Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.02.2024 Tarihli ve 2024/325 Esas, 2024/315 Karar Sayılı Kararı Dosyanın ikamet değişikliğine izin ve yetki verilerek yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin bir talebin bulunmadığı, ek kararın mevcut vasiye tebliğ edilmeden kesinleştiği, mevcut vasinin yurt dışında bulunduğunun belirtildiği ancak buna istinaden herhangi bir delil sunulmadığı, yurt dışına gitmiş ise vasilik görevinden istifa etmeden yurt dışına gitmesinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 405 inci maddesi uyarınca kısıtlanan kısıtlıya yeni vasi atanması istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.(TMK m.324) Ana ve babaları ayrılan çocukların, ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur. Asıl olan çocuklarla ebeveynleri arasında 3.kişilerin gözetimi olmaksızın ve mekan sınırlaması bulunmaksızın doğrudan kişisel ilişki tesisidir....
Mahkememiz tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişilerin tüm bilgi ve belgeleri irdeleyerek ulaştıkları tespit ve görüş, dosyaya uygun olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Karar asıl ve birleşen davaların davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kararımızın davacı tarafından yeniden temyiz edilmesi üzerine ... 24/05/2021 tarihli kararı ile " Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi ... denetimine de elverişli değildir. .... ve 30.10.2017 tarihli bozma ilamında “Uyuşmazlık iki noktada toplanmaktadır. Birincisi, davalıya ihraç kaydı ile satılan şekerin yurt dışına gönderilip gönderilmediği, diğeri ise satın alınan şekerin yurt içinde işlendikten sonra yurt dışına gönderilip gönderilmediğine ilişkindir....
Davalı davacının asgari ücret alarak çalıştığını, yurt dışına sefere çıktığı zaman verilen harcırahın masraflarını karşılaması için ödendiğini savunmuştur. Dosya içeriğinde davacının hangi ülkelere gittiği ve ayda kaç kez sefer yaptığına ilişkin kayıtlar getirtilmemiştir....
yakın çalıştığı ve bu döneme ait izin belgesinin de gerçeğe aykırı düzenlendiği açıkça anlaşıldığını, müvekkiline ait pasaport fotokopisi 04.05.2019 tarihli dilekçe ekinde sunulduğunu, karar celsesi olan 20.06.2019'da pasaport aslını sunabileceklerinin sözlü olarak ifade edildiğini ve tutanağa geçmiş olduğunu, yine pasaport kaydının teyidi için Gürbulak Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak müvekkilinin 30.12.2008 yurt dışı çıkış ve 15.01.2009 tarihli yurda giriş kaydı celbedilebileceği taraflarınca ifade edildiğini, bütün bunlara rağmen mahkemece belirtilen izin döneminde müvekkilinin izinlerini kullanmış olduğu varsayımı ile buna göre karar tesis etmesinin isabetsiz olduğunu, -Müvekkilinin hak ettiği izin süresi olan 130 günden yukarıda yurt dışı giriş ve çıkış kayıtları ile çürütülen izin belgelerinde görülen ve kullanmadığı 49 gün izin süresi düşüldüğünde 81 gün izin kullandığı ve 49 günlük yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu görüldüğünü, buna göre bilirkişi...
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin sanıkların atılı suçları işlediğine dair yeterli delil bulunmadığına ve beraatlerine karar verilmesi gerektiğine, eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; Göçmen kaçakçılığı suçunda korunan hukuki yarar uluslararası toplum düzeni olup menfaat karşılığı ülkeye sokulan veya ülkeden çıkarılan kişilerin suçun yasal mağduru durumunda bulunmayıp suçun konusunu oluşturdukları gözetilmeden, birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağlandığı gerekçesiyle sanıklar hakkında TCK'nın 43. maddesi 1. fıkrasının uygulanması sureti ile fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ... ve ... hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan verilen hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi...
Hukuk Dairesinin 2009/5760 Esas, 2011/10339 Karar sayılı ve 05.04.2011 tarihli ilamı ile, yıllık izin alacağı ve temerrüt tarihinin belirlenmesine ilişkin araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece, yurt dışı giriş çıkış kayıtları celp edilmiş, işverenden yurt dışında bulunulan süreler için varsa belge sunması istenmiş, yurt dışında kalınan sürelere ilişkin olarak belge sunulmadığından 33 gün mahsup edilmemiş ve bilirkişiden ... rapor aldırılarak davacının yıllık izin alacağı hüküm altına alınmıştır. Temyiz: Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2. Davalı temyizi yönünden, davacının kaç günlük yıllık izin alacağına hak kazandığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....
ya gittiğini, davalının çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ayrıca mal varlığında istemde bulunmamak şartı ile kendisini anlaşmalı boşanmaya zorladığını, bu şekilde boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya bırakıldığını, ancak çocuğun kendisi ile yurt dışına çıktığını, davalının yurt dışına çıktıkları 14/02/2000 tarihinden beri çocuk ile maddi ve manevi olarak ilgilenmediğini, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ve aylık 1000 TL iştirak nafakası talebi ile ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/652 Esas sayılı dosyası üzerinden ayrıca dava açtığını, yaklaşık 13 yıl davalının desteği olmadan çocuğun giderlerini karşıladığını beyan ederek, fazlaya ait hakları saklı kalmak şartı ile çocuk için geçmişe yönelik yapılan masraflara karşılık olmak üzere 20.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLGİLİ MEVZUAT: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Yükseköğretim Kurulunun görevleri" başlıklı 7. maddesinde; "Yükseköğretim Kurulunun görevleri; a) Yükseköğretim kurumlarının bu Kanunda belirlenen amaç, hedef ve ilkeler doğrultusunda kurulması, geliştirilmesi, eğitim - öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve yükseköğretim alanlarının ihtiyaç duyduğu öğretim elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında yetiştirilmesi için kısa ve uzun vadeli planlar hazırlamak, üniversitelere tahsis edilen kaynakların, bu plan ve programlar çerçevesinde etkili bir biçimde kullanılmasını gözetim ve denetim altında bulundurmak, b) Yükseköğretim kurumları arasında bu Kanunda belirlenen amaç, ilke ve hedefler doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,(...) h) Üniversitelerin her eğitim - öğretim programına kabul edeceği öğrenci sayısı önerilerini inceleyerek kapasitelerini tespit etmek; insangücü planlaması, kurumların kapasiteleri...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; resmi nikah sonrasında davacının davalıyı beraberinde yurt dışına götüreceğini, biraraya geldikten sonra ise düğün yapacağını söylediğini ve sonrasında da yurt dışına gittiğini, tarafların fiilen biraraya gelmediklerini, davacının davalıyı yurt dışına gittikten sonra arayıp sormadığını ve sonrasında da davalıya onu istemediğini ve evlenmeyeceklerini belirttiğini, davacının davalıya herhangi bir maddi katkısı olmadığını, davacının gönderdiği paralar ile bilezik alındığını, davaya konu olayda bağıştan rücunun şartlarının oluşmadığını, nitekim davacının kusurlu davranışları nedeniyle birlikteliğin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....