Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Davalının yurt dışında bulunduğu 14.12.2008 ila 15.09.2009 tarihleri arasında yurtdışına hangi amaçla gönderildiği, geçici görevlendirme ile yurt dışına gönderilmiş ise geçici görevlendirilmesine ilişkin bilgi ve belgelerin davacı idareden getirtilerek dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık Sanıkların üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; 1) Evli olan katılanların yurt dışına gitmeye karar verdikleri bu esnada hem Türk hem Bulgaristan olmak üzere çifte vatandaşlığı bulunan ve sanıklardan ...'in kardeşi olan sanık ... ile tanıştıkları, yurt dışına gidip yerleşme fikirlerini kendisi ile paylaştıkları, Mustafa'nın katılanlara boşanıp Bulgaristan'da bulunan ve oranın vatandaşı olan biri ile evlendikleri takdirde kendilerini Bulgaristan'a götürebileceğini ve orada bir süre kaldıkları takdirde oranın vatandaşı olabileceklerini söylemesi üzerine buna inanan katılanların boşandıkları, katılanlardan ...'in sanık ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim borcunu ödemeyen davalılar hakkında yapılan icra takibine karşı ileri sürülen itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davalı ...’in... Bankası İdare merkezinde Ekonomist Yardımcısı olarak görevliyken lisans üstü çalışma yapmak amacıyla yurt dışına gönderildiğini, eğitimini başarı ile tamamlamasına rağmen kurumdaki görevine başlamadığından istifa etmiş sayılmasına karar verildiğini, yurt dışına çıkarken düzenlenen yüklenme ve kefalet senetleri gereğince sorumlu olan davalıların haklarında yapılan icra takibine itirazlarının iptali ile %40’dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir....

        ın, olay tarihinde, disiplin cezası verilerek okuldan uzaklaştırılan sanığın durumunu görüşmek üzere okula gittikleri, sanık ...’ın disiplin cezası almasına sebep olduğunu düşündüğü öğretmen olan mağdur ...’u dersteyken çağırdığı ve sınıfın dışına çıkan mağdur ...’i “okuldan atılmama sen sebep oldun, senin yanına bırakmayacağım” biçimindeki sözlerle tehdit ettiği, sonrasında durum mağdur ... tarafından okul idaresine bildirildiğinde diğer mağdur olan müdür yardımcısı ... tarafından sanıkların okul dışına çıkartıldığı, mağdurların ve tanığın anlatımlarına göre, sanığın cebir ve tehdit içeren herhangi bir eyleminin olmadığı ve mağdur ...'...

          Velayete sahip olan davalının, çocuğu 2012 yılı Haziran ayında babaya bırakıp sürekli kalacak şekilde yurt dışına (Almanya) gittiği ve yeniden evlendiği eşiyle birlikte Almanya'da yaşadığı, bu suretle velayet görev ve sorumluluğunu son iki yıldır yerine getirmediği, çocuğun bu süre içinde babasının yanında olduğu ve onun yanında ilköğretime başladığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum, velayetin değiştirilmesini gerekli kılan yasal bir sebeptir (TMK m. 183). Baba yanında kalmasının bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve deliller de bulunmamaktadır. O halde, velayetin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır. Ne var ki, bu husus ilk incelemede gözden kaçtığından, hüküm onanmıştır....

            ın 23.08.2005 tarihli yüklenme senedi ve taahhütname imzalayarak master eğitimi için yurt dışına gönderildiği 18.07.2008 tarihli genel müdür onayı ve iç işleri bakanı oluru ile eğitim süresinin uzatıldığı,yine 29.07.2009 tarihli genel müdür onayı ve iç işleri bakanı oluru ile eğitim süresinin uzatıldığı ve en son 08.02.2011 tarihli genel müdür onayı ve iç işleri bakanı oluru ile eğitim süresinin 22.05.2011 tarihine kadar uzatıldığı ve eğitim süresinin sonunda kendi isteği ile yurda döndüğü ve doktora eğitimini tamamladığına dair doktora diplomasını teslim etmediği, 23.08.2005 tarihli yüklenme senedinin 7. maddesi ile eğitimi tamamlamadan yurda döndüğü veya başarılı olmadığı takdirde tarafına fiilen döviz cinsinden yapılan masrafların tümünü ödemeyi davalının kabul ve taahhüt ettiği dolayısıyla yönetmeliğin 11.maddesi uyarınca uzatılmış eğitim süresi içerisinde eğitimini tamamlayıp gereklerini yerine getirmeden yurda dönmesi sebebiyle başarısızlık durumunun oluştuğunun kabulü...

              Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildiğinde gerekli muayenesinin yapıldığı, anamnez ve muayene bulguları neticesinde batın içi ... patolojilerin ön planda düşünülerek genel ... konsültasyonu yapıldığı, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çocuk ... bölümü ve hekimi bulunmaması nedeni ile İstanbul Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Çocuk ... Kliniğinden konsültasyon istenilmesinin uygun olduğu, İstanbul Üniversitesi ... Tıp Fakültesi Çocuk ... Kliniğinde yapılan muaeyene ve tetkikleri neticesinde ... patoloji tespit edilmeyip tekrar ... Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldiğinde genel durumunun hızla kötüleştiği, gerekli tıbbi müdahalenin yapılarak yoğun bakım servislerinde yer aranmasına rağmen bulanamaması nedeniyle Özel ... Hastanesine sevk edilme kararının uygun olduğu, çocuğun ölümüne neden olan ...(... virus) enfeksiyonunun bu vakada olduğu gibi atipik belirti ve bulgularla da seyredebileceği tıbben bilinmekle ölümde çocuğun tedavisine katılan ......

                Davacının yurt dışına çıkmasından bir gün önce, 28.12.1995 tarihinde imzaladığı taahhütnamenin, tarafların eşit ve serbest iradeleriyle değil, idarenin tek taraflı olarak ve kamu gücüne dayanarak düzenlenmiş olduğunda herhangi bir kuşkuya yer yoktur. İlgilinin bu taahhütnameyi imzalamaması halinde yurt dışına gönderilmeyeceği de açıktır. Nitekim "Yetiştirilmek Amacıyla Yurtdışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik" in 17. maddesi bu doğrultuda kurallar içermektedir. Davacının taahhütnameyi imzaladığı ve yurt dışına çıktığı tarihte gerek 657 sayılı Yasada, gerek adıgeçen Yönetmelikte eğitim amacıyla yurt dışına çıkanların eğitimlerinde ya da katıldıkları kursta "başarısız olmaları" durumunda kendilerine yapılan masrafların ne şekilde ve ne oranda geri alınacağı yolunda özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu boşluk, 1.8.1996 günlü, 4160 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 5.8.1996 tarihinde 657 sayılı Yasaya ek 34....

                  ay hapis cezasından, aynı Kanun'un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılırken, 2 yıl 4 ay hapis cezası yerine hesap hatası sonucu 2 yıl 6 ay hapis cezasına, hükmedilmesi suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayin ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve suça sürüklenen çocuğun gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının suça sürüklenen çocuğun lehine olması nedeniyle, bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır....

                    yaşadığını ve davalıyla ayda bir görüşebildiğini, davalının çalışmasının müşterek çocukla vakit geçirmesine engel olmayacağını ve müşterek çocuğa bir zararı olmayacağını, çocuğun velayetinin annede kalmasının çocuğun üstün yararına olacağını, davacının çocukla yaşadığı evde çoğu zaman kız arkadaşıyla kaldığını, çocuk hakkında kız arkadaşıyla konuştuğunu, bu durumun çocuğun hoşuna gitmediğini, birkaç kez rahatsızlığını davalıya da ifade ettiğini, davacının MS hastası olup bu nedenle emekli olduğunu, müşterek çocuğun 13 yaşında olup davacının herhangi bir atağında ne yapacağını bilemeyeceğini ve bu durumun çocuğun psikolojisini alt üst edeceğini, davacının anne babasının yılın belli bölümlerini Nevşehir ve Mersin'de geçirdiğini, davacının çocuğu babaanne ve dedesinin yanına götürüp uzun süre orada kaldığını, davacının babasının Alzheimer hastası olduğunu ve bulundukları ortamın küçük için sağlıksız olduğunu, davacının çocuğa seni Mersin'e götüreceğim orada okutacağım dediğini, çocuğun okuldaki...

                    UYAP Entegrasyonu