar; Şiddet uyguladığını, Hakaret ettiğini, Bağırıp çağırdığını, Kıskançlık yaptığını, Evden dışarı çıkmasına izin vermediğini, Engelli olan çocuğun başkasından olduğuna ilişkin imada bulunduğunu, Kadına verilen kusurlar; Bağırıp çağırdığını, Yerel mahkemece erkeğin daha fazla kusurlu olduğuna karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, velayeti, kadın lehine maddi-manevi tazminat verilmesini, kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesini istinaf etmiştir....
- TL maddi tazminat ve davacı-davalının boşanma sonrası kocanın soyadı olan "Ailesi " soyadını kullanmasına izin verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Başkanlığının 2005/7288E-9459K sayılı kararı ile TMK'nın 356/2 maddesine dayanarak kısıtlıya ait taşınmazın yine onun ihtiyaçlarının karşılamak amacıyla satışa izin taleplerinin" çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitimi için zorunluluk varsa hakim anne ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarınada başvurma yetkisini tanıyabilir" hükmü gereğince talebin inceleme mercinin TMK'nın 2. Kitabının 2. Kısmında düzenlenmiş bulunduğundan 4788 sayılı yasa ve 5133 sayılı yasalar uyarınca Aile Mahkemesi hakimine ait olduğu gerekçesi ile mahkemesinin görevsizliği yönünde hüküm kurmuştur. ../... -2- 2012/10575 2012/10498 İstek, ergin olduğu halde kısıtlanarak velayet altında bırakılan çocuğun malının satışına yöneliktir....
Maddesinde "Her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat alınması amacıyla diğer önlemlere karar verilebilir." hükmü gereğince davacının şirketten çıkmasına izin verilebilmesi için haklı nedenlerin olması gerekir. Davacı ileri sürdüğü sebepler haklı nedene dayalı çıkma sebebi olarak kabul edilemez. TTK'nın 636/3. Maddesinde "Haklı sebeplerin varlığından her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir." hükmüne göre davacı haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin fesih ve tasfiyesini isteyebilir....
Uyarınca davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine," karar verilmiş olup, HMK 367/2 hükmüne göre kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmeden yerine getirilemeyeceği, aynı ilamda yazılı eklentilerin infazının da istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, söz konusu kararda davalının şirketten çıkmasına izin verildiği, şahsın hukukuna ilişkin olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olmadığı, takip dayanağı ilamın da henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince takibin iptaline yönelik olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalı-alacaklının istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, oybirliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 1....
yı yurtdışına götüreceğini vaat ederek toplam 1500,00 TL parasını aldığı, yurtdışına gitme konusunda yardımcı olmadığı gibi katılanı oyalayarak dolandırıcılık suçunu işlediği, Dairemiz 22/02/2017 tarih, 2014/21749E., 2017/6436K. Sayılı bozma ilamı doğrultusunda uzlaştırma işlemi yapılmak üzere uzlaştırma bürosuna gönderildiği, 03.05.2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre uzlaştırma işleminin başarısız olduğu, oluş ve dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne ve davacının Türk Vatandaşlığı'ndan çıkmasına izin verildiği ve nüfus kayıtlarına bildirildiği tarihten önce yurt dışında geçen süresini, 3201 Sayılı Yasa gereğince borçlanma hakkı bulunduğunun ve sigortalılık başlangıç tarihinin (ikamete dayalı olarak) yurtdışına ikamet etmeye başladığı 01/11/1988 tarihi olarak tespitine, fazla talebin reddine, karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
izin verilmesi istemime ilişkindir....