Velayete sahip olan davalının, çocuğu 2012 yılı Haziran ayında babaya bırakıp sürekli kalacak şekilde yurt dışına (Almanya) gittiği ve yeniden evlendiği eşiyle birlikte Almanya'da yaşadığı, bu suretle velayet görev ve sorumluluğunu son iki yıldır yerine getirmediği, çocuğun bu süre içinde babasının yanında olduğu ve onun yanında ilköğretime başladığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum, velayetin değiştirilmesini gerekli kılan yasal bir sebeptir (TMK m. 183). Baba yanında kalmasının bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve deliller de bulunmamaktadır. O halde, velayetin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır. Ne var ki, bu husus ilk incelemede gözden kaçtığından, hüküm onanmıştır....
Davacının yurt dışına çıkmasından bir gün önce, 28.12.1995 tarihinde imzaladığı taahhütnamenin, tarafların eşit ve serbest iradeleriyle değil, idarenin tek taraflı olarak ve kamu gücüne dayanarak düzenlenmiş olduğunda herhangi bir kuşkuya yer yoktur. İlgilinin bu taahhütnameyi imzalamaması halinde yurt dışına gönderilmeyeceği de açıktır. Nitekim "Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik" in 17. maddesi bu doğrultuda kurallar içermektedir. Davacının taahhütnameyi imzaladığı ve yurt dışına çıktığı tarihte gerek 657 sayılı Yasada, gerek adıgeçen Yönetmelikte eğitim amacıyla yurt dışına çıkanların eğitimlerinde ya da katıldıkları kursta "başarısız olmaları" durumunda kendilerine yapılan masrafların ne şekilde ve ne oranda geri alınacağı yolunda özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu boşluk, 1.8.1996 günlü, 4160 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 5.8.1996 tarihinde 657 sayılı Yasaya ek 34....
Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildiğinde gerekli muayenesinin yapıldığı, anamnez ve muayene bulguları neticesinde batın içi ... patolojilerin ön planda düşünülerek genel ... konsültasyonu yapıldığı, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çocuk ... bölümü ve hekimi bulunmaması nedeni ile İstanbul Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Çocuk ... Kliniğinden konsültasyon istenilmesinin uygun olduğu, İstanbul Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Çocuk ... Kliniğinde yapılan muaeyene ve tetkikleri neticesinde ... patoloji tespit edilmeyip tekrar ... Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldiğinde genel durumunun hızla kötüleştiği, gerekli tıbbi müdahalenin yapılarak yoğun bakım servislerinde yer aranmasına rağmen bulanamaması nedeniyle Özel ... Hastanesine sevk edilme kararının uygun olduğu, çocuğun ölümüne neden olan ...(... virus) enfeksiyonunun bu vakada olduğu gibi atipik belirti ve bulgularla da seyredebileceği tıbben bilinmekle ölümde çocuğun tedavisine katılan ......
Uluslararası tır şoförü olan davacı iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 31.12.2008 tarihinde feshedildiğini savunurken, davalı işveren davacının 16.10.2008 tarihinde izin verilen davacının 24.10.2008 tarihinde izin dönüşü işe gelmediğini ve devamsızlık yaptığını, iş sözleşmesinin de devamsızlık nedeni ile 12.01.2009 tarihinde feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından işten çıkış kodu olarak 07 gösterilerek 12.01.2009 tarihinde feshedilmiş ise de davalının davacı işçinin iş sözleşmesini tazminat gerektirmeyecek şekilde feshettiğini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Dosyaya davacının kullandığı ve yurt dışına çıkış yapan araçların giriş ve çıkış kayıtları sunulmuştur....
ay hapis cezasından, aynı Kanun'un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılırken, 2 yıl 4 ay hapis cezası yerine hesap hatası sonucu 2 yıl 6 ay hapis cezasına, hükmedilmesi suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayin ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve suça sürüklenen çocuğun gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının suça sürüklenen çocuğun lehine olması nedeniyle, bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır....
iline nakleden sanık hakkında TCK'nın 79/1-b maddesi yerine anılan Kanunun 79/1-a maddesi ile uygulama yapılması, 2- Göçmen kaçakçılığı suçunun niteliği ve suçla korunan hukuki yarar da nazara alındığında menfaat karşılığı ülkeden çıkarılmaya teşebbüs edilen kişilerin suçun yasal mağduru durumunda olmayıp suçun konusunu oluşturdukları bu nedenle aynı neviden fikri içtima hükümlerinin somut olayda uygulanamayacağı gözetilmeden, birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağlandığı gerekçesiyle sanık hakkında TCK'nın 43. maddesi 2. fıkrasının uygulanması sureti ile fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, temel cezanın belirlenmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin çıkarılarak yerine "TCK'nın 79/1-b maddesinin" eklenmesi ve TCK'nın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin 2. paragrafın hüküm fıkrasından çıkartılarak sanık hakkında tayin edilen 3...
Ancak, göçmen kaçakçılığı suçunda korunan hukuki yararın uluslararası toplum düzeni olup, menfaat karşılığı ülkeye sokulan, ülkede kalmasına veya yurt dışına çıkmasına imkan sağlanan kişilerin suçun yasal mağduru durumunda bulunmayıp, suçun konusunu oluşturdukları gözetilmeden, sanık hakkında birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağladığı gerekçesiyle TCK'nın 43/1. maddesi uygulanarak fazla ceza verilmesi, hukuka uygun bulunmamıştır. Sonuç ve Karar: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- Göçmen kaçakçılığı suçundan sanık ... hakkında, İzmir 24....
yaşadığını ve davalıyla ayda bir görüşebildiğini, davalının çalışmasının müşterek çocukla vakit geçirmesine engel olmayacağını ve müşterek çocuğa bir zararı olmayacağını, çocuğun velayetinin annede kalmasının çocuğun üstün yararına olacağını, davacının çocukla yaşadığı evde çoğu zaman kız arkadaşıyla kaldığını, çocuk hakkında kız arkadaşıyla konuştuğunu, bu durumun çocuğun hoşuna gitmediğini, birkaç kez rahatsızlığını davalıya da ifade ettiğini, davacının MS hastası olup bu nedenle emekli olduğunu, müşterek çocuğun 13 yaşında olup davacının herhangi bir atağında ne yapacağını bilemeyeceğini ve bu durumun çocuğun psikolojisini alt üst edeceğini, davacının anne babasının yılın belli bölümlerini Nevşehir ve Mersin'de geçirdiğini, davacının çocuğu babaanne ve dedesinin yanına götürüp uzun süre orada kaldığını, davacının babasının Alzheimer hastası olduğunu ve bulundukları ortamın küçük için sağlıksız olduğunu, davacının çocuğa seni Mersin'e götüreceğim orada okutacağım dediğini, çocuğun okuldaki...
İLGİLİ MEVZUAT: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun ''Yurt içinde ve yurt dışında görevlendirme'' başlıklı 39. maddesinde, "...Öğretim elemanları birinci fıkrada ve bu Kanunun 33 üncü maddesinde sayılan yurt dışına gönderilme halleri dışında mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak için Cumhurbaşkanınca üniversiteler itibariyle bir yılı geçmeyecek şekilde her yıl belirlenecek kontenjan ve süreler dahilinde yurt dışına gönderilebilecekleri gibi aynı amaçlarla dış burslara dayanılarak da gönderilebilirler. Belirlenen kontenjanların üniversiteye bağlı birimler arasında dağıtımı üniversite yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı,gönderilme ise ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile olur. Zorunlu hallerde yurt dışında kalma süresi ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile yarısına kadar uzatılabilir....
şarkışlaya getirip baba ve annesine bakıcılık yapması için bıraktığı, bir ay sonrada müvekkili aşağıekecik köyündeki annesinin yanına getirip bırakarak çocugun ve müvekkilin vize kartlarınıda yanına alarak kendisi yurt dışına gittiği, müvekkili gel benide götür demesine rağmen , davalı sen artık türkiyede kalacan yaşlı anneme ve babama bakacan yurt dışında işin yok şeklinde cevap verdiği, müvekkil buna rağmen kendi imkanları ile Ankara'dan konsolosluktan kendine ve çocuguna evrak çıkarttırıp yurt dışına gittiği, davalı türkiyeye kesin dönüş yapacağız dediği müvekkili ve çocugu türkiyeye getirdiği, müvekkilin anne evi olan aşağı ekecik köyüne bıraktığı, ziynet eşyalarını müvekkilden alarak davalı bozdurduğu, müvekkile iade etmediği, davalı boşanması şartıyla bu bilezikleri hemen yapacağı yönünde de watsap mesajları attığı, müvekkili ve küçük oğlu abdurrahman müvekkilin annesinin evine sığındığı, davalı müvekkile ve çocuguna sahip çıkmadığı, davalının şarkışla ilçesinde adına iki adet...