- K A R A R - Davacı vekili, davalının yurt dışına ihraç etmek üzere kendilerine numune siparişi verdiğini, numuneleri yurtdışına gönderen davalının, malın siparişini başka firmalara verdiğini, ancak ürettirmiş olduğu numune bedelini kendilerine ödemediğini, alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının yaptığı numunelerin kendi siparişleri olmadığını, yurtdışındaki alıcı tarafından yapılmasının istendiğini ve ayıplı olması nedeniyle malın kesin siparişinin iptal edildiğini, davacı ile aralarında herhangi bir alım satım akdi bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalının teslim aldığı ve yurtdışına ihraç ettiği numunelerin bir başka firma tarafından sipariş olunduğunu ve ayıplı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ın oyun oynadıkları sırada "sana bir şey söyleyeceğim diyerek" yanına çağırdığını ve evin başka bir odasına götürdüğünü, yatağa yatmasını söylediğini, "niçin" diye itiraz ettiğini ve yatağın üzerine oturduğunu, bacağına (sol bacak üst kısmına) dokunduğunu, tepki göstererek elini çekmesini istediğini ve korkarak ... diye arkadaşını çağırdığını, sanığın odadan çıkmasına izin verdiğini beyan ettiği, mağdurenin odadan çıkar çıkmaz kendi evine gelip annesini mutfağa çağırdığı, olayı annesine mutfakta anlattığı ve annesinin ilk önce evde yetişkin olması bulunması nedeni ile şikâyetçi olmadığı, ancak daha sonra bu olayı kaldıramayarak şikâyetçi olduğu, sanığın kızının arkasından çıkarak kızına hitaben "olanları annene babana anlatırsan seni öldürürüm" dediğini anlattığı, ancak kovuşturma aşamasında alınan ifadelerinde; mağdure ...'ların evinde bilgisayarda oyun oynadıklarını, ...'...
Dosya kapsamına bakıldığında davacı tarafça müşterek çocuğun yurtdışı eğitimi için Avusturya makamlarına yapılmış başvuru kaydı veya yine ilgili ülkenin çocuğun seyahati için davalı babanın rızanı aradığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, tarafların 22/12/2018 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, boşanma ilamının 6.bendinde Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığının Önlenmesine Dair Sözleşmesinin 16/d maddesine göre müşterek çocuğun yurt dışına çıkartılması veya özel bir eğitim kurumuna yerleştirilmesi veya yurt dışında okutulması gerektiği takdirde tarafların birlikte karar vermelerine ilişkin hüküm bulunduğu, davacının, velayet hakkını engelleyen bu hüküm kapsamında davalı babanın çocuğun yurt dışına çıkarılmasına ve orada eğitim almasına izin vermediği gerekçesi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda, davaya konu çocuğun, dava tarihi itibariyle 16 yaşını bitirdiği, davacı tanıklarının çocuğun Halil Kaçmaz isimli kişi ile bir yılı aşkın süredir gönül ilişkisi yaşadığını beyan ettikleri, mahkemece alınan sağlık kurulu raporunda çocuğun gelişim döneminde olduğu, ruhen evlilik vecibelerini yerine getiremeyeceği, mevcut bulgulara göre tıbben evliliğe uygun olmadığı bildirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile "Ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir." hükmü getirilmiştir. Hakim tarafından evlenme izni verilebilmesi için on altı yaşını doldurmuş olmak koşulunun yanı sıra olağanüstü durumların ve pek önemli bir nedenin varlığı zorunludur. Yaşı küçük çocuğun gönül ilişkisi yaşaması, Türk Medeni Kanununun 124. maddesinde de belirtilen olağanüstü durum veya pek önemli bir sebep değildir....
Somut olayda, davaya konu çocuğun, dava tarihi itibariyle 16 yaşını bitirdiği, davacı tanıklarının çocuğun Halil Kaçmaz isimli kişi ile bir yılı aşkın süredir gönül ilişkisi yaşadığını beyan ettikleri, mahkemece alınan sağlık kurulu raporunda çocuğun gelişim döneminde olduğu, ruhen evlilik vecibelerini yerine getiremeyeceği, mevcut bulgulara göre tıbben evliliğe uygun olmadığı bildirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesi ile "Ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir." hükmü getirilmiştir. Hakim tarafından evlenme izni verilebilmesi için on altı yaşını doldurmuş olmak koşulunun yanı sıra olağanüstü durumların ve pek önemli bir nedenin varlığı zorunludur. Yaşı küçük çocuğun gönül ilişkisi yaşaması, Türk Medeni Kanununun 124. maddesinde de belirtilen olağanüstü durum veya pek önemli bir sebep değildir....
sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin,fazla mesai,hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: Katılanın, sanıktan alacağını almak için olay günü sanığın işyerine gittiği, ancak sanığın borcunun tamamını ödemeyip bir kısmını ödediği, bunun üzerine katılanın çeki sanığa vermediği, sanığın da mağdurun dükkandan çıkmasına izin vermeyerek işyerinin arkasına götürmek sureti ile üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği anlaşılmakla; sanığa yönelik mağdurdan kaynaklanan ilk haksız eylemin olmaması karşısında, şartları oluşmadığı halde, TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 26.12.2017 gün ve 2016/211 - 2017/1489 sayılı kararı onayan Daire'nin 18.04.2019 gün ve 2018/1220 - 2019/3158 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1 nci maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırının 19.680,00 TL'ye yükseltilmiş olmasına ve somut olayda ise, davacı yanca ortağı bulunduğu davalı şirketten reel sermaye payının ödenerek çıkmasına izin verilmesi istemine ilişkin açılan davada, şirketten çıkma kararının bozma kapsamında kesinleştiği, çıkma payına ilişkin yapılan yargılama sonucunda 13.228,50 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce onandığı anlaşılmakla davanın kabul edilen miktarı yönünden yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme...
ndeki ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, şirketteki hisse bedeli ile birlikte kar payının da ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tarafların ortak oldukları limited şirketin tasfiye edilerek, ticaret sicilinden terkin edildiği gerekçesi ile konusu kalmayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahallesinde araştırma yapıldığı, çocuğun traktörü kaza öncesinde kullandığı,kaza öncesinde de evinden yaklaşık 1km uzaklıkta bulunan ... Kamere ait hayvan damına çalışmaya geldiğinin öğrenildiği, olaydaki traktörün çalışma düzeneği bakımından bir çocuğun hemen sürebileceği bir ... olmadığı, bir bilen tarafından öğretilerek sürülebileceği, çocuğun traktörü daha önceden de sürdüğü ve babasının sürmesine izin verdiği belirtilerek kazada, çocuk sürücünün babası ...’ın da KTK.'nın 36/1 maddesi gereği kusurlu olduğu belirtilmiştir. 6. Yargılama aşamasında 26.02.2016 tarihinde yapılan keşfe binaen sunulan 04.03.2016 havale tarihli trafik bilirkişi raporunda, sürücü ...’ın Asli kusurlu olduğu, ruhsat sahibi dede ...’ın Tali kusurlu olduğu, sürücü ... ...’ın kusurunun olmadığı belirtilmiştir. 7. Adli Tıp Kurumu ......